Öyle çirkin ayrıntıların ayırdına varıyor, öyle müthiş bir ikiyüzlülüğün içine dalıyor, öyle acımasız bir alaycılık görüyordu ki, artık düşünmemek için ölmeyi istiyordu.
Gündüz birbirlerinin yüzünü görmedikleri zaman, dinlenme saatlerinin tadını çıkarıyorlar; akşam bir araya gelir gelmez, vücutlarının keskin bir azapla kaplandığını hissediyorlardı.
Karyolaya önce Thérése çıkıyor, ta arkaya duvarın dibine yatıyordu. Laurent, onun iyice yerleşmesini bekledikten sonra karyolanın kenarına ilişiyordu. Aralarında geniş bir yer kalıyordu; orada da Camille'nin cesedi yatıyordu.