Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sumerkı Alacakaranlık

Dmitry Glukhovsky

Sumerkı Alacakaranlık Gönderileri

Sumerkı Alacakaranlık kitaplarını, Sumerkı Alacakaranlık sözleri ve alıntılarını, Sumerkı Alacakaranlık yazarlarını, Sumerkı Alacakaranlık yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kahramanlarının korkunç bir ölüme gittiği birçok başka konu vardır ama her zaman hikayeyi kazananlar yazar.
"Süresi bir sineğinkinden sadece biraz daha uzun olan insan, her böcekle aynı avuntuyu paylaşıyor: Pervasızlık ve cahillik. Ölümsüzlüğün aptalca kuruntusu, insana cennetteki sonsuz hayatının kaybından geriye kalan tek şeydir. Bu yüzden onu almak imkânsızdır, tıpkı her şeye rağmen en solmuş ruhta bile filizlenen umudu yok etmek gibidir."
Sayfa 405Kitabı okudu
Reklam
"Bu kıyametin fark edilmeyeceğini biliyordum. Kaç tane hayal edilemez, büyüleyici, sınırsız evren her gün doğuyor ve tarihini yazacak birini bulamadan solup gidiyor? Onlardan geriye kalan tek kanıt, raporları ve tüm bilinenleri hatırlamayı geçtim, kendisinin bile bilmediği, insanın baş döndürücü hayatının sıkıştırıldığı mezar taşlarıdır."
Sayfa 404Kitabı okudu
"...Bu yüzden, eski Kızılderililerin soyundan gelenlerin söylediği gibi, hiçbir zaman kendi kaderini görmeye çalışmama uyarısını dinliyorum. Çünkü sonumuzun kaçınılmazlığı bilgisinin altında huzur ve zamanın belirsizliği içinde de umut yatıyor. İnsan ise bilinmezlik ve umutla yaşar. Kıyametten bir gün öncesinde bile umudu besleyecektir çünkü öyle yaratılmıştır. Kendini çok kaptıran ise, kendini çoktan lanetlemiştir."
Sayfa 400Kitabı okudu
"Sana geri kalan az sayıdaki saati nasıl geçirirsin? Her şeyi bitiremeyeceğini bildiğinde, ne yaparsın? Uzun zamandır kurduğun hangi hayalini gerçekleştirirsin?"
Sayfa 396Kitabı okudu
"İlk büyükkanne ile dede gider, büyürken daima yanınızda olan köpek ölür -ve onunla birlikte çocukluğumuz da. Ölümleri, tıpkı ardından olgunluğun geldiği bir sınır gibidir." "Ardından sıra ebeveynlere gelir. Onlar da bizi terk ettiğinde, bu yetişkin hayatımızın sona erdiğini ve yaşlılığın eşiğinde olduğumuzu gösterir." "Bir bakmışsın saçları beyazlamış veya dişlerini kaybetmiş ama hâla muzipçe sırıtan okul arkadaşlarından biri ölmüş; nihayet de eşin." "Bu son işarettir. Biz de hazır olmalıyız artık."
Sayfa 394Kitabı okudu
Reklam
"Fakat yıllar geçiyor ve bu insanlar bizi tek tek terk ediyorlar, bedensiz hayaletlere dönüşüyorlar ve son kaçış olarak hatıralarımızı buluyorlar. Tanıdık seslerini bir saniyeliğine de olsa kafamızda duymak, gülümsemelerinin sihrini unutulmuşluktan kurtarmak için saatlerce fotoğraflarına bakabiliriz. Sevdiğin bir insanın kaybı sonucunda meydana gelen acı geçmiyor, yalnızca zaman onu uyuşturabiliyor."
Sayfa 393Kitabı okudu
"Ne zaman öleceğimi bilmek istemiyorum! Ecelin hangi dakikada geleceğini bilmediğimde de sonsuzum!"
Sayfa 391Kitabı okudu
