Tanrıları Nasıl Yarattık

Abdullah Rıza Ergüven

Öne Çıkan Tanrıları Nasıl Yarattık Gönderileri

Öne Çıkan Tanrıları Nasıl Yarattık kitaplarını, öne çıkan Tanrıları Nasıl Yarattık sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Tanrıları Nasıl Yarattık yazarlarını, öne çıkan Tanrıları Nasıl Yarattık yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sumerce Lugal, kral anlamındadır Büyük insan demektir. Lugal bir insandır ama, tanrılarla ilişkisi olan olağanüstü bir durumuda vardır. Kral, tanrısal olarak özümsenir. O "Tanrı benzeri" olarak adlandırılır. (Dikkat ediniz :Tevrat, İncil ve Kur'an'da da Allah insanı kendine benzer yaratmıştır " diye geçer.)
Sayfa 50 - BerfinKitabı okudu
Birileri çıkar oyununuzu bozar
Din sözcüleri, umutları göğe bağlı bu yazıklı yığınları avlıyorlar. Avlamak ne demek; düşlemleriyle kurguladıkları tanrıyla dostluk etmiş gibi bol keseden atarak “tanrının yardımı sizinle olur” gibilerden “bedava” bağışlarda bulunuyorlar.
Sayfa 301Kitabı okudu
Reklam
Gerçekte insanlık ne zaman darda kaldıysa tanrı üretti birbiri ardısıra. Hem de sayıya gelmez tanrılar: 300 milyon! Daha önce de yinelediğimiz gibi, insanlık tarihi -demek gerekse- baştan sona tanrılar yaratma tarihidir.
Din yapısını örerken, birtakım kurgular, imgeler, varsamalar kullanır... Kullanan da insan! Hem kullanır, hem yapar; ondan sonra da bu “Allah” der, bu “Tanrı” der! Tanrıların, allahların her an birbiri ardısıra ölmelerinin nedeni bu! Hiçbiri gerçekler üzerine kurulmamıştır.
Hititlerde de Tanrı, Efendi’ydi. İnsan da köle! Nitekim Kral Mursil’in Veba yalvarışından da kolayca anlaşılıyor: ...Suçlu görüyorsun bu yüzden bizi. Hiçbir şeyimiz doğru değil sana göre...Böyle bir sızlanmayla, tanrıların hiçbir suçu olmadığı, ama hep insanları suçladığı anlamı ortaya çıkıyor! Tanrı, her zaman “Efen­di”, “Ağa”dır! İnsan da onun kölesi! İnsanların suçları (günahları) tanrılarca cezalandırılıyordu. Kimi zaman da Hititlerde tanrının savsamasıyla da kazalara uğruyordu insanlar!
Bilinirci sanat dili! İn­san, ışık evreninden düşmüştür. Bu yüzden o, yeryüzünde yabancıdır. Yabancılaşmıştır yeryüzüne. Onun bedeni tin için bir hapi­shane! İnsan uyuyan ya da esriktir. Ona “uyan!” demek gerektir: Uyan ey yareli Şir-jiyan bu hab-ı gaf­letten! Kökeni, gök ülkesini anlaması, sezmesi gerekir. İnsan, bundan başka-denildiği gibi; düşen bir Tanrı! Göğü anımsayan, düşen bir Tanrı!
Reklam
Firavun sarayı, doğrudan doğru­ya tapınak olarak yapılırdı. Firavun sözcüğü ev, konak, saray anlamları­ na gelir. Krallar değil yalnız; ana kra­liçeler, kraliçeler, prensesler de ölüm­süz olarak onaylanırdı. Onlar için de görkemli yapılar yapılır ve içerisi yi­yecek, içecek ve araçlarla doldurulur­du. Firavun ya da kraliçe ölünce on­lara hizmet edenler de öldürülürdü, öteyerde hizmet etsin diye...
Krallar durumu hep tanrıya dayıyorlardı, yanlışlarını halka bağışlatmak için! Yönetim iyi gitmemişse, Tanrı öyle istediği için!
Dinlerin, özellikle düşünceden yoksun halklar arasında yapılanma durumları; eski çağlardan, Sümerlerden günümüze dek gelmiş, insanlar dinleriyle birlikte tanrılarının da yaratma ustası olmuşlardır.
Sayfa 147Kitabı okudu
Japonya’daki Budist prestlerin sayısı Çin’dekinden daha çok. Budist ölüm fuarının çok daha tanınmış örneğine Hıristiyanlıkta rastlanır. Ölünün kafası traş edilir, ölüm onu munk (papaz) yapsın diye!
Sayfa 238Kitabı okudu
233 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.