Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Metodik Bir Yaklaşım

Tarihi Tetkikler Işığında Sahabe Dönemi

Muhammed Salih Ekinci

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
1. Hâfız ibn Hacer el-Askalâni el-İsâbe adlı eserinde diyorki: “Ehli-sünnet, sahabenin adil olduğu konusunda ittifak etmiştir. Bu hususta bir kısım ehli-bidat dışında, kimse muhalefet etmemiştir.”
Keza Taberi, Tarihu'l Umem isimli eserinin giriş kısmında, aynı minvâlde şunları kaydeder: “Bu kitabımızda okuyan ve duyanın -sıhhatli bir yönünü veya gerçek manasını bilmediğinden dolayı karşı çıkıp çirkin göreceği rivâyetler olabilir. Ancak bilinmeli ki bunlar bizim tarafımızdan ortaya atılmış rivâyetler olmayıp bizden önceki bazı nakilcilerden bize ulaşmıştır. Biz de bunları olduğu gibi naklettik.”(Taberi,Tarih,1/5) Taberi, ibaresinin devamında takındığı esnek tavrı şöyle gerekçelendirir: “Zira biz bu kitabımızdaki rivâyetleri delil olarak telakki edip bunlarla ihticâcta bulunmayı kastetmedik.”(Taberi, Tarih,1/4)
Reklam
1. Ebü Said el-Hudri (radıyallâhu anh), Hz. Peygamber'in (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurduğunu nakleder: “Ashabıma dil uzatıp kötü söz (sebb) söylemeyin! Allah'a yemin olsun ki sizden biri Uhud dağı kadar altın infak etse, sevap bakımından onların verdiği bir avuca hatta yarım avuca bile ulaşamaz.” (Buhari,
7. İbn Hacer el-Heytemi diyor ki: “Sahabe arasında cereyan eden hâdiseler konusunda dilimizi tutmamız vaciptir. Tarihçilerin bu konudaki nakillerine itibar etmemek lazımdır. Özellikle câhil Rafizilerin ve sahabeden herhangi birisine dil uzatan bidatçıların naklettiklerinden kaçınmak gerekir. Çünkü Hz. Peygamber: “Ashabım anıldığında dilinize hâkim olunuz.” buyurmuştur. Öyleyse bu hususta herhangi bir şey işiten bir kimse, bu meseleyi iyice araştırmalı ve sadece bir kitaptan okuduğu veya bir şahıstan duyduğu bir kötülüğü, sahabenin herhangi birisine isnad etmemelidir. Bilakis o meseleyi iyice araştırmalıdır. Bundan sonra o meselenin isnâdı yuzde yüz doğru olsa da, işte o zaman onlar için en güzel tevilleri ve en doğru çıkış yollarını aramalıdır. Çünkü onların dillere destan o kadar menkıbe ve faziletleri vardır ki onları burada zikretmek konunun oldukça uzamasına sebep olur. Dolayısıyla, onlar bu faziletlerinden ötürü, haklarında her türlü hassasiyetin gösterilmesini hak etmektedirler. Onların aralarındaki ihtilaf ve savaşlara gelince; onların hamledilecekleri noktalar ve te'villeri vardır. Ayrıca onlara küfür etmek ve ta'n etmek; Hz. Âişe'ye zina iftirası atmak ve Hz. Ebübekir'in sahabilik sıfatını inkâr etmek gibi kesin bir delile ters düşerse insanı küfre götürür. Eğer bu ta'n kesin bir delile ters düşmüyorsa kişiyi bidat ehli ve fasık yapar.”
Ölçü 10: Son olarak muhakkik âlimlerin tarih araştırma. cısına tavsiyesi şudur: Araştırmacı bir kimse, tarih kitaplarında gördüğü bir bil giyle ancak şu şartlarda yetinebilir: * Bir hadis hafızı tarafından haberin senedinin ve genel durumunun açıkça tespit edilmesi halinde * Güvenilir (sika) birinin haberi hadis hafızlarından nakletmesi halinde aktarılan bilgiyle yetinilebilinir. Hasılı, tarih kitaplarını okuyan kişinin son derece ihtiyatlı ve dikkatli olması gerekir.
6. Taftazâni şöyle der: “Sahabeyi ta'zim ve onlara tan etmekten kaçınmak vaciptir.” Görünüşte onlara ta'n et meyi zahire göre gerekli kılan meseleleri güzel manalara hamletmek ve güzel yönde tevil etmek gerekmektedir. Hele Muhacir ve Ensâr'ın, Biatu'r-Rıdvan'da bulunanların, Bedir'e, Uhud'a ve Hudeybiye'ye katılanların şânının yüceliği hususunda ümmetin icması vardır. Açık âyetler ve sahih hadisler buna şahittirler. Bunların tafsilatı hadis, siyer ve menkıbe kitaplarında yer almaktadır. Allah Rasülü sahabeye ta'zim etmeyi emretmiş ve herkese onlara ta'n etmekten dilini korumasını emretmiştir. Nitekim buyurur ki, “Ashabıma ikramda bulununuz şüphesiz ki onlar sizin seçkinlerinizdir” Başka bir hadiste: “Sakın ashabıma dil uzatmayınız” demiştir. “Ashabım hususunda Allah'tan korkunuz.” ise diğer bir hadistir.
Reklam
Tarihi Olaylatı Değerlendirmede Ölçüler
Ölçü 1: Müçtehid imamlar, usülcüler ve hadisçiler tarafından ittifakla savunulan noktalardan birisi şudur: Zayıf hadis, amellerin fazileti (fazâil-i a'mâl) konusunda olduğu gibi, menkıbeler hususunda da hüccettir. Fakat bu hüküm, zayıflığın ileri seviyede olmaması şartına bağlıdır. Mesela hadisin râvilerinden herhangi birinin “hadis uydurma” ithamıyla suçlanmaması gerekir. Aksi takdirde söz konusu hadise hiçbir şekilde itibar edilmez. Buna mukabil bir insanı cerh etmek ve aleyhinde bir hüküm vermek için, sadece cerh ve ta'na maruz kalmamış sahih bir hadise itibar edilir . Bundan dolayı da biz bazı sahabilerin menkıbelerinde birtakım zayıf hadisleri zikretmekte beis görmedik. Ölçü 2: Şüphesiz sahabenin tümü Allah Rasülü'nün ve müçtehid imamların şehâdetiyle “adil”dirler. Buna ters düşen ve onların adaletiyle bağdaşmayan herhangi bir rivâyet, eğer sahih bir senedle rivâyet edilmemişse -ki çoğu böyledir-kesinlikle reddedilir. Yok, eğer sahih bir senedle rivâyet edilmiş ise -ki bu da çok nâdirdir-tevil edilmesi ve kesin olan adaletleriyle bağdaşacak şekilde yorumlanması gerekmektedir. Muhakkik imamların tespit ettiği bu kâide, sahabeye eksikliğin isnâd edildiği her rivâyette göz önünde bulundurulmalıdır. Aksi takdirde delalete düşülüp ümmetin en hayırlılarının haysiyetlerine dokunmak gibi bir uçuruma yuvarlanılır ve böylece Allah'ın ve Resulü'nün gazabına maruz kalınır.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.