s. 70'te "bir şeyler demekle sorunun cevabını vermek arasındaki farka dikkat edin. Bu görüşleri ileri sürenlerin, bu soruya tutarlı bir cevap vermesi mümkün değil. Ama bir de siz deneyin ve sonucu görün..." diyen abi çokeşliliğe cevap veriyor. (= Çok-eşlilik: Tarihselcilerin yaptığı en büyük yanıltmacalardan biri, günümüzde birçok kimsenin uygulamadığı çokeşlilik gibi İslam’ın haram kılmadığı ama İslam’ın emir ve tavsiyesi de olmayan meseleleri, sanki bunları uygulamak İslam’ın emir veya tavsiyesiymiş gibi “Tarihselci olmayanlar haydi çok-eşlilik yapsanıza” gibi bir mugalatayla sunmaktır. İslam’ın tarihin farklı dönemlerine ve farklı coğrafyalarına uygun bir din olmasını mümkün kılan en önemli unsurlardan biri helal dairesinin genişliğidir. İslam’da kertenkele yemek de yememek de, çokeşlilik yapmak da yapmamak da, yer sofrasında oturmak da oturmamak da helaldir. Fakat “Tarihselci olmayanlar haydi kertenkele yesenize” veya “Haydi yer sofrasında yemek yesenize” diyerek, helal olanla emir ve tavsiye olan arasındaki farkı karıştırmak (daha doğrusu aradaki farkı bile bile tahrif etmek) ne kadar bariz bir hataysa, tezleriniz destek kazansın diye çokeşlilik konusundaki mugalatalarınız da böylesi bir tavırdır.
“O dönemin Arapları çöldeydi, susuzdu; bu yüzden onlara ahirette bahçeler, ırmaklar vaat edildi.” Bu arada ben Bosna kökenliyim; Bosna’nın hemen her yeri çok yeşildir ve her tarafından ırmaklar akar. Ama gidip bir Boşnak’a idealize ettiği ahiret tasvirini sorsanız, o bile size çölden ve susuzluktan bahsetmez, yine suların aktığı, yeşillik bir ortamı ideal bir ortam olarak görür. Bu tip olgular üzerine birazcık düşünselerdi, Kuran’ın hitabında,
Arap coğrafyasının değil de insan fıtratının merkeze alındığını rahatlıkla anlayabilirlerdi.
Dünyadaki bir ülkenin bir şehrini anlatan bir kitap bile Kuran’dan daha kalın olup da yine o şehri tam olarak anlatamıyorsa; Kuran’ın ahiretle ilgili bütün olguları değil fakat bir kısmını aktardığı bellidir. Zaten bunun aksini düşünen de olmamıştır.
Eğer Kuran’ın birçok hükmü uygulamadan kalkacaksa Allah’ın yeni bir din gönderip kendi
hükümlerini kendisinin iptal etmesini beklememiz gerekmez miydi?
Evrendeki olgulara birçok konuda atıf yapan Kuran'ın ifadelerini, evrendeki olgular ile ilgili ciddi, sistematik bilgi edinme yöntemi olan bilimin verileriyle beraber okumak, bir eksiklik değil bir zenginliktir.
...Olgular üzerine birazcık düşünselerdi, Kuran’ın hitabında, Arap coğrafyasının değil de insan fıtratının merkeze alındığını rahatlıkla anlayabilirlerdi.