Zayıf Efendi, kendi kendine söyleniyordu:
“Türkiye yıpranmış, tozlu, ciltsiz ama önemli, yararlı bir kitaptır. Onu okumak, düzeltip basmak için sabır
ve merak ister.”
Zayıf efendi, ciddi bir üzüntüyle “Muhibbi”nin ünlü
dörtlüğünü usul usul okudu:
“Sayılmayız parmak ile
Tükenmeyiz kırmak ile
Taşramızdan sormak ile
Kimse bilmez hâlimizi”
O akşam lokantada rastladıkları bir gazeteci bunlara demişti ki, Çanakkale savunması, yalnız hilafetin aynı biçimde sürmesi değil,
Almanya ve Avusturya-Macaristan'ın da kalıcılığını
sağlayacak ve Rusya'nın çöküşünü hazırlayacaktır. Ve
tarih, Türkiye'nin önemini o zaman anlayacaktır.
İki gün içinde eşyalarını sattılar. Üçüncü gün, pasaportlarını vize ettirmek için konsoloslu¤a başvurduklarında, "Öğrencilerin askerlikleri ertelendi." diyen kâtibin duygusuz gözlerine baktılar. Ve ceketlerinin iliklerine taktıkları bir sümbül çiçeğini derin derin koklayarak
ve önlerine bakarak usulca, "Biz gönüllü gidiyoruz!"
dediler.
3 fiubat 1918