Tanrı Anlayışı
Cemil Sena OngunTanrı Anlayışı Sözleri ve Alıntıları
Tanrı Anlayışı sözleri ve alıntılarını, Tanrı Anlayışı kitap alıntılarını, Tanrı Anlayışı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bugün artık Tanrı bilmecesi, yüzyılların felsefesi olan din alanında değil, çağımızın dini sayılması gereken bilim ve felsefe alanında çözümlenebilecektir. Bu inancın etkisi altındaki araştırmalarımıza devam etmekle kazanacağımız sonuç, dinlerin verilerinden daha yüksek değilse de daha aydınlatıcı olacaktır sanırız.
Tanrıya sonsuzluk sıfatı verişimizin nedeni, zaman ve uzay bakımından, kendisine bir sınır çizemediğimiz içindir. Onu zamanı aşan öncesiz ve sonrasız bir uzam, ölçülemez, ucu bucağı bulunmayan bir genişlik ve büyüklük sanmamızdandır.
İnsanı Tanrısına yükselten zihnin, bazen Şeytana uşaklık ettiği de bir gerçektir.
Ne ala memleket...
Kavimler, tutkularının ve çıkarlarının gerektirdiği her türlü rezilliği görmezden gelen, hoşgörücü bir tanrıya sığınmayı adet edinmişlerdir: ve alın yazısı (kader) ifadesiyle de kendilerini teselli etmiş, hem de kendilerini mazur görmüşlerdir...
Çevreye uyabilmek ve bir arada yaşayabilmek için, görünenlerin yöneten bazı görünmez güçlerin yardımı zorunlu olmuştur.
İnsanlar, kimden oldukları bilinemeyen atalarının uydurmuş olduğu mistik yalanların doğru olduğuna ve asla kendinin ve genellikle insanın kendi yapıtı olmadığına inanmaktan hoşlanırlar.
Bilimin ve özgür düşüncenin gelişmesine, yüzyıllarca engel olmaya çalışmış bulunan kilise, manastır be medrese adamlarıyla bunların çömezleri, hemen daima düşünmek ve öğrenmekten uzak kalan bilgisiz bir çoğunluk oluşturmuştur.
İnsan, büyük kuvvetler karşısındaki küçüklük ve âcizliğinin verdiği bir aşağılık duygusu içinde, onlara imrenmekten de geri kalmaz ve çevresindekilere karşı bir üstünlük kazanmaya başlayınca, o tinsel kuvvetlerde varlığına inanmış olduğu nitelikleri kazanma hevesine düşer; yetkileri arttıkça, her biri bir ayrı tapınak demek olan saraylar yaptırarak, tanrıca bir büyüklük ve zenginlik içinde egemenlik duygularını kandırmaya başlar. Bu suretle tanrılar ve güçlü insanlar arasında bir özdeşlik meydana gelir, insan tanrılarla tanrılaşmış olan insanlar, tüm doğaya değilse de içinde yaşadıkları topluma hükmetmeye başlarlar.
Genellikle açlık, ve insanlardan uzaklaşma bütün dinlerde Tanrıyı görmek ona dilediklerini kabul ettirmek için tek çare sayılmıştır.
Tanrısız bir ruh, dibi delik bir testi gibi, taşıdığı suyu, azar azar yitirmeye mahkumdur.