Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tanrının Varoluşunun Tanıtları Üzerine Dersler

Georg Wilhelm Friedrich Hegel

Tanrının Varoluşunun Tanıtları Üzerine Dersler Sözleri ve Alıntıları

Tanrının Varoluşunun Tanıtları Üzerine Dersler sözleri ve alıntılarını, Tanrının Varoluşunun Tanıtları Üzerine Dersler kitap alıntılarını, Tanrının Varoluşunun Tanıtları Üzerine Dersler en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Özellikle burada, ya da daha doğrusu yalnızca burada kendiliğinden açıktır ki, daha önce söylendiği gibi, bilginin irdelemesinin bilginin nesnesinin doğasının irdelemesinden ayrı olmadığı hiçbir sınırlama olmaksızın geçerli olmalıdır.
Sayfa 15 - İdeaKitabı okudu
Kavram bu bütünlük, kendini nesnelleştirme devimi ya da sürecidir. Kavram böyle olarak, varlıktan ayrı olarak salt öznel birşeydir; bu bir eksikliktir. Ama kavram en derin, en yüksek olanıdır; kavramın doğasının kendisi bu öznellik eksiliğini, varlıktan bu ayrılığını ortadan kaldırmak, kendini nesnelleştirmektir. Kendisi kendini varolan olarak,
Sayfa 192 - İdeaKitabı okudu
Reklam
Duyguyu dinsel duygu yapan şey tanrısal içeriktir; bu nedenle özsel olarak bildiğimiz birşeydir. Ama bu içerik özünde bir duyusal sezgi ya da duyusal tasarım değil, imgelem yetisi için değil, ama yalnızca düşünce içindir. Tanrı Tindir, yalnızca Tin içindir, ve yalnızca arı Tin için, e.d. düşünce içindir. Bu böyle içeriğin köküdür, üstelik daha sonra imgelemin ve giderek sezginin bile ona eşlik etmesine ve bu içeriğin duyguya girmesine karşın. Düşünen tinin düşüncede en yüksek olana, Tanrıya bu yükselişi öyleyse irdelemeyi istediğimiz şeydir. Dahası, bu yükseliş özsel olarak tinimizin doğasında temellenmiştir ve onun için zorunludur. Bu zorunluk bu yükselişte önümüzde bulduğumuz şeydir, ve bu zorunluğun kendisinin betimlemesi tanıtlama dediğimiz şeyden başkası değildir. Buna göre bu yükselişi dışarıdan tanıtlamamız gereksizdir; kendini kendi içinde tanıtlar; bu ise kendi için zorunlu olmasından başka birşey demek değildir; yapmamız gereken yalnızca onun kendi sürecine bakmaktır, ve kendi içinde zorunlu olduğu için, burada zorunluğun kendisi vardır ki, tanıtlama tarafından sağlanması gereken tam olarak onun üzerine içgörüdür.
Sayfa 16 - İdeaKitabı okudu
Tanrı, insan ve madde diye ayırım yapmak anlamsızdır. Evrensel cevher, saf bilinç olan ruhtur. Düşünce basamaklarını katreden insan sonunda kendisine döner. Gerçek ruhun kendisi olduğunu keşfeder. Aslında insan tanrı; tanrı da insandır.
Tanrı, insan ve madde diye ayırım yapmak anlamsızdır. Evrensel cevher, saf bilinç olan ruhtur. Düşünce basamaklarını kateden insan sonunda kendisine döner. Gerçek ruhun kendisi olduğunu keşfeder. Aslında insan tanrı; tanrı da insandır.
Önemli olan nokta tasarımın bu lekeden, salt tasarımlanmış birşey, salt öznel olmaktan temizlenmesi ve bu içeriğe varolma belirleniminin verilmesidir.
Sayfa 189 - İdeaKitabı okudu
Reklam
Kant'a göre bu tanıt en açık ve sıradan insan için anlaşılır olanıdır; ilkin ondan ötürü doğa için bir ilgi doğar; doğanın bilgisini diriltir, tıpkı kökenini o bilgide bulması gibi. - Bu genel olarak teleolojik tanıttır. Kant'ın eleştirisi şimdi şöyledir. Bu tanıtın, der, ilk eksikliği yalnızca şeylerin biçimini irdeleme altına getirmesidir. Erek-bağıntısı yalnızca biçim-belirlenimini ilgilendirir: Her şey kendini saklar, öyleyse yalnızca başkası için araç değil, ama kendine-erektir. Bir şeyin araç olabilmesini sağlayan nitelik yalnızca onun biçimini ilgilendirir, özdeğini değil. Öyleyse vargı yalnızca biçimlendirici bir nedenin olduğu olgusundan daha ileri gitmez, ama bu neden yoluyla özdek de üretilmiş değildir. Böylece tanıt, Kant'a göre, Tanrının yalnızca biçimin değil ama özdeğin de yaratıcısı olması biçimindeki Tanrı ideasını yerine getirmez Biçim birbiri ile bağıntılı belirlenimleri kapsarken, özdeğin ise biçimsiz ve dolayısıyla bağıntısız birşey olması gerekir. Bu tanıt öyleyse yalnızca bir Demiurge'ye, özdeğin bir şekillendiricisine ulaşır, Yaratıcıya değil.
Sayfa 170 - İdeaKitabı okudu
Anselm bu dolaylılığı şu yolda anlatır: Tanrı tasarımı saltık olarak eksiksiz olmayı içerir. Eğer Tanrıya yalnızca tasarım olarak sarılırsak, yalnızca öznel olan, yalnızca tasarımlanmış olan kusurludur ve en eksiksiz değildir; çünkü yalnızca tasarımlanmayan, ama ayrıca var olan, edimsel olan daha eksiksiz olandır. Öyleyse Tanrı en eksiksiz olan
Sayfa 190 - İdeaKitabı okudu
Bu kavramın bir birbiri-dışındalığa açınımıdır ki, bunda kavram o denli de kendini derinleştirir. Bu ilerlemede bir yan kavramın bir biçiminin sonlu belirliliğidir; onun en yakın gerçekliği olan ikinci yan ise yine onu önceleyen biçimden daha somut ve daha derin olan biçimdir. Bir alanın en yüksek aşaması aynı zamanda daha yüksek bir alanın başlangıcıdır. Mantık kavram-belirleniminin bu ilerlemesini zorunluğu içinde açındırır. İçinden geçtiği her basamak bu düzeye dek bir sonluluk kategorisinin kendi sonsuzluğuna yükselişidir; öyleyse başlangıç noktasından ileriye doğru o denli de Tanrının metafiziksel bir kavramını kapsar, çünkü bu yükseliş, zorunluğu içinde kavrandığında, Tanrının varlığının bir tanıtıdır. Böylece bir basamağın kendi daha yüksek basamağına geçişi daha somut ve daha derin belirlemenin zorunlu bir ilerleyişi yoluyla yer alır, yalnızca olumsal olarak toplanan kavramların bir dizisi olarak değil. — Bu bütünüyle somut gerçekliğe, kavramın eksiksiz belirişine doğru, o kendi belirişlerinin onun kendisi ile eşitlenmesine doğru bir ilerlemedir. Mantık bu düzeye dek metafiziksel Tanrıbilimdir ki, Tanrının İdeasının arı düşüncenin etherindeki evrimini irdeler, öyle ki aslında kendinde ve kendi için saltık olarak kendine-bağımlı olan İdeayı yalnızca gözler.
Sayfa 82 - İdeaKitabı okudu