“Bana öyle geliyor ki,” diyor Demetrius, “başına hiçbir felaket gelmemiş insandan daha şanssızı yok.” Çünkü böyle bir adama hiçbir zaman kendini deneme fırsatı tanınmamıştır. … Böyle adam hiçbir zaman kaderine karşı zafer kazanacak değerde görülmemiştir; çünkü kader kendisini bütün korkaklardan çeker ve sanki şöyle der: “Onu kendime ne diye rakip alayım? Hemen silahlarını bırakacak; ona karşı bütün gücümü kullanmama hiç gerek yok; şöyle hafifçe kaşlarımı çatsam savrulur gider, bakışlarıma dayanamaz. Siz bana kendisiyle mücadele edebileceğim değerde birini bulun; yenilmeye dünden hazır bir insanla dövüşmek bana utanç verir.”
Gladyatör kendi gücünde olmayan biriyle savaşmayı zul sayar, tehlikesizce kazanılan zaferin onursuzca kazanılmış bir zafer olduğunu bilir. Kader de aynısını yapar: Kendisine rakip olarak en cesur insanları arayıp bulur; çoğu insanı hor görür, üstünde bile durmaz.
İyi insanların sağlamlaşmaları için silkelenmelerine ne diye şaşırıyorsun? Hiç dinmeden esen rüzgarın hışmına uğramadıkça ağaç köklü ve güçlü olmaz; sarsıldıkça sıkıca tutunur, köklerini sapasağlam toprağa gömer; güneşli vadilerde büyüyen ağaçlar ömürsüz olur. Demek ki, sürekli sıkıntılarla didişip durmak ve kötü olarak adlandırılmadıkça asla kötü olmayan olaylara sabırla katlanmak iyi insanların yararınadır; çünkü ancak böyle korkusuzca bir yaşam sürebilirler.
Zorluklardan ve güçlüklerden korkup kaçmamalı, alınyazısından şikayet etmemeli, ne olursa olsun iyi yönünden bakmalı ve iyiye döndürmelidir. Neye katlandığın değil, nasıl katlandığın önemlidir.
kitap lucilius'un stoa felsefesinin genel öğütlerini benimseyerek aklına yatmayan
ve " iyi de benim güzel abim hepsi hoş güzel de niye iyi insanların başlarına kötü
şeyler geliyor?" sualinin üzerine seneca tarafından cevap verilmesi neticesinde
oluşmuş yani bize kitap olarak miras olmuş. esasta lucilius abimize yazılan bu
mektup önce