Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Teknik Olarak Yeniden-Üretilebilirlik Çağında Sanat Yapıtı

Walter Benjamin

Teknik Olarak Yeniden-Üretilebilirlik Çağında Sanat Yapıtı Gönderileri

Teknik Olarak Yeniden-Üretilebilirlik Çağında Sanat Yapıtı kitaplarını, Teknik Olarak Yeniden-Üretilebilirlik Çağında Sanat Yapıtı sözleri ve alıntılarını, Teknik Olarak Yeniden-Üretilebilirlik Çağında Sanat Yapıtı yazarlarını, Teknik Olarak Yeniden-Üretilebilirlik Çağında Sanat Yapıtı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Fiat ars-pereat mundus (Sanat çıksın da ortaya, varsın yok olsun dünya)" diyen faşizm...
İnsanoğlunun kendine yabancılaşması öyle bir noktaya ulaşmıştır ki son derece estetik bir zevkle bizzat kendi yokoluşunu yaşamaktadır. Bu, faşizmin uyguladığı şekliyle, siyasetin estetize edilmesidir. Komünizmin buna yanıtı ise sanatı si­yasileştirmektir.
Reklam
Emperyalist savaş, teknolojinin isyanıdır; doğal maddesi top­lum onu yadsımış olduğundan, "insan maddesi" olarak geri ödeme talep eder.
Savaş, yalnızca savaş, hem geleneksel mülkiyet ilişkilerinin korunmasını hem de büyük ölçekli kitle hareketlerine hedef belirlenmesini mümkün kılar.
Siyaseti estetize etmeye yönelik verilen bütün çabalar tek bir noktada toplanmaktadır. Bu nokta ise savaştır...
Reklam
Kolektif kahkaha kitlesel psikozun öncelikli ve iyileştiri­ci başlangıcıdır.
Herakleitos'un, "uyanık olanların ortak bir dünyası varken uyuyanların dünyaları ayrı ayrıdır", diyerek ifade ettiği kadim gerçek, sinema aracılı­ğıyla çürütülmüştür.
Resim, doğası gereği, eşzamanlı kolektif bir al­gıya konu olamaz, oysa mimari yapıtlar bu algıya daima, destansı şiirler ise bir zamanlar konu olmuş­tur; günümüzde sinema bunu başarabilmektedir.
İlk kez Novalis tarafından kullanılan Mavi Çiçek simgesi, aşkı, arzuyu, sonsuz ve ulaşılmaza duyulan metafizik açlığı; umut ve güzelliği temsil eder.
Reklam
Özelde sinema sermayesi için, genelde ise faşizm için aynısı geçerlidir: yeni toplumsal olanakların, özel mülk sahibi bir azınlığın çıkarları uğruna giz­lice sömürülmesine yönelik zaruri bir dürtü.
Aura, insan yüzündeki ifade aracılığıyla erken dönem fotoğraflardan son defa el sallamak­tadır. Onlara melankoli ve benzersiz bir güzellik yükleyen de budur.
Sanatsal üretimde sahicilik kıstası aramayı bıraktığımız an, sanatın toplumsal işlevi tümden değişecektir. Ritüel üzerine kurul­mak yerine, bambaşka bir uygulama alanını esas alacaktır: siyaset.
Nesnenin üzerindeki örtünün kaldırılması, yani aura'nın yok edilişi, "dünyadaki her şeyin aynı olduğuna dair bir duyuya" sahip bir algının imzasıdır...
O halde aura nedir? Zaman ve mekanın alışılmadık dokusudur: bir uzaklığın eşsiz biçimde ortaya çıkışıdır, ne kadar yakın olduğu fark et­mez.
130 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.