Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Tarih Üzerine

Will Durant

Tarih Üzerine Gönderileri

Tarih Üzerine kitaplarını, Tarih Üzerine sözleri ve alıntılarını, Tarih Üzerine yazarlarını, Tarih Üzerine yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
«Çünkü insanın bilgisi arttıkça üzüntüsü de artar. Kim çok öğrenirse çok acı çeker.»
Teknik ve ilimde gelişme, iyi ile kötüyü birbirine karıştırıyor. Lüks ve rahatlık, az da olsa, fiziki ve ahlâkî direncimizi azaltıyor. Bir yerden baş-, ka bir yere gitmek için elimizdeki vasıtaları oldukça geliştirmiş olmamıza rağmen, bazılarımız bundan sadece cinayet gibi âdı maksatlar için istifade ediyor. Bü da vasıtalarımızın hızını yüzlerce defa arttırdığımız halde, atalarımız olan maymunların sadece ayağı panitül'omlu tanınılan olduğumuzu gösteriyor. Tııbta bulunan yeni ilâçlar ve tedavi metotlarının yan etkileri fazla olmadığı takdirde hepimizi memnun ödiyor. Bu arada, hekimlerin mikroplara ve hastalıklara karşı verdikleri mücadeleye hayran olmamaları elde değil. Tababetin insan ömrünü dert, maluliyet ve hastalık getirmeden uzattığı (!) zaman memnun oluyoruz. Çağımızda, dünyanın her tarafından, eskisinden yüzlerce defa daha fazla bilgi alıyoruz. Buna rağmen dedelerimizin hayatına baz an gıpta ile> bakıyoruz. Günümüzde işçilerin ve orta tabakanın hayat standardı oldukça yükselmesine rağmen, buna paralel olarak gelişen, büyük şehirlerin gecekondularla dolmasını, maalesef önleyemiyoruz.
Reklam
Platon «Devlet»inde, Socrates’in ağzından, Atina demokrasisini, başıbozukluk, kültürel sefâl’et ye ahlâki seviyesizlikle suçluyordu. «Tedbirli ve ölçülü davranışı, erkekliğe yakıştıramadıklarından her yerde tenkit ediyor ve şiddetin adını kahramanlık, başı bozukluğunkini hürriyet, ısrafınkini bonkörlük ve edepsizliğinkini de erkeklik koymuşlardı. Babalar, çocuklarıyla eşitmiş gibi muamele görmeye alışmış olup yetişkin evlâtlarından çekiniyorlardı. Hocalar talebelerinden korkuyor onları hoş tutmağa çalışıyordu. Talebelerin ise öğretmenlere hiç hürmeti kalmamıştı. Yaşlılar gençlerden korkmaya başlamışlardı ve başlarına bir belâ gelmesin diye onların keyiflerine göre hareket ediyorlardı. Bu arada kadın—erkek eşitliğine değinmeyi bile lüzumsuz görüyorum. Karakterler tümden iflas etmiş olup ast, üst’e itaat etmiyordu. Millet ne yazılı kanunu ne de âdet ve an’aneyi tanıyordu. Bütün bunlar ise diktatörlüğe müsait bir zemin hazırlamaktaydı.
Hal harekete geçmek için birikmiş mazi; mazi ise anlaşılmak için açılmış haldir.