…hiçbir şey kalmadı kendi uğruna var olan bu dinamizmin içinde, sözde çalışan, sözde dingin ve duru: Hiçbir şey kalmadı — benliğim dışarı savrulmuş, hiçliğe savrulmuş, özlemim gerçekleşemez, vaat edilmiş toprak ulaşılamaz, gittikçe artan, asla ulaşılamayan aydınlık görünmez, aradığımız cemaatse güçsüz bir cemaat ama art niyet dolu. Nafile umutlar, çoğunlukla haksız kibir — dünya hâlâ yabancı düşman, düşmandan azıcık aşağısı, yüzeyini belki elimle yoklayabileceğim, içine nüfuz etmeyi hiç başaramayacağım bir yabancı, artıp duran yabancılığı içinde yabancı, artıp duran körlüğü içinde kör, memleket gecesini hatırlarken geçen, dağılıp giden, en sonunda da kala kala eskinin dağılıp giden esintisi. Diğer her şeyin kavuştuğu bir’i bulmak için çok yollardan gittim, gelgelelim birbirlerinden hep daha çok uzaklaştılar…
Sayfa 305 - Huguenau veya Realizm (3.Cilt),Ketebe Yayınları, 1.Baskı, Mayıs 2022
Ah, ilahi tek başınalığın dünyevi karşılığı ne tek başına bir ölümdür! Zincirlerinden kurtulmuş bir aklı kavrayamadan dehşetine itilmiş, hizmetine verilmiş halde, üstünde olup bitenlerin tutsağı, akıldışılığın tutsağı insan, kötü büyüyle araç ile sonuç arasındaki bağın iç yüzünü göremeyen vahşiye benzer, daha çok özlem duyulan bir topluluğun değer gerçekliğine giden yolu bulacak durumda olmayan suçluya benzer. Geçmiş bir daha döndürülemez biçimde elinden kaçar, gelecek yakalanmaz şekilde kayıp gider, makinelerin gümbürtüsü sonsuzluk sisinde ulaşılmaz ve sahilsiz kalıp mutlağın kara meşalesini kaldıran hedefin yolunu göstermez ona.
Sayfa 415 - Ketebe Yayınları (3.Cilt) Huguenau veya Realizm