The Threepenny Opera
Bertolt BrechtThe Threepenny Opera Gönderileri
The Threepenny Opera kitaplarını, The Threepenny Opera sözleri ve alıntılarını, The Threepenny Opera yazarlarını, The Threepenny Opera yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Five minutes! That's perfectly ridiculous. Five minutes! How's a lady to say all she's got to say?
Sayfa 72
But, madam, a man is always afraid of a woman who loves him too much. And then he's bound to neglect and avoid her.
Sayfa 66 - Lucy
Is it my fault if people don't weep?
Sayfa 29
But then one day, and that day was blue
Came someone who didn't ask at all
And he went and hung his hat on the nail in my little attic
And what happened I can't quite recall.
And as he'd got no money
And was not a nice chap
And his Sunday shirts, even, were not like snow
And as he'd no idea of treating a girl with due respect
I could not tell him:No.
Sayfa 28
Brecht, Oyunu idamla bitirmiyor!
Koro: atlı haberci geliyor! Atlı haberci geliyor!
Attan iner haberci:
Taç giydiği bu mutlu gününde kraliçemizin emriyle, Sustalı lakaplı Mac’in hayatı bağışlanmıştır!
Kendisine asalet ünvanı verilmiş, 10 bin Sterlin emekli maaşı bağlanmıştır!!!
Mac: Biliyordum biliyordum! Kul dara düşmeyince Hızır yetişmez demişler! Biliyordum biliyordum…
…
Koro:
Uğraşmayın küçük haksızlıklarla
Onlar kulaktır zaten devede!
Büyük haksızlıklar saklanır kuytuda,
Asıl suçlular kimbilir nerede?
… Vatandaşlarım burada sizlerden ayrılıyorum. Zahmet edip (idamını izlemek) için geldiğiniz için teşekkürler ederim. Bazılarınız bana çok yakınlık gösterdi. Jenny’nin beni ele vermesine şaşırmadım hiç doğrusu. Bu dünyanın değişmediğinin bir kanıtı! Bir takım şansızlıkların art arda gelmesi beni yıkıma sürükledi. Ben de yıkılıyorum birazdan işte!
“Bir soyguncunun masum küçük maymuncuğu nedir ki, hisse senetlerinin yanında!”
Brecht’in dünyaca ün kazanmış sözü bu yapıtında:
“Bir banka soymak nedir ki, bir banka kurmanın yanında!”
Bilirsiniz ki erkekler kendisini çok seven kadınlardan çekinirler. Sonra da ilgisizmiş gibi kaçınmaya başlarlar…
Bilgi delisi Brecht işte!
Yazmış oldu bu oyunu.
Zengin neden zengindir diye,
Kurcaladı, sordu durdu…
Aklında mı yiğit César?
Nasıl geldi onun sonu?
Tanrıların dengi ancak,
Sanırsın hep göklerde oturacak!
İnince sırtına bıçak,
Haykırdı: Sende mi Brutus!
Yiğitlik etti onu canından,
Yaşar korkak ise insan!
“Dünya boş bir hayal” derdi
Bilge padişah Süleyman,
Bilgelik neye yarıyor ki,
Mutlu, eğer ahmaksa insan!
Jenny:
Ayıp derler kadın “işe” çıkınca
“Hayat kadınlığı hem günah hem yasak!”
Önümüze bir lokma atın önce,
Öğütlerinizi dinlerim, doymuşsam ancak!
….
Dünya nimetleri bir büyük ekmek,
Yoksullara da bir lokması gerek
Her Koşulda Okuyor Şu Batılılar:)
Jenny: Jakob neler oldu bir bilsen!
Jakob: (okumaya öyle dalmıştır ki) Mac nerde yahu?
Jenny: Polis bastı burayı!
Jakob: Vay anasını ben de burda okumaya öyle dalmışım ki! Pir dalmışım! Vay anasını! Vay anasını!
BRECHT’ten “GENELEV MEKTUPLARI” (Şükrü Erbaş) şiirine sanki NAZİRE gibi:
Mac: Bunlar ne güzel çamaşırlar böyle!
Orospu: Beşikten mezara kadar en önemli şey çamaşır!
Yaşlı Orospu: Ben hiç ipek çamaşır kullanmam; müşterilerim hastalıklı sanırlar!
Molly: Ama patiska çamaşır da çok itici oluyor hani!
Yaşlı Orospu: Ben patiska çamaşırlarımla her daim iyi sonuçlar almışımdır!
Vixen: Öyle ya! Müşteri kendini hemen evinde sanır…