Sapanını kuşandı kara gözlü,esmer çocuk;yollara düştü.Adımlarında büyük adamlara taş çıkartan bir kararlılık,gözlerinde gizemli bir sevdanın huzmesiyle…
Elimde bavulum beni kapıda görünce, annemin yüzünün alacağı şekli görür gibi oluyorum. Ona ne anlatacağım? Kaloriferli bir eve ve çürütmeye bile terk edebileceğim muzlara sahip olduğuma göre derdim ne olabilir? Kimse beni anlamaz...
Kimse beni anlamaz...
Biraz küskün, biraz mahzun, biraz heyecanlı ama hep titrek birer yaprak gibi yüreklerimizle yalnızlığa ağıt yakmayacaktık da ne yapacaktık?
Oysa önce biz, kendimize yabancıydık...
El gibi, eller gibi uzak...
Devasa bir günün altında ezildiği belliydi, fakat direngen ve devingen bie umuda sarmalamıştı yüreğini. Dünü bugüne, bugünü yarına, yarını sonsuzluğa düğümleyen...