İletişim özgürlüğü, hâlâ yeterli ölçüde iyi bir şekilde tanımlanmamakla beraber, insanoğlunun bitmek tükenmek bilmeyen “bilmek" amacına sahip çıkmak istemektedir. İletişim özgürlüğünün ortaya çıkışı, Birleşmiş Milletlerce 10 Aralık 1948 günü kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 19. maddesiyle olmuştur. Bu madde iletişim özgürlüğünü şöyle tanımlamaktadır:
“Herkesin, hiçbir sınır tanımadan kendi istediği şekilde enformasyon, fikir, düşünce arama, alma ve yayma bakımından fikir ve ifade özgürlüğü vardır.”
Sayfa 174 - Enformasyon - Haber alma, haber verme, haberleşmeKitabı okudu
Haberi yazarken şu bilgiler akıldan çıkarılmamalıdır:
1. Yazılan haber okuyan, dinleyen, seyredende kendisinin sormak istediği soruları yanıtlıyor mu?
2. ilk cümlede kim, ne, nerede, ne zaman, nasıl, neden soruları var mı, yoksa ima mi ediliyor?
3. Dikkatsizliğe yer verilmiş mi; yani gelişigüzel, basit ve yetersiz olarak mı bilgi toplanmış?
4. İki taraflı bir olayda yalnız bir tarafa mı yer verilmiş?
5. Gerekli temel bilgiler, yani olayın tarihçesi, içeriği, tanımlanması, bunu yeni bir haber yapabilecek nitelikte midir?
Haberi yazdıktan sonra kesinkes yüksek sesle okunmalıdır. Bu suretle kulağa hoş gelmeyen tekrarları ve karışık cümleleri çıkarma olanağı sağlanabilir.
Çoğu kez her gün pek çok gazetecilik kuruluşunda yapılan ise, haber ajanslarından geçen haberleri, kendi yayın politikaları içinde değerlendirmek, yeniden kaleme almaktır. Yapılan işlem ilk bakışta çok basit görülmektedir. Yalnız başkasının yazmış olduğu bir haberin tekrar yazılması şeklinde olduğundan çok dikkat istemektedir.
Başka muhabirler tarafından derlenip toparlanarak haber şeklinde yazılmış haberlerin, özgün haline dokunulmayarak yeni bir anlayış ve havayla sunulmasına redaksiyon işlemi adı verilmektedir. Aslında yapılan işlem yukarıda da belirtildiği gibi, haberlerin bir ölçüde tekrar kaleme alınması, tekrar yazılmasıdır. Günümüzde gazetelerin sayfalarını dolduran, radyo ve televizyon haber bültenlerinde yer alan haberlerin büyük çoğunluğu, redakte edilerek hazırlanmış ve değerlendirilmiş haberlerdir. Redaksiyon, günümüz gazeteciliğinin temelini oluşturmaktadır.
Savaş gazeteciliğinin gazetecilik mesleği için de önemli yer tutmaya başlaması 1990'daki Körfez Krizi ve 1991'de ki Körfez Savaşı ile birlikte olmuştur denilebilir.
Türkiye'de insanlar cep telefonlarını 13 dakika açmadan dayanamıyorlar.
2018 verilerine göre Avrupa'da insanlar 48 kez cep telefonlarını denetliyorken Türkiye'de 78 kez, Rusya'da ise en az 37 kez denetliyor. (veriler BTK'dan alınmıştır)