Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tahrir Vazifeleri 8

İsmet Özel

Tahrir Vazifeleri 8 Gönderileri

Tahrir Vazifeleri 8 kitaplarını, Tahrir Vazifeleri 8 sözleri ve alıntılarını, Tahrir Vazifeleri 8 yazarlarını, Tahrir Vazifeleri 8 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ama bilim oldu
Bilimin dünyasında yaşa­ yan bizler bilhassa dünyada bulunmuyo­ruz, bilhassa insan değiliz ve bizimle ilgili çevremizde olup bitenler bilhassa cereyan etmiyor. Bütün bu sonuçlar bilimi müm­kün kılan ön-kabullerden doğuyor. • Eğer dış dünyadan bağımsız bir "ben"e sahip olduğumuzu düşünme­seydik bilim olmayacaktı. • Eğer başka insanların kendimiz gibi olduğunu düşünmeseydik bilim olma­yacaktı. • Eğer zihnimizin de başka insanların­ ki gibi çalıştığını düşünmeseydik bi­lim olmayacaktı. Ama bilim oldu ve bizim dış dünyadan kesin çizgilerle ayırmak istediğimiz "ben"i­ mizi, aleladeleştirdi. Bilim oldu ve kendi­miz gibi saydığımız başka insanlar da bü­tün başka varlıklar gibi, bütün başka var­lıklar kadar alelade duruma düştü. Bilim oldu ve başka insanlarınki gibi çalıştığını kabul ettiğimiz zihnimizin çalışma tarzını tek biçime, makinaların çalışma tarzıyla karşılaştırılabilecek alelade bir biçime in­dirgedi.
Bilimin dünyası, bilim dünyasından dalga dalga yayılan etkinin meydana getirdiği dünya­dır. Bilimin muhtemel sonuçlanndan bazı­larının bilimle ilişkisi olmaksızın birer doğma, hurafe veya inanç haline gelmesiy­le doğmuştur bilimin dünyası. Bilginin dünyasını yıkarak ve bilginin dünyasının yıkıldığı her yerde hakimiyetini kurarak insanların hayatını yönetmeye başlayan bilimin dünyası, XVII. yüzyıldan itibaren Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde kısmi olarak belirmiş, önce orada bir bütünleşme sağla­yıp adım adım bütün dünyaya yayılmıştır.
Reklam
Bilgiden en az yararlananlar kendilerini bilme vehmine kaptıranlar olsa gerek: "Onun için sen bizim zikrimize arka çeviren, dünya hayatından başkasını arzu etmeyen kimselerden yüz çevir. Onların ilimden erebildikleri işte budur." (En necm, 29-30) Bilgi yaratılmışlar arasında kainatın düzeni gereği derecelendirilmiştir: "Her ilim sahibinin üstünde daha iyi bilen vardır." (Yusuf, 76)
Sayfa 40 - çıdam yayınları, birinci baskı, haziran 1993, cağaloğlu
Bilimi kınayarak eleştirenler bize en iyi ihtimalle bilimin yerine inancı koymamızı tavsiye edeceklerdir.
Sayfa 34 - çıdam yayınları, birinci baskı, haziran 1993, cağaloğlu
Din açık ve seçik olarak bir istikamet, bir duruş, bir davranış ve bir dinleyiş çabasıdır. Sanat ise istikameti arama, duruşu mümkün kılacak yeri arama, davranışı tartma ve dinlemek isteme çabasıdır.
Sayfa 30 - çıdam yayınları, birinci baskı, haziran 1993, cağaloğlu
Halbuki "Ben-Sen" ilişkisinde "Ben" kendini yalıtarak değil "Sen" de kendini bularak ve "Sen"in "Ben"de kendini bulmasına imkan tanıyarak "Ben" kılabildiği için aralarında bir barışıklık vardır ve Sen ve Ben bilişmektedirler. "Ben ve Sen"in barışıklığından, bilişmesinden parlayan bilgi "O" hakkındaki bilgidir.
Sayfa 25 - çıdam yayınları, birinci baskı, haziran 1993, cağaloğlu
Reklam
Bilim, gök cisimlerinin incelenmesi sonucunda bizleri alelade bir "yer"e sürgün etti. Bulunduğumuz yer, güneş etrafında dönen gezegenlerden herhangi biridir. Güneş, galaksideki yıldızlardan biridir. Bizim dediğimiz galaksi de başka galaksilerden biridir. Bilimin dünyasında yaşayan insana, kainat içinde özel bir yere sahip olmadığı telkin edilmiştir.
Sayfa 18 - çıdam yayınları, birinci baskı, haziran 1993, cağaloğlu
Yeryüzünde bulunan milyonlarca insanla birlikte "bilim dünyası"nda yaşamadığımızı, buna mukabil "bilimin dünyası"nda yaşadığımızı söylemek zorundayız. Bilimin dünyası, bilim dünyasından dalga dalga yayılan etkinin meydana getirdiği dünyadır. Bilimin muhtemel sonuçlarından bazılarının bilimle ilişkisi olmaksızın birer doğma, hurafe veya inanç haline gelmesiyle doğmuştur bilimin dünyası.
Sayfa 12 - çıdam yayınları, birinci baskı, haziran 1993, cağaloğlu
81 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.