Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Rejim ve Dış Politika

Suriye

M. Hüseyin Mercan

Suriye Sözleri ve Alıntıları

Suriye sözleri ve alıntılarını, Suriye kitap alıntılarını, Suriye en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İktidarını tesis etmeye çalışan Esed rejimine bir başka yardım da Libya lideri Muammer Kaddafi'den geldi. Kaddafi, Şam'a gelerek yeni bir istikrar arayışı içindeki ülkeye 110 milyon doları hibe ve 38 milyon doları geri ödemeli olmak üzere toplam 148 milyon dolarlık yardım konusunda söz verdi. Esed, ülkesinin yeniden yapılanma sürecinde ve gerçekten ihtiyaç duyulan dönemde gelen bu yardımı yiyecek fiyatlarının düşürülmesi için kullandı ve bu durum halkın yaşam düzeyinin biraz da olsa iyileşmesi yönünde katkı sağladı.
Sayfa 80 - Açılım KitapKitabı okudu
Hariri'nin izlediği siyasetle Lübnan'daki nüfuzu zarar görmeye başlayan Suriye için önemli bir sorun da 2 Eylül 2004 tarihinde Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin Lübnan ile ilgili kararı oldu. Güvenlik Konseyi'nin 1559 sayılı kararında Lübnan'daki tüm yabancı güçlerin ülkeyi terk etmesi, Lübnan Hükümeti'nin ülkenin kontrolünü tamamen ele alması ve ülkede serbest ve açık bir seçim sürecinin sağlanması yönünde talepler ifade edilmekteydi. Güvenlik Konseyi'nin bu kararıyla köşeye daha çok sıkışan Beşşar Esed uluslararası toplumu Lübnan konusunda karşısına alarak Refik Hariri ve Velid Canbolat'ın muhalefetine rağmen Emil Lahud'un başkanlık süresinin uzatılması yönünde bir tavır sergiledi. Bu durum sonucunda Lahud'un görevinin üç yıl daha uzatması Suriye'nin tüm muhalefete ve değişen yapıya rağmen Lübnan siyasetinde hâlâ etkin olduğunun da en önemli göstergelerinden biri oldu.
Sayfa 157 - Açılım KitapKitabı okudu
Reklam
Hama'da Müslüman Kardeşler'i ortadan kaldıran Esed, 1 Mart 1982 tarihli konuşmasında İslami muhalefete karşı öfke kustuğu konuşmasında şunları söyledi: Yoldaşlarım, kardeşlerim: İslamiyet için, Müslüman rolü yaparken, dinin anlamını, kavramlarını çarpıtmaktan daha büyük tehlike yoktur. Katil Kardeşler'in yaptığı da bu: İslam adına öldürüyorlar. İslam adına suikastlar düzenliyorlar. İslam adına çocukları, kadınları, yaşlıları katlediyorlar. İslam adına aileleri yok ediyorlar... Kardeşler, yoldaşlar, bu ülkenin kasaba ve köylerindeki halk, bu vatanı ve gönderildiği şekli ile İslam'ı, Muhammed'in (sav) İslam'ını savunacaktır. Evlatlarım, bağışlandığı şekli ile biz İslam'ı koruyacağız. Peygamberin izinden gidenlerin İslam'ını; Ömer ve Ali'nin İslam'ını; adaletin İslam'ını; eşitliğin İslam'ını; sevginin İslam'ını; vatanseverliğin İslam'ını; devrimin İslam'ını; gelişimin İslam'ını; gericiliğe ve feodalizme karşı mücadelenin İslam'ını... Kardeşlerim, vatanın düşmanları ile işbirliği yapan, emperyalist, Siyonist ve gerici düşmanların uşağı Müslüman Kardeşler'e bin kere ölüm! Müslüman Kardeşler'e, katil Kardeşler'e, ahlaksız Kardeşler'e bin kere ölüm.
Sayfa 73 - Açılım KitapKitabı okudu
Suriye'yi Lübnan'a müdahale etmeye iten sebeplerden bir diğer önemli husus stratejik kaygılardı. Bölgenin en hayati alanlarından biri olan Güney Lübnan'daki Bekaa Vadisi'nin Suriye'nin güvenliği açısından sahip olduğu konum Suriye'nin Lübnan'daki varlığının önemli dayanaklarından birisidir. Suriye iktidarları İsrail'in kuruluşundan itibaren Bekaa Vadisi yoluyla İsrail güçlerinin topraklarına ulaşması ve saldırmasından endişe duymuşlardır. Aynı zamanda bir başka tedirginlik de böyle bir saldırının gerçekleşmesi durumunda Lübnan'ın yeterli direnişi gösterememesi ve Suriye'nin stratejik noktaları ile Bekaa arasındaki hattın İsrail kontrolüne girmesiydi. Bu nedenle Suriye, Lübnan müdahalesi dahilinde Bekaa'nın konumunu muhafaza etmek için çeşitli güvenlik politikaları gerçekleştirmiştir. Nitekim 1982 yılında İsrail tarafından Lübnan'a yönelik işgal girişimi sırasında Bekaa vadisinin denetimi altına alınması, Şam yönetiminde büyük bir tedirginlik meydana getirdi. Böylesine stratejik bir bölgenin İsrail denetimine girmesi Suriye için bir tehdit oluşturmaktaydı. Bu nedenle Suriye yönetimi, Lübnan'daki nüfuzunu kendi ulusal çıkarları açısından hayati bir unsur olarak gördü ve Lübnan'daki askeri varlığını devam ettirmek için de tüm bölge devletleri nezdinde de önemli bir meşruiyet kazanmış oldu. Aynı zamanda Esed, Güney Lübnan'a yönelik politikasında da burada etkin olan Hizbullah örgütüne destek sağlayarak İsrail'in Lübnan içinde ilerlemesini engelleyerek bir cephe oluşturmaya çalıştı.
