Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tarih Boyunca İlim ve Din

Abdülhak Adnan Adıvar

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Bilimin Artması Sihirbazlığa Karşı Çıkmakla Olmuştur
Halbuki gerçeği söylemek gerekirse Yunan devrinde büyüyle bilim arasında teğet noktaları bulmak hayli güçtür. Bilim tarihine dikkatle bakılırsa Yunan uygarlığı sırasında ne vakit büyüye güven ve inanış artmışsa gene aynı vakitte bilimin aşağılamaya başladığı görülür. Herhalde yeni zamanların bilimi insanların sihirbazlığa eğiliminden değil, sihirbazlığa karşı çalışmalarından doğmuştur.
Sayfa 67
Büyü, Din ve Bilimin Doğaya Bakışları
Özetle büyüyle bilim arasında ve büyüyle din arasında ortak noktalar olduğu kesin olmakla birlikte, bu noktaların açıklama ve yorumunda çok çelişmeler vardır. Bazılarına göre büyü dışsal eşyayı insanın iradesine boyun eğdirmeye uğraşır, halbuki din bu işi tanrının veyahut tanrıların yardımıyle yaptırmak ister, bilim ise, aksine, alçak gönüllülükle doğanın yasalarını araştırmak, incelemek ve o yasalara uyarak yine, öğrendiği o yasalar aracılığıyla doğaya egemen olmaya çalışır. Bununla birlikte, din, bilim ve sihir arasındaki asıl ilişki ne olursa olsun büyüye dinin ve bilimin kaynağı gibi bakanlar, bilginler arasında, hemen hemen çoğunluktadır.
Sayfa 29
Reklam
Mill'in Din Hakkındaki Görüşleri
Fakat herhalde Mill, mantık ve ahlakında ve sosyolojisinde erişmiş olduğu kadar kesin bir görüşe din konusunda erişmiş değildi. Bunun nedeni olarak, bazı felsefe tarihçileri, Mill'in, bir sorunu bütünüyle çözümlemeden ötekine geçmek istememesini, bunun için de din sorunuyla uğraşmaya vakit bulamamış olmasını gösterirler. Hatta, ölümünden
Sayfa 354-355
Darwin'in İnsan Evrimine Bakışı
Darwin, bir kere insanı evrim noktasından hayvandan ayrı tutmaktan ve onun yaratılması, gelişmesi için hayvanların tabi olduğu güçten ayrı özel güçlerin gereğine inanmaktan çok uzaktı. İnsanlar, bu kadar genel saydığı l bir evrim kuralının neden dışında kalacaklardı? Hem zaten insanın değeri, büyüklüğü, kendisinden daha aşağı varlıklardan gelmesiyle asla değişmezdi. O, aksine, serbest bir deyişle, insanı düşkün bir melek sayan ilâhiyat savlarına karşı insanın gelişmeye erişmiş ve sonunda akılla seçkinleşmiş bir hayvandan başka bir şey olmadığını söylüyordu. Kısacası Darwin, en kısa deyişle, insanla hayvan arasında nitelik değil nicelik bakımından bir fark görüyor ve diyordu ki: «En aşağı derecedeki omurgalı hayvanlarla maymunların zihinsel yetileri arasındaki uçurum, insanla büyük maymunların zihinsel güçleri arasındaki uçurumdan çok büyüktür». Fakat şunu da unutmamalıdır ki, Darwin'in hiçbir yapıtından, insanın doğrudan doğruya maymundan geldiğini anlamak olanağı yoktur. Zaten bu kadar ham bir düşünceye inanan bir biyoloji bilgini yoktur. Fakat bilimin bugünkü halinde, insanın, çok geri bir geçmişte (belki bir milyon yıl önce), insana benzeyen yüksek maymunlarla insan taslaklarının (tentativ men) ortak oldukları bir kökten geldiğine inanmayan bir bilgin de olmamak gerekir.
Sayfa 314
İslam Bilimi mi Yoksa Arap Bilimi mi Yoksa Doğu Bilimi mi?
(1) İslâm bilimi (Science Musulmane) ve Arap bilimi (Science Arabe) isimleri verien bu bilim için bu isimlerin ikisinin de doğru olmadığı artık bugün anlaşılmıştır. Bir kere İslâm bilimi demek doğru değildir, çünkü bu bilimin kurucuları arasında Hıristiyan, Yahudi ve diğer dinlere bağlı olanlar vardır. Arap bilimi demek hiç doğru değildir, çünkü bu temsilcilerden bir kısmı Türk veyahut İran'lıdır. O halde Doğu bilimi demek kalıyor, oysaki bu da bilimin ve felsefenin Endülüs'te yani o vakitler için belki Uzakbatı olan bir ülkede yüksek bir dereceye ulaşması bakımından pek doğru olmuyor. Onun için bilim tarihi uzmanları tarafından son kongrelerde «Arapçadaki bilim» (la Science en Arabe) gibi en denkserliğe uygun bir isim öne sürülmüştür. Çünkü yazarlar ne ulustan ve ne dinden olursa olsun, hemen hemen hepsi Arap dilinde yazmışlardır.
Sayfa 72, 1. dipnot
Bilim ve Din Arasında İlişkiler Hakkındaki Kararın Hayati Önemi
Düşünen insanlığı çok eski çağlardan beri uğraştıran bilim ve din arasındaki ilişkiler sorunu, hiç bir zaman ne bütünüyle çözümlenmiş, ne de bütünüyle unutulmuştur. Uygar dünyada, düşünmekten usanmayan ve beden sporu gibi beyin sporunu yani düşünmeyi de sevenler arasında, bu sorunların söz konusu olmadığı hemen hemen hiç bir yer ve hiç bir gün yoktur desek yerindedir. Hatta, ünlü matematikçi filozof A.N. Whithead'e göre, «tarihin gelecekteki akışının, bugünkü kuşağın bilim ve din arasındaki ilişkileri hakkında vereceği karara bağlı olduğunu öne sürmek bir abartı sayılmaz» (bkz. A. N. Whithead, Science and the Modern World, s. 224).
Sayfa 13
Reklam
John Stuart Mill'in Tanrı Hakkındaki Düşünceleri
Mill'in din hakkında düşüncelerine, kısmen Hamilton'un felsefesinin incelenmesine ilişkin yazdığı bir yapıtla Auguste Comte'un mesleğine ilişkin yazdığı başka bir yapıtta rastlanırsa da, asıl ölümünden biraz sonra, dinin yararına, tanrıcılık ve doğaya ilişkin üç makaleden ibaret olarak çıkan bir yapıtından, kendisinin din hakkındaki
Sayfa 353-354
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.