"Bilgi, gerçekten bir ceza. Ne kadar zamanın kaldığını bildiğinde, gerçekten de ölüm hücresindeki gibi hayatın boyunca idamını bekliyorsun."
Sayfa 391Kitabı okudu
"Yazı, insanın fani, dünyanın da geçici olduğunu söylüyor. Yeryüzünde ilk ışığı gördüğümüz an, hepimiz ölüme mâhkumuz. Tüm hayatınızı Maya araştırmalarına adamış olsanız da en büyük bilgeliklerini anlamamışsınız. O da bu halkın daima ölümü düşünüp ondan korkmaması. Biz ise varlığımızı bir gün de olsa uzatmak için ölümü reddediyor, ilaçlar, diyetler ve nefes egzersizleri uyduruyoruz, sanki bu zorluklarla kazandığımız günü bize verilen diğer günler gibi zavallı ve anlamsızca geçirmeyecekmişiz gibi. Fakat kendimizi ölümsüzlüğün hayalleriyle avuttuğumuzda, sonun değişmeyeceğinin belli olduğu günde acıyı ve kederi daha da arttırırız..."
Sayfa 388Kitabı okudu
Reklam
"Yine de bugün her insan, çevresinde gördüğü her şeyin kendisi var olduğu sürece var olduğuna ve bu gerçeği (bu terim buraya ne kadar uygunsa) kendisinin algılayabildine az çok inanır. Bu zarif teorik yapıyla ünlenen filozofların sayısı, kanıtlanamayışı ve inanılmaz çekiciliğiyle doğru orantılıdır. Fakat bizi çevreleyen tüm dünyanın kafamızın içinden ibaret olduğunu varsayarsak, bir adım daha ileri gitmeye ve ortaya daha cesur bir hipotez atmaya ne engeldi? Ya bu kafa bizimki değil de bir başkasınınkiyse?"
Sayfa 375Kitabı okudu
"Nuh gemisinden suyun üzerine bakarken ne hissetmişti sahiden? Lut, cehennem ateşleri Sodom'u yutarken etrafına bakmadan gittiğinde ne düşünmüştü? Altındaki Himalayalar yıkılırken görünüşte sakin bir ruh hâliyle dağ kasabasından uzayın harabelerine baktığında, son Tibetli keşişin kafasında hangi kasırga esiyor olacaktı? Ben ne hissedecektim?"
Sayfa 287Kitabı okudu
"Hayat. Bu muhteşem, inanılmaz kelime şu ana kadar olan zavallı varlığımı, tek gayem olarak su ve elektrik faturalarını ödemek ve beslenmek için işten işe koşup ot gibi yaşamamı betimlemek için kullanılabilir miydi?"
Sayfa 225Kitabı okudu
"Yere bakmak, girdiğim yolun nereye gittiğini düşünmekten daha rahatlatıcıydı."
Sayfa 223Kitabı okudu
"Bir an için kendimi meraklı bir araştırmacının inip çıkan kapıları bulunan bir labirente soktuğu deney faresi gibi hissettim. Sürekli olarak özgürlüğe veya tuzağa giden yeni geçitler açılıyor veya labirentin durmadan şekil değiştirmesine neden olan ve başta kullanılan yolu akılda tutmasını imkânsız kılan dönüş yolları kapanıyordu. Silahlı bir soyguncu gibi sonu gelmeyen geçitler arasında koşan ben değildim. Beni başkası yönlendiriyor, belirli kanatları açıp kapatıyor, gerekli bilgileri iletiyor, gerek kalmayan oyun arkadaşlarını sahneden çıkarıyor ve beni yeniden bu labirentte yalnız başıma bırakıyordu. Bu, bir seçeneğimin olmadığını ve sadece kendi irademle hareket ettiğim anlamına mı geliyordu? Ayrıca birinin benim için belirlediği tek rotanın sonunda ne vardı?"
Sayfa 218Kitabı okudu
111 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.