İlk defa bir kitaba yorum yazmak için bu kadar bekledim. İkiye bölündüm. Düğümlendim. Kitabı bitirdiğimde ensemden başıma uzanan bir ağrı beni yorgun bıraktı.
Çok hoşuma giden cümleler vardı kitapta. Beni bu kadar etkilemiş olmasına kafa yordum açıkçası. Bektaşî geleneğin "tasavvuf" anlayışına yoğunlaşmıştı hikâye. Alevî nefeslerini ve türkülerini çok severdim önceden. Ama kitabı okurken tasavvufa bakış açımı zaman zaman kaybettim.
Son haftalarda okuduğum kitaplar genelde aşk üzerine yoğunlaşmıştı istemsizce. İlginçtir hem beşerî hem de "ilahî aşk" üzerine yazılan bu kitaplardaki insan fotoğraflarında amel eksikti. İlahî aşka dair bir kitapta neden "namaz"ın esamesi dahi yoktu?
***
Metro yolculuklarımda tefsir derslerini takip ediyorum. Kur'an'ın emrettiği hayat disiplini ile tasavvufî yaşantıyı bir çelişki gibi gördüm bu kitabı okurken. Beni en çok yoran bu düşünce oldu. Mahmud Erol Kılıç tasavvufu Muhammedî şeriatın arkeolojisi olarak niteler. Ve her insan eminim bir tasavvuf zevki vardır. Tasavvuf çok tehlikeli bir hal aldı bugünlerde. Dücane Cündioğlu tasavvufî kitapların neşrinin irşad değil ifsad olduğunu söyler. Tasavvuf herkes için değildir çünkü. Tevile açıktır, yanlış anlamaya çok müsaittir.
***
Kitabın konusuna değinmedim. Fazl ve Nesimî'nin korkunç ölümlerle biten hikayeleri anlatıldı kitapta. Yanlış anlaşılmalar! Şathiyat!
“Şeriat, tarikat yoldur varana,
Hakikat, marifet andan içeru”
Bu mısraların doğruluğuna inanıyorum, kendim bu yolun neresindeyim?
Cismen doğan kendine yabancıdır. Yabancı olan , el âlemdir. El âlem olma, cümle âlem ol. O âlem ki cümlesi Âdem'dir. Cümlesi Âdem olan, el âlem olmaz ama eli âlem olur. O el Hakkın elidir. Çünkü o el- Hakk'tır. O el ki elif ve lam'dır. Elif bir, la ise otuzdur. Cümlesi otuz bir eder. Otuz bir, üç ile birdir ya da cim ile elif'tir. Cim karnındaki noktaya gebedir. Elif'in bu noktadandır. O sebeple cim, üçtür. Bu üç olanda, bir ile iki ve de kendisi vardır. O sebeple cim elif ile başlar, bâ ile yol alır ve kendisi ile nihayete erer. Elif vahdet, bâ ise kesrettir. Cim ise cemdir ve de vahdet ile kesret olursa şeş cihet vücuda gelir. Cim ile elif dört eder ki o dar çâr ananın sırrıdır. Od, âb, yel ve rabdan hayat bulur ve âlem ibnü'ssır olur. Ve sırra kadem basar, her adımda görür bu sırrı.