O halde özgürlük nedir? Arzuladığın gibi yaşama gücü. Dolayısıyla doğruların peşinde koşan; yaptığı işten zevk duyan; planlı programlı bir yaşam tarzı süren; yasalara aslında korktuğu için boyun eğmeyen, tersine ne kadar faydalı olduklarını bildiği için onlara uyan ve saygı duyan; içinden gelmedikçe ve istemedikçe hiçbir şey söylemeyen, hiçbir şey yapmayan, hiçbir şey düşünmeyen; aldığı bütün kararlarda ve yaptığı bütün işlerde kendi hür iradesiyle hareket eden ve bunların sorumluluğunu üstlenen; hayatında kendi istenç ve irade gücünden daha güçlü hiçbir şey olmayan kişi dışında kim arzu ettiği gibi yaşar? En büyük güce sahip olduğu söylenen talih bile böyle bir kişiye boyun eğer, çünkü bilge bir şairin söylediği gibi, talih insanın kendi davranış biçimine göre şekillenir.
Yargı ayaklar altına alındığında, atalardan gelen gelenekler yok olduğunda, kamu görevlilerinin kılıç zoruyla kovulmasıyla birlikte senatonun adı rejimden silindiğinde ortada devlet diye bir şey kalmamıştı.
''Ölüm, ölseler de isimleri yok olmayacak kişiler için değil, yaşamlarıyla birlikte her şeyini kaybedenler için korkunçtur. Sürgün ise tüm evrenin tek bir kent olduğunu düşünenler için değil, yaşam alanı sınırlı kişiler için korkunçtur.''
Yoksa karısının hükmü altında olan, karısının kafasına göre koyduğu yasalara, kurallara, emirlere ve yasaklara tabi olan, karısı emir verdiğinde hayır diyemeyen, ona karşı koymaya cesaret edemeyen kişiye mi özgür demeliyim? O, karısı ver dediğinde vermek, gel dediğinde gelmek, git dediğinde gitmek ve tehdit ettiğinde korkudan titremek zorundadır. Bence böyle bir adam isterse son derece varsıl bir aileden gelsin, sadece köle değil, kölelerin de en rezilidir.