Chomsky: ...
Aslında ABD 2.Dünya Savası'na kadar küresel güç haline gelmedi,ancak Ortadoğu en erken yer almaya calıştığı bölge oldu.Bu bölgede ABD, bugünkü Irak'ta ve 1.Dünya Savasın'dan sonra İngiliz,Hollanda ve Fransız çıkarları arasında bölünmüş olan Osmanlı imparatorluğu'nun diger eski bölgelerinde bulunan enerji kaynaklarından kendi petrol şirketlerinin pay alması için uğrastı.1930'ların başında ABD şirketleri Suudi Arabistan'da bir dayanak noktası sağladılar. Washington bunun bir ödül olduğunu hemen anladı ve orayı kendisi için muhafaza etmek istedi..2.Dünya Savaşı sırasında İngiltere ve ABD arasında Suudi Arabistan'ın denetimi konusunda bir savaş oldu.Donanma müsteşarı william C. Bullitt,1943 te İngilizlerin Suudi Arabistan'dan imtiyaz koparmak için ABD yi dolandırmaya çalıştığını söyleyerek Başkan F.Roosevelt i uyardı Bunun üzerine Roosevelt,Suudi Arabistan'a " Suudi Arabistan'ın savunulması ABD'nin savunulması için hayatidir" mantığıyla,ABD nin kendi müttefiklerine sağladığı yardımdan yararlanma yetkisi verdi..Böylece Suudi Arabistan,esas olarak İngilizleri uzak tutmak ve Suudi hakim sınıfını rüşvetle elde etmek için yardım elde etti.
Unutulmaması gereken önemli bir nokta, o sırada ABD nin bu bölgeyi,petrolü kendi tüketimi için kullanmak amacıyla denetlemek istememesiydi.Kuzey Amerika 1970 lerde yada yetmişlerin sonuna kadar dünyanın başlıca petrol üreticisiydi.ABD fazla Ortadoğu petrolü kullanmıyordu ve aslında bu petrole özellikle bağımlı değildi.ABD onu dünya hakimiyetinin bir aracı olduğu için denetlemek istiyordu;başlıca kaygısı,sanayi alanındaki rakipleri olmuştur.Washington Avrupa'nın,o sırada kullanılan deyimle Üçüncü Güç haline gelmesinden, böylece bağımsız yöne sapmasından endişeleniyordu.
(Devamı var)
Ve bu mümkündü:Avrupa ekonomi ve nüfus bakımından aşağı yukarı ABD ile kıyaslanabilecek durumda,bazı bakımlardan ondan daha ileriydi.Bu bakımdan Avrupa'yı bağımlı tutmanın bir yolu onu petrole bağımlı hale getirmek ve petrolü de denetim altında tutmaktı.Aslında 2.Dünya Savaşı'nın ardından başlatılan Marshall Planı yardımının önemli bir bölümü,Avrupa'yı kendi topraklarında bol miktarda bulunan kömürden ABD'nin denetlediği petrole yöneltmek için kullanıldı.Aynısı Japonya'da da yapıldı. Aslında ABD siyasetini belirleyenler bu tarz düzenlemenin ABD ye,Geoge Kennan'ın sözleriyle,başkalarının yapabilecekleri sey üzerinde bir veto yetkisi sağlayacağını öteden beri biliyorlardı.