En Eski Tarihte Araplar kitaplarını, en eski Tarihte Araplar sözleri ve alıntılarını, en eski Tarihte Araplar yazarlarını, en eski Tarihte Araplar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Peygamber'in hayatı boyuncaki davranış ve sözlerinin de yol göstericilik değerini hâiz bulunduğu prensibi kabul edildi. Bu davranış ve sözler hadîs'ler halinde kaydolunup saklanmıştır; her hadîs "Peygamberin şöyle buyurduğunu duyan… dan duyan... dan duyan... dan duydum" şeklinde bir râviler zinciriyle teyid olunur.
Birçok eserde nakledilen bir hikâyeye göre Halife
Ömer, İskenderiye Kütüphanesini, eğer bu kütüphanede bulunan kitapların verdiği bilgi Kur’ân’da varsa bunlara lüzum olmadığı, Kur’ân’da yoksa dine aykırı olacağı düşüncesiyle tahribini emretmiştir. Modern araştırmalar bu haberin tamamen asılsız olduğunu ortaya koymuştur. Eski tarihçiler, Hıristiyanlar da dahil bu masal hakkında bir imâda bile bulunmazlar; ilk defa XIII. yüzyılda bu olaydan bahsedilmiştir. Zaten büyük Serapeum Kütüphanesi, Müslümanlar Mısır’a gelmeden önce iç karışıklıklar sırasında tahrip edilmişti.
"Ömer Selmân'a sordu: Ben hükümdar mı yoksa
halife miyim? Selmân şöyle cevap verdi: Eğer
Müslüman ülkesinde bir dirhem, yahut az veya
çok vergi alırsan ve bunu kanunsuz bir şekilde kullanırsan sen halife değil, hükümdarsın. Ve Ömer ağladı."
Abbasîler iktidara dinî bir hareket sonunda geldiler. İktidarlarının dinî görünüşünü ortaya koymaya çalışarak halkın sevgilerini korumağa gayret sarfettiler. Başlangıçta din adamlarını ve fakihleri hoş tutmaları ve en azından halk arasında dinî kaidelere saygı gösterme hususunda ısrar etmeleri dikkati çekmektedir. Bir Arap tarihçisi şöyle demektedir: "Bu hanedan dinî ve dünyevî kudretin birleştirildiği bir siyaset ile dünyayı idare etti; insanların iyileri ve dindarları dinî hislerle, diğerleri ise korku ile onlara itaat ediyordu."
Dinî teşkilât, Arap birliğinin parçalanmasıyla açılan gediği kapatıyor ve halkın sosyal ve etnik ayrılıklarını birleştirmeye hizmet ediyordu. Cemiyetin ve saltanatın dinî karakteri üzerindeki ısrar, sık sık ikiyüzlülük ithamlarına yol açmıştır. Bir şâir şöyle diyor: "İnşallah Mervânoğulları'nın zulmü ve adaletsizliği bize geri döner ve Abbâsoğulları'nın hakkaniyetli idaresi cehenneme gider.”
Selçuklular 970 yılına doğru halifelik arazisine girdiler ve kısa süre sonra Müslümanlığı kabul ettiler. Bir müddet sonra İran'ın büyük bir kısmına hakim oldular; 1055'te Tuğrul Beg Büveyhîler’i bozguna uğratıp Irak'ı Selçuklu devletine katarak Bağdad'a girdi. Birkaç yıl içinde Selçuklular Suriye ve Filistin'i zayıflamış olan Fâtımîler'den ve mahallî hakimlerden temizlediler; Arapların başarısızlığa uğradıkları Anadolu'nun büyük bir kısmını Bizanslılar’dan alarak burasını bir Türk ve Müslüman ülkesi haline getirdiler.
Büyük hayaller ile aldığım kitabı hayal kırıklığı ile bitirip kitaplığıma kaldırdım. Öncelikle kitaptan beklentim Arap ırkının tarihsel kökeni, etnografik yapısı ve tarihsel gelişimi , İslam öncesi yaşayışlarının ana hatları ve İslam ile bunun ne ölçüde değiştiği , Arapların medeniyete katkıları vb.konular iken 17 sayfada İslam tarihine geçilmiş standart bir lise kitabı havasında anlatım devam etmiştir. İslam tarihi bölümünde yine uygarlıktan ziyade kronolojik yönetim ele alınmıştır. Bir diğer husus şiiliğin sunni islamdan aşağıda konumlandıran anlatım ve özellikle ismailiye mezhebinin yer yer sapıklıkla tasvir edilmesi. Sayfa 135 örneklerden biri) Daha önce bir çok eserinde rastlamadığım şekilde İslam tarihinin mezhepsel mücadelelerinde yazarın taraflı anlatımını anlamakta zorluk çektim.Zira tüm dinler tarihinin önemli kısmı yayılma sonrasında mezheplerin Savaşlarında ibaret olup bu temel gerçek tüm dinler için kanımca geçerlidir. Özelliklede tarihi genellikle kazananların yazdığı, günümüzden çok uzakta olmayan tarihlerinde yaşananların dahi yer yer çarptırıldığı modern zamanlarda bile tarihçilerin taraflı ifadelerini anlamlandıramıyorum. Bir diğer konu Arapların diğer uluslara katkıları ve aldıkları konuları da yazarın yüzeysel anlattığını düşünüyorum....
Tarihte AraplarBernard Lewis · Pegasus Yayınları · 201989 okunma