Sayfa 86 - Açılım KitapKitabı okudu
Müslüman Kardeşler teşkilatının 26 Haziran 1980'de Şam'da düzenlediği suikast girişiminden Esed'in son anda kurtulması rejimin Müslüman Kardeşler'e yönelik saldırgan tavrını artırdı. Bu olayın ardından kısa bir süre sonra 7 Temmuz 1980 yılında Suriye Halk Meclisi'nden Müslüman Kardeşler teşkilatı ile ilgili 49 sayılı kanun kabul edildi. 8 Temmuz 1980'de Hafız Esed'in onayladığı kanunun ilk maddesi "İhvan-ı Müslimin (Müslüman Kardeşler) örgütüne üye her kimse suçludur ve idam cezası ile cezalandırılır şeklindeydi.
Sayfa 72 - Açılım KitapKitabı okudu
Dini ve etnik farklılıkların önemli ölçüde belirgin olduğu Suriye'de Fransızlar, bu farklıkları körükleyerek ve özellikle de Alevi ve Dürzîlere özerklik statüsü vererek Suriyelilerin Fransızlara karşı birleşmesini engellemeye çalışmaktaydı.
Sayfa 52 - Açılım KitapKitabı okudu
Reklam
Suriye ile Irak arasındaki buzların eridiği ve işbirliğinin arttığı bir dönemde ABD'nin başlatmış olduğu Irak'a yönelik saldırı Suriye tarafından hoş karşılanmamış ve Beşşar Esed'in eleştirilerine maruz kaşmıştı. 1 Mart 2003 tarihinde Şarm el-Şeyh'de gerçekleşen 15. Olağan Arap Liderleri Zirvesi'nde Beşşar Esed, Irak'ta yaşananlara vurgu yaparak Irak'ın tüm Arapların davası olduğunu ve birlikte direnişe destek vermeleri ve Irak'ın kurtulması için ellerinden geleni yapmaları gerektiğini ifade etmişti.
Sayfa 148 - Açılım KitapKitabı okudu
Irak'ın Suriye'deki Müslüman Kardeşler oluşumuna vermiş olduğu destek ve Suriye Baas Partisi ile Irak Baas'ı arasındaki derin rekabet Suriye'nin her ortamda Irak'a karşı bir duruş sergilemesinin temel dayanağını oluşturmaktadır.
Sayfa 103 - Açılım KitapKitabı okudu
Babası gibi Beşşar Esad da en büyük başarısını dış politikada elde etti. Siyasi kariyerinin başından itibaren Beşşar'ın Amerika'ya karşı uzlaşmaz bir tavır sergilediğini ve Washington'ın bölgedeki tüm çalışma ve programlarını sabote etmeye çalıştığını belirtelim. Beşşar Arap dünyasındaki radikal kanadın lideri oldu, İran'la bağlantı kurdu, Hizbullah ve Hamas'la beraber İsrail ve Amerika karşıtı cephede faal rol oynadı. Beşşar'ın siyasi yönelimi hem ifadelerinde hem de eylemlerinde ifade buldu. 2000'deki Filistin intifadasından başlayarak, sonrasında 2003 kışında Amerika'nın Irak'a girişinde, 2006 yazında ikinci Lübnan Savaşı'nda ve 2009 Gazze Kurşun Dökme Operasyonu'nda eylemlilik sergilemiştir.
Sayfa 16 - Açılım KitapKitabı okudu
Ayrıca anayasanın 3. Maddesi'nde ifade edilen "Devlet başkanının dini İslam'dır ve İslam Fıkhı yasamanın ana kaynağıdır." ibaresi de Esed'in Sünni çoğunluğun olduğu Suriye'de İslam üzerinden kendisine bir meşruiyet sahası oluşturduğunu göstermektedir.
Sayfa 72 - Açılım KitapKitabı okudu
Reklam
İran'da gerçekleşen devrim sonrası kurulan yeni rejimi tanıyan ilk Arap ülkesi olan Suriye, İran'ın yeni lideri Humeyni'ye destek vereceğini ifade ediyordu. Esed'in devrim sonrası Humeyni'ye gönderdiği mesajda İran halkının zaferi şeklinde bir nitelendirmenin ardından tüm Arap coğrafyasına ve dünyaya dış politikada izleyeceği yola dair bir mesaj veriyordu. Esed'in Humeyni'ye gönderdiği mesaj şu şekildeydi: "İran'da devrimle birlikte kurulan yeni rejime desteğimizi beyan ediyoruz. Bu rejim ilhamını İslam'ın yüce ilkelerinden almaktadır. Bu rejimin inşası İran halkının en büyük çıkarı olduğu kadar tüm Araplar ve Müslümanların da aynı şekilde çıkarınadır."
