Tek Yol
Aziz NesinEn Eski Tek Yol Gönderileri
En Eski Tek Yol kitaplarını, en eski Tek Yol sözleri ve alıntılarını, en eski Tek Yol yazarlarını, en eski Tek Yol yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bütün gerçekler, gerçek olmadan önce birer hayaldir.
Sayfa 509Kitabı okudu
Tek Yol
“Suç yalnızca kişinin sorumluluğunda olan ve toplumsal sistemin
kurallarına aykırı düşen bir davranış mıdır? Yoksa, toplumsal sistemin
yanlışlıkları, eksiklikleri, kişiyi zorunlu olarak suç işlemeye mi iter?
Suç insan için kaçınılmaz ve zorunlu bir tek yol mudur?
Kişiyi ve toplumu ortak ve onurlu bir sistem anlayışında buluşturacak
olan çıkar yol nerededir ve bunu kim yaratacaktır?
İnsanların içinde, güçlü ya da yüksek yerdeki kişilerin çocuklarının
düşkün ve aşağılık olmasını dileyen gizli bir duygu var.
Büyük, ünlü, zengin insanların çocukları kötü yollara düşerse,
serseri olursa, belki de halk böylece, toplumsal eşitsizlikten,
toplumsal adaletsizlikten öcünü almış oluyor.”
“Yaşlanarak değil yaşayarak tecrübe kazanılır.
Zaman insanları değil, armutları olgunlaştırır.”
Nesin Yayınevi
Her insan, bitirilmemiş bir söz bırakır kendinden sonraya...
Sayfa 425Kitabı okudu
Sahteciliğin en sağlamı, en yaralısı, en güvencelisi, sahte Atatürkçülüktür. Çünkü suç sayılmaz.
Sayfa 365Kitabı okudu
Ben o adama iyilik yapmanın zevkini tattırdım bir... Yanındaki kadına da, iyiliksever olduğunu gösterme fırsatını verdirdim, iki... Geceleyin sokakta kalmış iki üniversiteli gence yardım etmek, az iyilik mi? Bu gece, iyilik yapmış bir insan olarak vicdanhuzuruyla uyuyacak. Yarın da önüne gelene bu yardımını anlatacak... Doğrusunu istersen, o adam bize iyilik etmedi, kendisine yardım etme zevkini tattırarak ben ona iyilik ettim.
Sayfa 346Kitabı okudu
Biz sabıkalı mahkumlar, gerçek ve büyük suçluların yüksek dokunulmazlıkları olduğunu, bu yüzden onların ellerini kollarını sallayarak dışarda özgürce dolaştıklarını, en iyi yerlerde, en iyi biçimde yaşadıklarını çok iyi biliriz. Cezaevlerine doldurulan suçlular, gerçekte, küçük suçlar işledikleri, az para çaldıkları, küçük dolandırıcılıklar ve yankesicilikler yaptıkları için cezaevlerine tıkılmışlardı.
Sayfa 338Kitabı okudu
..... tıpkı bir ölünün bu dünyadan uzaklaşıp artık rekabetsiz bi yere göçtüğü için saygınlaşması gibi...
Sayfa 262Kitabı okudu
-- Buyur, dedim, nedenmiş davulla zurnanın milli çalgı oluşu?
++ Belli değil mi? Baksana " Naa...Naaa" diye ses çıkarıyor ikisi de... Arif olan anlar... Bu halk yüzyıllardan beri sesini çıkaramaz. Ağzını açacak oldu mu, başına yumruk iner... O da ne yapsın, bula bula işte bu davulla zurnayı bulmuş ki, kendi yerine davulla zurna konuşsun, kendi diyemediklerini davulla zurna desin
Sayfa 156Kitabı okudu
Burada yaşayan insanların doktoru yok, ebesi yok, ilacı yok, yolu yok, işi yok, parası yok... Hiçbişeyi olmayınca, hiç olmazsa şeyhimiz olsun diyorlar... Ulan kara sakalına tükürdüğümün gavatı, senin pis ayağını bastığın murdar toprağı bu köylü alıp yarasına merhem, çürük ciğerine ilaç, kısır karısına şurup yapıyorsa, bir boka yaramadığını bilmediğinden mi sanıyorsun? Ulan ilaç yok, para yok... Başka ne halt etsin! Bir umut işte, boş da olsa umut... Bu adamların insan gibi yaşayacak evi, işi gücü, doktoru, ilacı olsa, sakalına teneke bağlar da sıkıştığın yere kadar kovalar...
Sayfa 125Kitabı okudu