En Eski Therese Raquin kitaplarını, en eski Therese Raquin sözleri ve alıntılarını, en eski Therese Raquin yazarlarını, en eski Therese Raquin yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Okuyucuyu sıkmadan akıcı bir şekilde, istemediği yada daha doğrusu istediği hayatla ilgili hiç bir fikri olmayan bir kadının yaşadığı hayatta istediğini sandığı arzuların peşinde koşarken yaptığı büyük hatalar ve beraberinde getirdiği bedelleri, hayal kırıklıklarını yalın bir şekilde anlatan, düşünen, okuduğunu kendisine sindirebilen okuyuculara birçok katkısı olduğunu düşündüğüm bir kitap.
Çok ilginç bir konusu olmamasına rağmen insanı saran bir kitap. Camille ve Therese evlenirler. Laurent ve Therese arasında bir ilişki başladıktan sonra bu ilişki suç ortaklığına dönüşür ve Camille'i öldürürler. Daha sonra yaşadıkları pişmanlık o kadar derin anlatılmış ki sizin yanıbaşınızda yaşanıyor gibi hissediyorsunuz olayları.
Ebeveynler tarafından her türlü baskıya karşı biri olarak; kitabın başlarında annenin Camille'in üzerinde baskı yarattığını düşünüyordum. Fakat bu görüşüm, olaylar ilerledikçe değişmeye ve koruma içgüdüsünün doğruluğu fikri ağır basmaya başladı. Duygularım ve düşüncelerim birbirine girdi bu kitapta. Okunmasını tavsiye ediyorum.
Okurken çok etkilenmiştim, bazı sahneler hala gözümün önünde. Kurguyu beğendim, yeri geldi üzüldüm, yeri geldi merakla bekledim. Hayatta her seçimin bir neticesi olduğu gibi, bu neticelerin büyüklüğünü ve özelliğini tahmin ederek yola çıkamıyoruz. There Raquin, acının, pişmanlığın, sessizlik ve içgüdülerin zararlarını ustaca işlemiş bir roman.
Emile Zola'nın Ana'sı daha çok beğenilir ama naturalizmi anlamak isteyenler için ideal olan bana göre Therese Raquin. İnsan, hayat, toplum, ahlak gibi değerlere naturalist bakışın nasıl olduğunu çok net ortaya koyuyor. Hukuk, toplum, ahlak gibi prensipler doğrultusunda çemberin dışında kalanların veya çemberin dışına çıkanların nasıl düşündüğünü anlamak için okunası eserlerden.
Therese Çingene ruhlu bir kadındır. Dağlara, taşlara ve hatta yerindeyse doğaya aşık bir kadındır. Kelebekler gibi yerinde duramaz uçmak ister lakin halasının yanında köreltilmiş, içimdeki ateş köz olmaya mecbur tutulmuş uysal biri haline gelir küçüklükten bu yana. Hasta ve ilaç kokan kuzeniyle evlenip kurtulacağını sanır ama yok yani olmaz iyiden iyiye depresyonun eşiğine sürüklenir dalgalarla. Ta ki Laurent ile geçen o akşama kadar. Genç bir kadını yasak bir aşk ve tutku dalgası sarana kadar yaşadığını bilmez olduğunun farkına varır. Zola'nın kitaplarında beni sıkan o sıradanlıktan ziyade bu kitapta sürüklendim. Betimlemeler ve psikolojik anlatımlar açısından inanılmaz derecede doyurucu bir kitap olarak gördüm. Keyifli okumalar...