Sufilerden Sözler ve Menkıbeler - Hal Dili
A. Suat DemirtaşSufilerden Sözler ve Menkıbeler - Hal Dili Sözleri ve Alıntıları
Sufilerden Sözler ve Menkıbeler - Hal Dili sözleri ve alıntılarını, Sufilerden Sözler ve Menkıbeler - Hal Dili kitap alıntılarını, Sufilerden Sözler ve Menkıbeler - Hal Dili en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sünnete uymak en büyük ameldir.
Sayfa 27Kitabı okudu
İlim kimsenin ayağına gitmez, ilmin olduğu yere gidilir.
Sayfa 14Kitabı okudu
Hz. Ebu Bekir
Sakin kibirlenmeyin! Zira topraktan yaratılıp tekrar toprağa dönecek olan ve böceklerin yiyeceği kimsenin kibirlenmesi hatadır.
Sayfa 48Kitabı okudu
Kim bir şeyi severse onu çok anar.
Sayfa 80Kitabı okudu
Nefsin seni hapsetmistir. Bu hapisten kurtulup çıktığın taktirde ebedi huzura ulaşırsın. Ancak oraya bulunmaya devam ettiğin sürece bela zindanındasın; seni buradan kurtaracak olan yalnız istikamettir.(Kur-an ve sünnete uymak, Hakk'a teslimiyettir.)
Sayfa 33 - Ebu-l Kasım NâsrâbâdiKitabı okudu
Bir gün meşhur Sahabe Ebû Hureyre'ye [radıyallahu anh] biri dedi ki:
-İlim öğrenmek istiyorum, fakat sonra onu zayi eder kaybederim diye korkuyorum.
Ebû Hureyre [radıyallahu anh] şöyle cevap verdi:
- Asıl ilmi kaybetmek, bu düşünce ile ilmi terketmek, onu öğrenmemektir.
Diken ekersen gül toplayamazsın!
Sayfa 62Kitabı okudu
Hz. Ömer:
Bu ümmet için en korktuğum şey, dili ile alim fakat kalbi ile cahil olan kimselerdir.
Sayfa 21Kitabı okudu
Ruhum ruhunu tanıdı. Müminlerin ruhu birbirlerini tanır.
Sayfa 148Kitabı okudu
Her şeyi maddiyatta arayanların akılları gözlerindedir. Göz ise maneviyatta kördür.
Sayfa 134Kitabı okudu
İbrahim Teymi (r.a)
İki şey beni dünya lezzetlerine gönlümü kaptırmaktan alıkoyar. İlki ölümü hatırlamak ikincisi de hesap vermek üzere Allah Teala'nın huzuruna çıkacak olmak.
"Bu ümmet için en çok korktuğum şey, dili ile âlim fakat kalbi ile cahil (gafil) olan kimselerdir. "
Hz. Ömer [radıyallahu anh]
Tasavvuf, evveli ilim, ortası amel, sonu da Allah'tan gelecek ikram ve ihsana nail olmaktır.
Sayfa 97 - Şehabeddin SühreverdiKitabı okudu
Nakşibendî yolunun büyüklerinden İmâm-ı Rabbânî hazretleri [kuddise sırruhû] anlatıyor:
"Bir hadis-i şerifte Resûlullah Efendimiz [sallallahu aleyhi vesellem], "Âlimler peygamberlerin vârisleridir” buyuruyor. Peygamberlerden miras olarak kalan ilim iki kısımdır:
Birincisi, ahkâm ilmidir (İslâmî hükümlerin bilgisi, zâhirî ilimler). İkincisi sırlar ilmidir (manevi ilimler).
Peygamber Efendimiz’in [sallallahu aleyhi vesellem] mirasına gerçekten sahip olanlar bu her iki ilimden de nasibi olanlardır. Sadece birinden nasibi olan kimse gerçek vâris olamaz.
Çünkü vâris olan kimsenin, miras olarak bırakılan şeyin bir kısmından değil hepsinden nasibi vardır. Mirasın bir kısmından hissesi olan kimse alacaklı kimseler grubuna girer (asıl vâris olamaz)."
Bir gün Abdullah b. Muhammed Râzî hazretlerine [kuddise sırruhû] sorarlar:
- Bu insanlar ayıp ve kusurlarını biliyorlar ama doğru yola dönmüyorlar. Bunun sebebi nedir?
Hazret şu cevabı verir:
- Çünkü onlar, birbirlerine karşı bildikleriyle övünmekle meşguller. Bildikleriyle amel etmek için uğraşmıyorlar. Dışları ile meşguller ama iç âlemleriyle hiç ilgilenmiyorlar. Bu sebeple de Allah onların kalplerini kör etmiş ve âzalarını ibadete karşı bağlamıştır.