Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hıristiyanlıkta ve İslamiyette Kadının Statüsü Üzerine Karşılaştırmalı Bir Yaklaşım

Tek Tanrılı Dinler Karşısında Kadın

Fatmagül Berktay

En Yeni Tek Tanrılı Dinler Karşısında Kadın Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Tek Tanrılı Dinler Karşısında Kadın sözleri ve alıntılarını, en yeni Tek Tanrılı Dinler Karşısında Kadın kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Burada, bu anlayışla yetişen Yahudi erkeklerinin her gün, "beni kadın yaratmayan Tanrı'ya şükürler olsun" diye dua ettiklerini belirtmekle yetinelim.
Sayfa 109Kitabı okudu
"Augustinus'un anlatımında kadın, tümü de toplumdaki araçsal konumunu ortaya koyan üç yönüyle ele alınır.Baştan çıkarıcı olarak kadın, şeytanın kötülük planlarının aracıdır; zevce olarak kadın, ailenin düzenini korumakla görevli kocanın aracıdır; ve anne olarak da, Tanrı'nın yaratıcılığının aracıdır. Hangi amaca hizmet ettiğine bakılarak, kadın ya lanetlenir ya da yüceltilir.
Reklam
Kuzey Afrikalı Hristiyan teolog Tertullians ise, kadın düşmanlığında daha baskındır;'' sen,'' der kadına,''cehennemin kapısısın;sen, Tanrı'nın Yasasına ilke karşı gelensin; sen, şeytanın yanaşmaya cesaret edemediği erkeği kandıransın. Sen, Tanrı'nın suretinde yaratılmış olan erkeği kolayca mahvettin. Senin suçun yüzünden, Tanrı'nın oğlunun bile ölmesi gerekti.''
"Sessizlik, kadının izzetidir, ama aynı şey erkekler için geçerli değildir,"der Aristoteles. Yüzyıllar sonra, İmam Gazali bu söz özellikleri Müslüman kadının da temel erdemleri sayacak ve" Müslümanların kaçınması gereken kadın tipinin şadaka, yani "çok konuşan kadın "olduğunu söyleyerek Aristoteles'i yankılayacaktır.
This is now bone of my bone and flesh my fles; she shall be called Woman because she was taken out of Man.
Reklam
" Kadınlar, kendi kimliklerini özgürce tanımlamak ve toplumda özerk bireyler haline gelmek istiyorlarsa " Lanetli Havva" ya da "Fitne Yaratan Kadın" imgelerinden kurtulmak zorundadırlar; bunu yapabilmek için de özellikle tektanrılı dinler ve onların kültürün her alanına sinmiş verili toplumsal cinsiyet kalıplarıyla hesaplaşmaları zorunludur. Bu nedenle, dinin doğasını ve işlevini anlamak, belki de en başta kadınlar açısından önemlidir."
Morgan, ilk baştaki anasoyluluğun, topluluğun yerleşikliğe geçmesi ve mülkiyet birikiminin yaygınlaşmasıyla erkekler tarafından değiştirilmiş olduğunu savundu. Onun tezini Friedrich Engels devralarak (Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni) ilk başta topluluğun ortak mülkiyetini kadınların denetlediğini, ama tarıma geçişle birlikte erkeklerin tarım araçlarını kullandıklarını ve onlara sahip olduklarını, böylece özel mülkiyet sahibi ilk cinsin erkekler olduğunu öne sürdü.
Fanatik İslamcıları ve köktendincileri tutarlı savlardan çok şeriata koşulsuz sadakat ilgilendirmektedir. Laik topluma olan nef­retlerinin kaynağı da işte budur. Çünkü bir toplum derinden laikleş­tiğinde, bir cinsin öteki üzerindeki iktidarı, en değerli meşrulaştırma araçlarından birini yitirir. İktidarın tanrısal dayanağı ortadan kaldı­rıldığında, erkeğin kadın üzerindeki "doğal" üstünlüğü efsanesinin yıkılması yolu da açılmış olur.
Eski Ahit'teki yaratılış mitosu, bir kez daha Foucault'yu hatırlayacak olursak, "bilgi"nin ya da bilinçliliğin önemine ve direnişe yol açarak, varolanı değiştirme potansiyeline işaret eder. Tanrı'nın, erkeğin ayrıcalığı olan bilgiyi elde etmeye kalkıştığı için kadını cezalandırmış olması bir rastlantı değildir. Öyleyse, kadınların, yasak meyveyi yeme haklarına sahip çıkmaları ve aynı zamanda ad koyma hakkını, özellikle de kendi ad­larını koyma ve kendi kendilerini tanımlama hakkını geri almaları gerekir. Çünkü, ad koyma ve tanımlama hakkına sahip olanlar, aynı zamanda iktidara da sahip olanlardır. Kadınlar için kendi kaderini belirleme mücadelesi, kaçınılmaz olarak, kendilerine dayatılan ta­nımlara karşı çıkışı ve alternatif tanımlar yaratılmasını içerir.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.