Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tasmalı Çekirge

İsmail Berduk Olgaçay

Tasmalı Çekirge Gönderileri

Tasmalı Çekirge kitaplarını, Tasmalı Çekirge sözleri ve alıntılarını, Tasmalı Çekirge yazarlarını, Tasmalı Çekirge yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bazı yerlerde mahrumiyet duygusu duymanız, ne oradaki yaşam tarzında, ne de size sağlanan ya da sağlanamayan olanaklardadır, orada gereğinden fazla kalıp tasmaya takıldığınız düşüncesine kapılmanız­dadır.
“Talih bir gün dönseydi bana nazikane" ve "insan türünün en mükemmel örneğini nerede bulabilirim?" deseydi, ben ona bunu, Türk kadınları arasında aramasını önerirdim.
Reklam
Amerikalıların zaman zaman aptallardan yararlandıkları hem açık, hem de seçiktir ama Amerikalıları aptal sanmak büyük aptallık olur.
Maalesef...
Atatürk'ün çizdiği gayet belirli iki çizgi var: Bi­rincisi din ile devlet, ikincisi ordu ile politika arasındadır. İşte biz bu çizgileri çok sık geçiyoruz ve başımıza yıldırımı çekiyoruz.
Dikkat edin, Amerikalılar bizim alternatif arayışlarımız karşısında daima hassasiyet göstermişler, çok stratejik bir noktada bu­lunan Türkiye'yi hep yörüngelerinde tutmak istemişlerdir. Ben bu ko­zumuzun iyi değerlendirilmiş ve değerlendirilmekte olduğu kanısında değilim. Üstelik süperler birbirlerine yaklaştıkça elimizdeki kozlar azalmaktadır.
Atatürk Türkiye’de Masonluğu yasaklamıştı, yeniden açtıran isme bakın!
Anne Freemantle Atatürk tarafından faaliyetleri durdurulmuş olan Bek­taşilik, Mevlevilik ve Masonluk arasında paralellik kuruyor. Masonlar da, Mevlevilerin yasaklan­malarına benzer nedenlerle kanun dışı kılınmışlar. Sonradan asılmış olan Başbakan Menderes, uluslararası masonların yaptıkları baskıya karşı koyamayıp Türk masonluğunun yeniden kurulmasına izin ve­rince, Mevlevilerin geri dönmek için yaptıkları müracaatı da kabul etmek zo­runda kalmış."
Reklam
Atatürk’ün hakkını teslim etmiş sağolsun
Takviyeli Türk Tugayı 21 Eylül 1950'de yola çıkıyor ve 17 Ekim 1950'de Kore'ye ulaşıyor. Türk birliğinin emrine girdiği General Doug­las Mac Arthur, 31 Ekim 1950'de Türk milletine mesaj gönderiyor. Bu mesajdan iki cümle alıyorum: "Türklerin geleneksel cengaverliğine ve geçmiş tecrübelerine güvenerek Türk askerinin muharebe tekniğindeki liyakatından ve örnek cesaretinden şüphe etmiyorum .. Birliğimize katılan bu muazzam kuvvetin bana, Türkiye'nin ilk Cumhurbaşkanı ve dünyanın en büyük askeri liderlerinden biri olan Kemal Atatürk ile yakın dostluğumu hatırlatmış olmasından sonsuz bir haz duyuyorum."
Büdbükat nedir?
Sömürgecilikte sınırları aşmak, yabancı topraklara ulaşmak esastır. Büdbükat'ta ise, sınırları aşmadan ya da aşmaz görünerek, işleri uzaktan idare etmek, yabancı bir ülkenin insanlarını, dipçikle değil, havuçla kendi ülkesine karşı yürütmek vardır. Kısacası Büdbükat, uy­garlığın sömürgeciliğe kattığı ya da onun yerine yarattığı bir uygula­madır.
Sam Amca işini bilir
Amerika o günlerde Noel Baba olmuştu sanki. Siyasi ve ekono­mik sıkıntıya girmiş olan bizlerin yüzümüzü güldürmüş, önümüze tor­ba dolusu oyuncak ve çikolata dökmüştü. Şimdilik iki ilimizi ve Boğazlarda ortak savunma hakkı isteyen, ileride ne isteyeceği bilin­meyen kişi, evimize gelen misafiri görünce uzaklara gitmişti. Sihirli bir değnekle günümüzü aydınlatana Noel Baba denmez de ne denirdi?
Churchill’e Nobel Edebiyat Ödülü???
Nobel Barış Ödülü'nün sunuluş töreninde ben de bulun­dum. 1953 Nobel Barış Ödülünü George Catlett Marshall'a veren Storting (Norveç Parlamentosu) Komitesi, 1952 Ödülünü de aynı ta­rihte ve bir yıl gecikmeyle Dr. Albert Schweitzer'e veriyordu. Edebiyat Ödülü için ise İsveç Akademisi, Sir Winston Churchill'i, tarihçi ve hatip olarak edebiyata yaptığı katkılardan ötürü seçmişti. Marshall ve Churchill'in aldıkları ödül için seçilmiş olmaları bir hayli eleştirildi. "Bunca değerli yazar varken Edebiyat Ödülünün Churchill'e verilmesi politik bir oyundur" diyen oldu. Çok bilmiş kişilerden kurulu olduğu dillere destan İsveç Akademisi'nin çok bilmiş üyelerinden biri şöyle buyurdu: "Nobel Edebiyat Ödülü, başka yazarlara onur verir, bu kez Churchill, ödülümüze onur verdi."
Reklam
Artık kapıda bile değiliz
Biz kırk yıl yol yürüdük, bugün yine rakamlardan medet umar hale geldik.Rakamların robotlaştırdığı bir Topluluğun kapısında bekli­yoruz.
İş yerinde ayağınız kaydırılınca …
Bacağımda gördüğüm "kaplan dişi izi" hangi kaplanın işi bunu pek merak ediyorum.
Üst düzeylerin pezevengi Fahrettin Aslan;
Eymür'ün, güven­lik sorumlularının kapısında rastladığı güzel kadınlar hakkında bilgi verdiği bölüm var ya -burada yalnız Sıkıyönetim Komutanının kapı­sında değil, Merkez Komutanının kapısında da, Fahrettin Aslan tarafın­dan getirilmiş bir güzel hanım gördüğünü anlatıyor-
"Aşkta ve savaşta hile, her zaman ve her yerde mazur görülmüştür" Fransız atasözü
73 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.