Sayfa 92 - Açılım KitapKitabı okudu
Irak'ın Şattü'l Arab ve Kuzistan'ı İran'a bırakmasını sert bir şekilde eleştiren Esed, bu durumun İran'ın baskısı ve Irak'ın Kürtlerden korkusu nedeniyle gerçekleştiğini ve bu kaybın Arap ulusu için Filistin'in kaybından daha büyük olduğunu ifade etmişti. Buna karşılık Irak, Suriye'nin Lübnan'a yaptığı müdahaleyi sert bir dille eleştirmişti.
Sayfa 90 - Açılım KitapKitabı okudu
İsrailli akademisyen ve Suriye uzmanı Eyal Zisser, Hafız Esed'in konumu ve izlediği politikalar göz önünde bulundurulduğunda onun Suriye'nin kurucusu olduğunu ya da en azından bağımsızlıktan bugüne kadarki başkanlar içinde en etkin devlet adamı olarak tanımlanması gerektiğini ifade etmektedir. Bu nedenle Modern Suriye Tarihi üzerine konuşmak anlamına da gelmektedir. Çünkü Hafız Esed'in yönetime el koyması ile birlikte Suriye hem iç hem de dış politikada köklü değişimler ve önemli kırılmalara şahit olmuş ve Esed'in ülkesi her yönden yeni bir döneme tanıklık etmeye başlamıştır.
Sayfa 69 - Açılım KitapKitabı okudu
1 Aralık 1976'da Suriye Dışişleri Bakanı Abdülhalim Haddam'a kimliği belirsiz kişilerce bir suikast gerçekleştirildi. Haddam'ın yaralı olarak kurtulduğu bu suikast girişiminden kısa süre sonra Bağdat Havalimanı'nda bir patlama gerçekleşti. Irak yönetiminin Suriye'yi sorumlu tuttuğu bu patlamanın ardından 5-6 Şubat 1977'de Necef ve Kerbela'da meydana gelen Şii ayaklanmasının da sorumlusu olarak gösterilen Suriye ile Irak arasındaki ilişkiler gerilimin en üst seviyeye ulaştığı bir hale geldi. Mısır Devlet Başkanı Sedat'ın Kudüs'e düzenlediği ziyaretle, İsrail'e yönelik siyasetinde yeni bir dönem başlatması tüm Arap dünyasının Mısır'a karşı tutum sergilemesine yol açmıştı. Bu süre zarfında Irak ve Suriye arasındaki gerilim görece azalmış olsa da 1979 Şubat'ında İran'da gerçekleşen İslami devrim ile Suriye-Irak ilişkileri çok farklı bir boyuta geçiş yaşadı.
Sayfa 91 - Açılım KitapKitabı okudu
Irak lideri Saddam Hüseyin'in iktidarı ele geçirdikten sonra İran'la olan ilişkilerde gerilimin tırmanması ve 22 Eylül 1980'de iki devlet arasında savaşın patlak vermesi Suriye'nin konumunu önemli ölçüde zedeledi. Savaş ilk patlak verdiğinde Esed'in Arap milliyetçiliğinin kalbi olan Suriye'nin lideri ve dış politikasını genel hatlarıyla Arap milliyetçiliği üzerine inşa eden bir figür olarak diğer Arap liderler gibi Arap olmayan İran'a karşı Saddam Hüseyin'i destekleyeceği beklenmekteydi. Fakat, Baas içindeki geçmişe dayanan rekabetten ve sorunlardan ötürü Suriye tüm Arapların tepkisi çekmek pahasına bu savaşta İran'ı destekledi. Bu durum Araplar arasında Sedat'ın İsrail'e yakınlaşması sonrası ortaya çıkan bir nevi 'Soğuk Savaş' halinin yaşanmasına sebebiyet verdi. Aynı zamanda bu destekle birlikte İran-Suriye ekseni de tam olarak inşa edilmiş oldu. Savaş sürecinde Suudi Arabistan, Arap ülkeleri karşısındaki tutumunu değiştirmesi için Suriye'ye para yardımında bulundu. Buna mukabil olarak, Suriye'nin Irak'tan gelen petrol boru hattını kapatması nedeniyle Irak'a büyük bir ekonomik zarar vermesi İran tarafından memnuniyetle karşılandı ve İran Suriye'ye petrol desteği sağladı. Suriye'nin savaşta aldığı karar dolayısıyla başlangıçta kârlı çıktığı söylense de daha sonrasında Arap ülkelerinin karşı tavır almaları ve Suriye'yi bölgede yalnızlaştırmaya gitmeleri durumun değişmesine neden oldu.
Sayfa 93 - Açılım KitapKitabı okudu
20 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.