(...) Çocuk bu lakırdıları ne âlicenabane bir tavır ile, ne cüretli bir yolda söyledi! Öyle bir suretle söyledi ki kendisine tevcih-i hitab edilen mutlaka yüreği içinde hisseylediği bir lerzenin zahirde tercümesinden ibaret olmak üzere yüzünü bir aralık ölü rengi gibi bir renk kapayıp şu hâlin bittabi mucip olduğu behtten dolayı şakk-ı şefeye muktedir olamadı. O cüretli genç aşığa verecek bir cevap bulamadı.
Sayfa 41 - âlicenabane: şerefli, haysiyetli | tevcih-i hitab: söz söylemek | lerze: titreyiş | zahir: dış | beht: şaşkınlık | şakk-ı şefe: ağız açma