…Ey Türk Oğuz Beyleri! Üstten gök çökmedikçe, alttan yer delinmedikçe, Türk milleti, Türk yurdu, Türk devleti, Türk töresi bozulamaz. Ey ölümsüz Türk milleti! Kendine dön! Su gibi akıttığın kanına, dağlar gibi yığdırdığın kemiklerine layık ol!
Dervişlik hırkada, taçta değil
İsilik oddadır, saçta değil.
Var, bir gerçek erden kuşan kuşağı
Anları kurt yemez, uçda değil.
Hakk’ı ister isen ademde iste
Irak’ta, Mekke’de, Hacda değil
Dövüp bir kardeşin hatırını yıkarsan
Eğilip kıldığın secde değil
Aşk ile öle gör Kaygusuz Abdal
Aşk ile ölmezsen gücde değil
| Kaygusuz Abdal
Neyem şah ki ez taht be tabut revem
Halidine ebeda şod rakam-ı menşurem
(Ben o padişah değilim ki tahtan inip tabuta bineyim? Fermanım yazısı ebediliktir ancak.)
| Hz Mevlana
"Korkuyordum, hem de deli gibi; hatta belki hemen şu köşeye geçip küçük bir çocuk gibi ağlayabilirdim fakat sonrasında gözlerimi silip ayağa kalkmam gerekiyordu."
Kendine dönmenin daha başka bir yolu vardı. Onu bulup çıkartmak gerekti. Titremek ise uyanmak, ayılmak, silkinmek manasına gelirdi herhalde! O halde kendine dönmek, uyanmak, ayılmak, silkinmekle olacaktı.
İnsan düşünmeden edemezdi; konuşurken bile düşünürdü bazen. Fakat çok zaman kişi düşündüğünün bile farkına varamazdı. Bomboş olduğu, heyecanlarının yükünü hissetmediği zamanlarda, yahut olayların altında ezildiği sıralarda kişi duygulanamazdı, sadece davranışlarının esiri olurdu. Yemek yer, uyur, kaçar veya hayvanlaşırdı.
- Nefsini yıkarsan şayet, yan da derim sana!.. Sen ham softa değilsin. İbadetin derûni mânasını da bilirsin. Gezmişsin, görmüşsün, okumuşsun, öğrenmişsin, gerçek ibadetin gayesi sadece ve sadece Allahın rızasını almaktır. Yoksa, cennette şarap içmeyi, hurilerle sarmaş dolaş olmayı, sağlamak değil. İnanmak gerek, inanmazsan ibadet olmaz!... İşte Allahı bilmenin yolu insanın nefsini bilmesine bağlıdır. İnsan ancak öz vücudunda hakkı bulur!.. Oraya ise aşk yoluyla inilir! Gerçek aşkla!.. Mecazi aşka da bir şey demem yolcu!.. Gerçek aşkı bilmek için, mecazi aşkı da tatmak, onu da yaşamak, kavrulmak gerek! Sen kavruluyorsun.
_Diyor ki , " Bir kimse herhangi bir huya alışıp, bunu nefsine iyice yerleştirirse ondan ayrılması son derece zor olur .Lakin zor olmak, olamaz demek değildir!"
“Kadir Mevlâm senden budur dileğim;
Nazlı yâri bana bildir Yârabbi!
Her kimi seversem yâd olur benden;
Ne günahkâr kulun oldum Yârabbi!
Ben elimi çektim dünya malından,
Âşık uyumazmış aşkın narından
Bir yiğidi ayırsalar yârinden
Onun hali nice olur Yârabbi?”