Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

The Temptation to Exist

Emil Michel Cioran

The Temptation to Exist Gönderileri

The Temptation to Exist kitaplarını, The Temptation to Exist sözleri ve alıntılarını, The Temptation to Exist yazarlarını, The Temptation to Exist yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hiçlik kuşkusuz daha rahattı. Varlık'ta erimek ne kadar da zor!
Sayfa 196Kitabı okudu
İçlerinde günde yedi yüz kez dua edenler vardı; saymak için her duadan sonra kimileri bir çakıltaşı bırakıyordu yere... Beni şaşırtan bu saçma aritmetik onlara eşsiz bir gurur veriyordu. Hiç de zayıf insanlar değillerdi, sahip oldukları en değerli şeylerle, eğilimleri ile, savaşa tutuşmuşlardı bu deliler.
Sayfa 193Kitabı okudu
Reklam
Bahara özgü bir yok olma, yıkımdan daha çok bir sona ermedir ölüm, bizzat kendimizin üstüne daha iyi çıkalım diye döndürür başımızı; aşk da öyledir, birçok yönden akrabadır ölümle: İkisi varoluşumuzun sınırlarını parçalayacak derecede zorlar, bizi darmadağın edip güçlendirir, bütünlük diye bin dereden su getirip yıkıntıya çevirirler.
Sayfa 186Kitabı okudu
Köklerimize doğru sürgün veren bir gerileme, bir iniş olan ölüm; sırf ona daha iyi bürünelim ve onu yeniden kuralım diye parçalar kimliğimizi: Ona yaşamın tüm öz niteliklerini yüklesek de başka anlamı yok ölümün.
Sayfa 184Kitabı okudu
Hiçbir şey olmamak - sonsuz olanak, sürekli bayram.
Sayfa 179Kitabı okudu
Ebediyen kovulduğunuz cennetin özlemini fazladan bir eziyet ve işkence gibi hissedeceksiniz. Yalvarıyorsunuz: Dualarınız, onları hafifletecek yerde, özlemlerinizi de, çarelerinizi de, acılarınızı da ağırlaştıracaktır. Aslında herkes, ne eklemişse onu bulur inancında: Seçilmiş kişi, onunla daha iyi çıkarır kurtuluşunun tadını, cehennemlik de daha çok batar pisliğine.
Sayfa 176Kitabı okudu
Reklam
"Tanrı'nın mührü" ile damgalanmış olmamak - nasıl da anlıyorum, nasıl da anlıyorum bunu!
Sayfa 175Kitabı okudu
"Başkaları," demişti bir berduş bana, "ilerlemekten zevk alıyor; ben, gerilemekten." Ne mutlu o berduşa! Ben gerilemiyorum bile; duruyorum...
Sayfa 174Kitabı okudu
Yaşadığım anların, olduğum öznenin dışında nasıl girebilirdim zamana? Süre mumyalaşıyor, oluş olmuş bitmiş. Soluyacak, bağıracak zerre kadar hava yok artık. Soluk yadsınmış, düşünce susuyor, zihin-ruh artık yok. Tüm evetleri çamura buladim, iskeletin parmağındaki yüzükten daha bağlı değilim dünyaya.
Sayfa 173Kitabı okudu
Ansızın, her şeyin berisine, her nesnenin varolmayış noktasına doğru kayıp gidiyorum. Ben: bir etiket. Yüzüme koşut olarak bakışlarım içinde kendime dalıyorum. Her nesne başka, her şey başka. Bir yerde, bir göz. Kim gözetliyor beni? Korkuyorum ve sonra korkunun dışına atıyorum kendimi.
Sayfa 173Kitabı okudu
Reklam
İnsan ancak insanla yakınlaştığında hırçınlaşır. Düşüncelerini insana yöneltenler onu incelemek ya da yardım etmek isteyenler, er geç ondan nefret edecek, tiksinecek duruma gelirler.
Sayfa 171Kitabı okudu
Bu yüzden, dua ya da bambaşka bir delilik sayesinde düşüncelerinin akışını durduran, zekânın sorumluluklarından kurtulan ve soluğu bir tapınakta ya da bir tımarhanede alma mutluluğuna erişen herkesi kıskanır. O da nelerini vermezdi, bir yanılsama sayesinde, bir aptallığa sığınarak sevinebilmek için!
Sayfa 170Kitabı okudu
Sözcük yine de kafamızı bulandırır ve bize egemen olur: Evreni onun içinden çıkaracak kadar ileri gitmedik mi? Kökenimizi farfara bir tanrının gevezeliğine, doğaçlamalarına bağlamadık mı? Evrenin doğumunu söze indirgemek, dili Yaradılış'ın aracı haline getirmek, başlangıcımızı aldatıcı bir Söz ilkçağına mal etmek!
Sayfa 169Kitabı okudu
Acılarını bir solukta okuduğumuz şanslı kahramanın, trajik insanın bizde uyandırdığı duygu acıma değil, kıskançlıktır, sanki bizim hakkımızdır o acılar ve kahraman onları bizden aşırmıştır... Onları geri almaya neden çalışmıyoruz? Her durumda bizi ilgilendirir onlar...
Sayfa 168Kitabı okudu
Özsaygı kolay şey: Korunma içgüdüsünden çıkmıştır, biraz bozulmuş olsalar da hayvanlar onu bilir. Daha zor olan ve yalnızca insanın başarabildiği şey, kendinden nefrettir. İnsanı cennetten kovdurduktan sonra, anların arasına giren boşlukta, onların arasında insanı uyanık tutmak için, onu dünyadan ayıran mesafeyi genişletmek için elinden geleni yapar bu nefret. Bilinç bu nefretten doğar, insan olgusunun hareket noktasını bu nefrette aramak gerek.
Sayfa 166Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.