Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Teleandregenos Ütopyasında Evlilik Hayatı

Alâeddin Şenel

Teleandregenos Ütopyasında Evlilik Hayatı Sözleri ve Alıntıları

Teleandregenos Ütopyasında Evlilik Hayatı sözleri ve alıntılarını, Teleandregenos Ütopyasında Evlilik Hayatı kitap alıntılarını, Teleandregenos Ütopyasında Evlilik Hayatı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
''Kızların oğlan oyunlarına, oğlanların kız oyunlarına katılmalarına hiçbir zaman izin verilmez. Bu gibi katılmaları toplum kınar. Ana babalar ise ''gereğini yapar''..''
''..çocukların kendi kendilerine ve istediklerince bilgi ve deneyim kazanmalarına ne olanak ne de izin verilir. Bu yolları zorlayan çocuklar, doğuştan ''anormal'' ve ''asosyal'' kimseler olarak görülürler.''
Reklam
''..çocuklar bir şeyi yaparak öğrenmezler. Neyi, nasıl düşünecekleri kendilerine öğretilir. Daha önce başkalarınca bilinen şeyler, kendilerine ''belletilir''. Çocukları, kendi istekleriyle ve kendi eğilimlerine göre bir şeyi ellerine alıp incelemeye kalkmadan, onu çocuklarının eline verirler. Çocukları o şeyi elinde evirip çevirmeye başlamadan, ana babaları evirip çevirirler. Neresini yalayıp, neresini ısırması gerektiğini, daha çok neresine bakması, neresine dokunması, nereye atmaması gerektiğini anlatırlar. Çocuğa sorun çıkaracak noktaları, çocuk o sorunla karşılaşmadan, çözemeyip kendilerine sormadan açıklarlar.''
''..çocuklar, ana babalarının bütün zamanlarını, kendileri ile birlikte bu dünyada geçirmelerini isterler. Ana babalar, buna yanaşmadıkları gibi, ''çalışamıyorum'' ya da ''dinlenemiyorum'' diye, çocukların söz konusu gürültülü dünyalarının sesini kısmaya ya da tümüyle kesmeye çalışırlar. Çocuklarının oyun ve hayal dünyalarına katılmadıkları gibi, ''dur'', ''sus'', ''yapma'', ''ayıp'', ''döverim'' gibi sözlerle, bu dünyalarını sık sık çiğner, yıkarlar.''
Adem ile Havva
- Adam ve kadın bir ömür boyunca paralel çizdiler aynı yapılardan çıkıp aynı sokaklardan geçip aynı caddelerde gezdiler. * = Hiç mi
''Telandregenos'lularda bir görgü kuralı vardır: ''erkeğin konuştuğu yerde kadın susar.''..''
Reklam
''Çocukluğundaki inatçı, direnen kişiliği ile hiçbir ilgisi kalmaz. Her çekilen yere gidecek, her söyleneni yapacak kadar sindirmiştir kafes onu. Şimdi çelik kafes içinde, vahşi bir hayvan değil, gereksiz yere kafese konmuş evcil, uysal bir ev kedisi gibidir. Öyle ki, kafesten çıkarılsa da artık, kafes içinde davrandığından farklı davranmaz. (..) Genç kızın direnme gücünün kırıldığı tümüyle anlaşılır anlaşılmaz, erkeklerden yana yontan değerlerin ve inançların sunulmasının zamanı gelmiş demektir. Babaların ya da ''erkekten çok erkekçi'' olmuş anaların telkinlerini benimsemeye hazırdır şimdi. (..) Artık ana babasının ''kadın, erkeğin hizmet ve zevk aracından, toplumun çocuk makinesinden başka bir şey değildir'' görüşüne karşı çıkamayacaktır. Yapışık yaşamlarında erkeğin ''amaç'', kendisinin ''araç'' olduğunu anlamıştır. İşte birinci cinsiyet kafesi dönemi, genç kızı bu anlayış düzeyine yükseltecek ''evliliğe hazırlık'' dönemidir.''
Arka kapak yazısı
Uygarlık ufuklarında bir bulut var ki, insan yaşamının bir yöresini karartmakta, mutluluk çimenlerinin bu yörede yeşermesini engellemekte. Bu kara bulut, gözden geçirilmesi zamanı çoktan gelip geçmiş olan aile kurumudur. Bugünkü biçimiyle buzullardan kaçıp mağaralara sığınan taş devrinin insanları için kuşkusuz yararlı bir kurumdu. Ne var ki, fosilleşmekten kurtulan bir kurum, insanları, taş devri ilişkilerini zorlayagelmekte. Bu kurum, kadının yazgısını erkeğin ayaklarına kösteklemekte, çocukların yazgısını ana babaların yazgısıyla damgalamakta. Artık yeter. Bu insanlık öncesi kurumun yeni filizlenecek soyların duygularını ve düşüncelerini fosilleştirmesine fazla göz yummayalım. Onu, mutluluğun altında, aklın yargısı önüne çıkaralım artık.
''Cinsiyet kafesi, Teleandregenos'lu kızlara, cinsel erginlik çağına ulaşmalarından çok daha önceki yaşlarda ''özendirilir''. Küçük kız çocukları, kendilerini, cinsel erginlik çağına ulaşmış kızların tantanalı kafes törenlerinin çekimine kaptırırlar. Cinsiyet kafesleri yalnızca atölyelerde değil, öykülerde, türkülerde allanıp pullanır. Sonunda genç kızlar, güneşin altında pırıl pırıl pırıldayan, bütün bedeni sımsıkı saran bu ''büyük süs'' içine bir an önce girmek için sabırsızlanmaya başlarlar. (..) Genç kızlar önceleri, cinsiyet kafesi taşıma ayrıcalığına kavuşmuş olmanın onuruyla burunları yukarda dolaşırlar bir süre. Herkesin kendilerine hayranlıkla baktığından kuşkuları yoktur.''
''..bir sürtüşme çıktığında, kimin haklı kimin haksız olduğunu araştırıp, gereğini yapmak yerine, ''kardeşin oraya gitmek istemişse, sen de gidiver kızım'', ''kardeşin şuraya gitmekten hoşlanmıyorsa, sen de gitmeyiver kızım'', ''özenmişse veriver kızım'', ''yapıver kızım'', ''uyuver kızım'' demeye başlarlar.''
41 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.