Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

The Ones Who Walk Away from Omelas

Ursula K. Le Guin

The Ones Who Walk Away from Omelas Sözleri ve Alıntıları

The Ones Who Walk Away from Omelas sözleri ve alıntılarını, The Ones Who Walk Away from Omelas kitap alıntılarını, The Ones Who Walk Away from Omelas en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Oysa acıyı yüceltmek sevinci lanetlemektir, şiddeti kucaklamak bütün diğer şeyleri elden kaçırmaktır.
Bu sevişmelerin üzerinde tefler çalınsın, tutkunun görkemi gonglarla ilan edilsin.
Reklam
Ursula anamız !
Gerçekliğin korkunç adaletini anlamaya başlayıp kabullenince bu acı adaletsizlik için akıttıkları gözyaşları kurur. Yine de gözyaşları ve öfkeleri, iyiliklerini sınamaları ve çaresizliklerini kabullenmeleridir belki de yaşamlarındaki ihtişamın gerçek kaynağı.
Fakat çaresizliği yüceltmek, hazzı küçümsemektir; şiddeti kabullenmek, diğer her şey üzerindeki kontrolü kaybetmek demektir.
Omelas’ta tapınaklar olmasa daha güzel olur, en azından içinde insan olmasın; dine evet ama ruhban sınıfına hayır!
Reklam
Zaman zaman, çocuğu görmeye giden ergen kızlar ve oğlanlardan biri ağlayarak veya hiddetle dönmez evine. Daha doğrusu, evine dönemez. Kimi zaman daha yaşlı bir adam ya da kadın bir-iki gün susar kalır, sonra evini terk eder. Bu insanlar sokağa çıkar, sokakta bir başlarına yürürler. Yürüdükçe yürürler ve güzel kapılardan Omelas kentinin dışına çıkarlar. omelas’ın tarlaları boyunca yürür dururlar. Her biri tek başına gider, oğlan veya kız, erkek veya kadın. Gece bastırır; yolcular köy sokaklarından, sarı ışık yanan pencerelerin arasından geçer ve tarlaların karanlığına doğru gider. Her biri, tek başlarına batıya veya kuzeye doğru, dağlara doğru giderler. Yollarına devam ederler.Omelas’ ı bırakır, karanlığın içine doğru yürürler ve geri gelmezler. Gittikleri yer çoğunuz için mutluluk kentinden bile daha zor tahayyül edilebilir bir yerdir. Onu hiç betimleyemem. Belki de yoktur. Ama nereye gittiklerini biliyor gibiler Omelas’ı bırakıp gidenler...
Monarşileri ve köleleri olmadığı gibi; reklamcılık, ajanlar ve bombalar olmadan da yaşıyorlardı.
"The trouble is that we have a bad habit, encouraged by pedants and sophisticates, of considering happiness as something rather stupid. Only pain is intellectual, only evil interesting. This is the treason of the artist; a refusal to admit the banality of evil and the terrible boredom of pain."
ama nereye gittiklerini biliyor gibiler, omelas'ı bırakıp gidenler.
Reklam
gençlerin gözyaşları, gerçekliğin korkunç adaletini algılamaya başladıklarında ve bunu kabul ettiklerinde acı adaletsizlikle kururdu.
We can no longer describe a happy man, nor make any celebration of Joy.
Oysa acıyı yüceltmek sevinci lanetlemektir, şiddeti kucaklamak bütün diğer şeyleri elden kaçırmaktır.
Fakat çaresizliği yüceltmek hazzı küçümsemektir, şiddeti kabullenmek diğer her şey üzerindeki kontrolü kaybetmek demektir
53 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.