Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tedavüldeki Kitaplar Kritik Öyküler

Necdet Subaşı

Tedavüldeki Kitaplar Kritik Öyküler Sözleri ve Alıntıları

Tedavüldeki Kitaplar Kritik Öyküler sözleri ve alıntılarını, Tedavüldeki Kitaplar Kritik Öyküler kitap alıntılarını, Tedavüldeki Kitaplar Kritik Öyküler en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir duvar gibi örülebilirdi kelimeler ses telleriyle. Bir tılsım gibi rehin alabilirlerdi sizi kıskıvrak. Hepsi olabilirdi, anlamıştım.
Sayfa 84 - Tezkire YayınlarıKitabı okudu
Okumalarımızı derinleştirdikçe mütavazılığı, insanları tanıdıkça çevreyi daraltmanın faziletini öğrenmeye başlamıştık.
Reklam
... ben o zamanlarda kendi payıma bu kitaplara dokunmaktan korkardım. Bizi içine katacak bir süreç belleğimizi rehin alabilirdi. Bu korku basite alınamazdı.
Sayfa 35 - Tezkire YayınlarıKitabı okudu
Sola, sağa, İslamcı ya da milliyetçi kanallara bizi taşıyan neydi? Üç aşağı beş yukarı bu coğrafyanın değerleri ile mücezzehdik. Cumaya duyarlıydık, Ramazanda ağzımıza bir şey sokmazdık, şanlı tarih kitapları elimizden düşmezdi, Battal Gazi filmlerini iple çekerdik. Aynı şarkıları dinler, aynı türküleri mırıldanırdık. Neler oluyordu bize? Sahiden neler oluyordu?
Reklam
ALİ Şeriatî cebindeki sıradan bir tükenmez kalemin kendisi için yeri geldiğinde iddialı bir silah olabileceğini söylüyordu.
Kitaplar beni dağıtmıştı, millet savrulmuş, ben duraksamıştım.
Edebiyatın ince işçilikle yürüyen dünyasında kullanılan metafor ve imgeler, etrafa radikal bir diskurla yön vermek isteyen herkes için ciddi bir hak madde kaynağıydı.
Sayfa 68 - Tezkire YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Not: Babasının elinden düşürmediği üç kitaptan bahsediyor. Bunlardan ilki ve benim ismiyle aşina olduğun kitap Hilmi Ziya Ülken'in Aşk Ahlakı. Ilçe müftüsü, dine imana yatkınlığını keşfettiği babasına "okuyup, mucibince amel etmesi" için bu kitabı tavsiye etmiş. Anadolunun en ücra yerlerinde müftülük yapmış bir kişinin, yetmişlerin ortasında bu kitabı neden babasına verdiğini asla ve asla anlamadığını söylüyor Subaşı.
Memleket bilincinin Namık Kemal'in "vatan"ıyla, Nazım Hikmet'in "memleketi"yle, Necip Fazıl'ın "Sakarya"sıyla eşleşmesi....
Annelerimizin dünyasında bize yağmuru melekeler yağdırıyordu, öğretmenlerimizin dünyasında bunu anlamak için kaynayan bir tecere suya ve bir de hokus pokus yapmak için kapağa ihtiyaç vardı.
Hala düşünür dururum. Sınırlı ilgi ve bilgilerimizle yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmeyen dört arkadaş nasıl olmuştu da her birimiz bir başka yere yüzümüzü dönmüş, sırtımızı birbirimize çevirmiştik.
Bediüzzaman kompleksti, Nurettin Topçu ehl-i havâstı, Şevket Eygi hala daha muğlâk bir simâ olarak vara yoğa konuşuyordu. Necip Fazıl'ın ne dediği belliydi, ne de yediği.
57 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.