Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat
Şemseddin SamiEn Eski Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat Gönderileri
En Eski Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat kitaplarını, en eski Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat sözleri ve alıntılarını, en eski Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat yazarlarını, en eski Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Aksaray’ın oldukça yoksul bir sokağında daracık bir odada gençliğinde güzel olduğu her halinden
belli olan orta yaşlı bir kadın, küçük, temiz ve derli toplu olan bu odada bir köşeye çekilmiş elindeki nakışı işliyordu. Zihnini meşgul eden bin bir düşünce yüzünden zaman zaman yüzünde keder ve endişe ifadeleri oluşuyordu. Yaşlı insanlar geride bıraktıkları gençliklerinin mutlu günleri hatırlarına geldiği zaman böyle buruklaşırlar. O güzel günlerin bir daha yaşanamayacağını ve geriye dönüşün mümkün olmadığını düşünmek, yaşanmış acıların hatırlamaktan daha fazla üzüntü verir onlara...
Sayfa 5Kitabı okudu
Olur bazen öyle...
Dadı, sandalye üzerinde hareket edip:
Büyük hanimin hakki var! Ben şok merak eder o hikâyenin sonunu. Şok güzel hikâye. Amma bakar ki, hanim nakışa dalmış, bey duşünmağa... Ben de çaresiz susar durur. Ustelık vaktım vak da var. Kuşluk işun hazır yemak var. Ahşama yabacak ben, diyerek lafı ağzında geveledi.
Talat Bey, Arap’ın bu gereksiz sözlerini dinlemeyip annesine dönerek:
Nedendir ben de bilmiyorum anneciğim, bugün hiç keyfim yok! dedi.
Sayfa 6Kitabı okudu
Okumak önemli tabi :)
Geçen sene bana nasil sitma galdi! Üç ay sitma... Hakım galur gıdar, hab verir. Hem ne hab! Zehir! Şok defa boğazıma galdi. İlâhi yarabbi! Ne şekdî ben o hab ile... Hab adamı eyi eder mi? Hab sitmaya ne yabar? Sonra, Allah razı olsun, bizim abla galdi, beni gordi, tanimadi. O kadar ben zaîf oldi. Benim boynum ip gibi oldi... Abla aldi habi, atti pencereden... Beni aldi, Kocamustafabaşa’ya goturdi. Orada bir herif var, amma onun nefesi meşhur... Heb İstanbul ona gider. Amma sitma, yalniz sitma eyi eder o... Baş agrisine, başka şeye karişmaz. Beni okudi, bagladi... İşte bag hâlâ kollumda durur. Hiç o vakıttan beri ben sitma gormedi.
Sayfa 7Kitabı okudu
Talat Bey çıkar çıkmaz Dadı Saliha Hamm’a yaklaşıp:
Ben sana her gun sölerim hanim. Maşallah, Allah emanet, şocuğun yırmı yaşı'na vardi. Şimdi, evlendırmeli, eve gelin gatirmeli. Allah korusun, şocuğu aldatip da bir yere iş guvaysi alirlarsa biz ne yabar? Bir evde iki ihtiyar kadin... Galin evin şenliğidır. Bu şocuğu evlendirelim, dedi.
Sayfa 8Kitabı okudu
Ne diyeyim hanimim, Allah’a emanet, Allah bağişlasın! Ben onu demez, amma bizim mamlâkatta şocuk on beşon altı yaşında evlenir heb böyle, bu İstanbul’da otuz yaşında, kırk yaşinda evlenür. Talat Bey şimdi kaş yaşindadır?
Mayıs’ın beşinde on dokuzuna basacak.
Oh oh maşallah! Yaşı gelmiş da geçiyor. Bizim mamlâkatta olaydi dört sene evvel evlenür. Ah Hanim, nasıl gaşiyor zaman, nasıl gaşiyor zaman! Su gibi gaşiyor zaman! Ben galdi, iki sene gaşdi, Talat Bey doğdi.
Demek ki sen geldikten sekiz sene sonra ben dul kaldım.
-Sekiz sene...
Sayfa 9Kitabı okudu
Hesaba göre elli elli iki yaşında olmalısın ama hiç göstermiyorsun. Hala güçlü kuvvetlisin. Maşallah, maşallah...
Şukur, şukur amma, ihtiyar ben şimdi hanim. Elli yaşinda! Ah ne yabalim, Allah iman bağışlasun, mezara iman : ile gıtsin yarabbi! Ah bu dunya ru’ya gıbi gaşîyor, âhiret baki. Biz dunyaya dalar, nekir münkiri unutur... Ah, ah yarabbi! Ne cevab verecak biz sana!
Sayfa 11Kitabı okudu
Ah siz erkekler ne zalimsiniz!
Sayfa 18Kitabı okudu
Derste nasıl? O senden iyi okur, değil mi?
-İkimiz de aynı okuruz, bizden iyi bilen yok. Hem de çok usludur. Biz ikimiz hocayı hiçbir zaman kızdırmayız; birbirimizle çok sevişiriz. Dersi birlikte okuruz.
-Sevişiyorsunuz! Demek ki sen onu seviyorsun.
-Evet, çok seviyorum.
Sayfa 19Kitabı okudu
Rıfat Bey'den ayrılmak... Rıfat’ı bir daha görememek! Ah! Ben öyle yaşayabilir miyim? Ah yok yok, işte iyi diyor Dadı. Babamın da hakkı var. Ben Rıfat’i severmişim, yani Rıfat’e âşıkmışım! İşte şimdi anama hak verdim: Kız sevdiği çocuğu almalı... Ben hele başkasını alamam. Ah! Gece, ne uzundur bu gece! Ne vakit sabah olacak? Mektebe gideyim de Rıfat Bey’i göreyim. Rıfat Bey... Ah... Rıfat Bey! Ben sizden ayrılırsam ne yaparım, nasıl yaşarım...” diye düşünürken, gözümde yaşlarla uyumuşum...
Sayfa 22Kitabı okudu