Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tarihin Cinsiyeti

Fatmagül Berktay

Tarihin Cinsiyeti Gönderileri

Tarihin Cinsiyeti kitaplarını, Tarihin Cinsiyeti sözleri ve alıntılarını, Tarihin Cinsiyeti yazarlarını, Tarihin Cinsiyeti yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
231 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
35 günde okudu
Yine, alıntılamaya kalksam tüm kitabı paylaşmak zorunda kalacağım etkileyici bir kitap. Seçme seçilme hakkı tanınmış, eğitim ve çalışma hakkı verilmiş bir topluma doğduğunuzda, bunları normal kabul edip, önceki aşamaları pek araştırmıyorsunuz. İşte bu kitap kamusal alana kabul edilene kadar kadınların içinden geçmiş bulundukları süreci, ciddi bir araştırma ve zengin bir kaynakçayla sunuyor. Önünüze yeni sorular ve yeni araştırma konuları bırakıyor. Toplumsal cinsiyet kavramı ve ayrımı ile ilgili mutlaka okunması gerekenler listesinde olduğunu düşünüyorum. İyi okurlar...
Tarihin Cinsiyeti
Tarihin CinsiyetiFatmagül Berktay · Metis Yayınları · 2018218 okunma
Özel güçlere sahip ebe kadınlar!
"Fransız kentlerinde 15. yüzyıldan, İngiliz kentlerinde ise 16. yüzyıldan itibaren ebe kadınlardan kuşkulanılmaya başladı: Ebelerden, büyü yapmayacaklarına dair yemin etmeleri isteniyordu. Kilise'nin iddiası, ebelerin ya da şifa dağıtan "bilge Kadınlar"ın (wise women) hastalıkları iyi edemeyecekleri değil, tersine bunların başarılarının Şeytan ile yaptıkları işbirliğnin sonucu olduğuydu. Kadın denilen zayıf ama gene de tehlikeli mahluk, başka türlü böylesi güçlere sahip olabilir miydi?"
Sayfa 222Kitabı okudu
Reklam
Çok Kadının Olduğu Yerde Çok Cadı Olur
"...16. yüzyılın belirsizliklerle dolu ve Kliise'nin gücünü zayıflatan ortamında propaganda çizgisini değiştirdi. Artık kilise, Şeytan'ın gücünün yıkıldığından o kadar emin değildi! Böylece, hem gerçekten korkuya kapıldığı için, hem de varolan eleştiri ve saldırganlık duygularını kanalize edebilmek için, cadıları Şeytan'ın aleti ve suç ortağı ilan etti. Şimdi kilise büyükleri, Şeytan'ın yeryüzüne inmiş olduğunu vazediyorlardı. Şeytan'ın dünyadaki en hevesli suçortakları ise, "doğal olarak" kadınlar olmalıydı!"
Sayfa 221Kitabı okudu
Özgürlük
"İnsanlar, yeryüzünün denizleri, karaları ve gökleri üzerindeki egemenliklerini genişlettikçe, felaketler birbirini kovalıyor ve insanın kendi yaşamı da dahil olmak üzere bu gezegen üzerinde birçok canlı türünün yaşamını sürdürmesi zorlaşıyor. Bu felaketin ortaya çıkmasında, egemenlik ve tahakküm fikriyle ilişkilendirilen bir özgürlük kavrayışının payı olduğu inkâr edilemez. "
Sayfa 183Kitabı okudu
Hannah Arendt
"Dünyadaki şeylerden ne denli etkilenirsek etkilenelim, bunlar bizi ne denli derinden kavrarsa kavrasın, ancak başka insanlarla onlar hakkında konuştuğumuz zaman bizim için insanilik kazanırlar..."
Sayfa 180 - Men in Dark TimesKitabı okudu
Hannah Arendt
"...hiçbir yerden gelerek girdiğimiz ve gene hiçbir yere dönerek kaybolduğumuz bu dünyada Varlık ile Görünüm örtüşür... Dünyada hiç kimse ve hiçbir şey bir izleyiciyi önkoşul saymadan varolamaz... İnsan değil, insanlar yaşar bu gezegende. Çoğulluk, yeryüzünün yasasıdır. "
Sayfa 180 - ThinkingKitabı okudu
Reklam
Pateman'ın dediği gibi,
"Ulus-devlette kadınlar formel olarak sivil yurttaşlar olarak kabul edilseler bile, somut dişil varlıklar olarak, hiçbir zaman erkeklerle aynı anlamda "birey" olmaları mümkün değildir: "Somut [bedenleşmiş] kimliği ciddiye almak, eril üniter bireyin bir yana bırakılmasını ve biri eril diğeri dişil iki kişiye yer açılmasını gerektirir. "
Sayfa 108Kitabı okudu
"Liberal paradigmada bireyin soyut, sahte bir evrensellikle donanmış ve nötr; sınıftan, toplumsal cinsiyetten, ırktan ve cinsellikten sıyrılmış bir "insan" olarak kavramsallaştırıldığı doğrudur. Ancak,cemaatçi ideolojinin ve eli her yere uzanan kapsayıcı bir devletin egemen olduğu bir toplumda, en fazla ezilenler kadınlar, etnik azınlıklar ya da siyasal muhalifler gibi geleneksel olarak güçsüz olan gruplardır; çünkü toplum onlar üzerindeki denetimi, kimi zaman "devletin çıkarları" kimi zaman da "toplumsal ahlakı koruma" adına meşru görür. Böylesi durumlarda en kolay ayaklar altına alınabilen, kadınların özerk varoluş ve bireylik haklarıdır.
Avrupa Konseyi Tutanakları, 1992
"Toplumun değişmez öğelerinden biri, kadınlar ve erkekler tarafından oluşturulmuş olmasıdır. Kadınlar, erkeklerle birlikte, içinde yaşadıkları toplumun örgütlenmesini ve işleyişini, topluluğun çıkarını gözetecek biçimde, belirleme hakkına sahip olmalıdırlar. İnsan haklarının korunmasına yönelik başlıca uluslararası belgelerde ve birçok Avrupa ülkesinin anayasalarında insan varlığının eşit değerinden ve onurundan söz edilse bile, çeşitli yapılarda ve süreçlerde devam eden kadınların (aileden başlayıp bütün bir karar alma mekanizmasına yayılan) de facto eşitsizliği durumu, çoğulcu demokrasinin gerçek anlamda kurulmasını engellemektedir. Kadınların ve erkeklerin toplumun işleyişinde sorumluluk üstlenmeleri, gerçek demokrasinin ve daha adil bir topluma ulaşmanın ön koşulu olarak kabul edilmelidir. "
Sayfa 63 - Conference on Equality Between Women and Men in a Changing EuropeKitabı okudu
638 öğeden 616 ile 630 arasındakiler gösteriliyor.