Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tiyatro Tarihi

Memet Fuat

Tiyatro Tarihi Gönderileri

Tiyatro Tarihi kitaplarını, Tiyatro Tarihi sözleri ve alıntılarını, Tiyatro Tarihi yazarlarını, Tiyatro Tarihi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
248 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
"Türk eleştirmen, yazar, yayıncı ve eğitimci."dir,
Memet Fuat
Memet Fuat
'ın kalemınden yazılmış okuduk oldukça besleyeci bilgıler edindim tıyatro adına .. Gelelelım, tiyatro izlemrk mi? Kıtabını okumk mı? Dıye sorsam Tiyatro izlemeyi de, okunmasını da sevenlerdenimdetım ben , bu sefer tiyatro tarihine bır bakalım dedim Tiyatro denince bugün aklımıza gelen sanat türünün nasıl başladığını, nerede başladığını aşağı yukarı biliyoruz. Azıcık daha geri gidersek, Eski Yunan'daki o yüce tiyatronun kaynakları olarak Mısır'la, Babil'le, Suriye'yle, Kıbrıs'la, Trakya'yla, Anadolu'yla, Girit'le ilgili yarı masalımsı bilgilerimizde var. Ama ondan öncesi? Gerisi için buyutun okuyun
Tiyatro Tarihi
Tiyatro Tarihi
derım
Tiyatro Tarihi
Tiyatro TarihiMemet Fuat · Mitos Boyut Yayınları · 201028 okunma
DÂRÜLBEDAYİ Türk tiyatrosunda en önemli atılımlardan biri "Dârülbeda- yi"nin kuruluşudur. 1913-1914 yıllarında İstanbul Valisi olan Operatör Cemil Paşa bir konservatuvar açmak istedi. Belediye Meclisi'ndeki Avrupa görmüş birkaç kişi de bu isteği destekleyince, konservatuvar için üç bin lira ödenek ayrıldı. Cemil Paşa konservatuvarm
Sayfa 244 - Mitos Boyut yayınları 2010Kitabı okudu
Reklam
Karagöz bir hayal oyunudur. Karanlıkta beyaz bir perdenin ar­ kasına ışık yakılır; deriden kesilmiş insan biçimleri arkadan perde­ nin üstüne tutulunca perdede hayaller belirir. Karagözcü bu ha­ yalleri konuşturarak, ses taklitleri, şive taklitleri yaparak bir olayı anlatır. Şark mistikliğinin ürünü olan bu oyun tasavvufla da açık­ lanabilir. Ama bu çeşit gölge oyunlarının çok eskiden beri Hindis­ tan'da, Çin'de, Cava'da, Moğolistan'da oynatıldığını biliyoruz. Anadolu Türkleri arasmda on beşinci yüzyıldan beri gölge oyun­ ları oynatıldığını gösteren belgeler var. OsmanlIların saltanatı sırasında Türk kentlerinde oynatılan Karagöz oyunu ayrı özellikleri olan bir gölge oyunudur. Oyunun iki önemli kişisinden biri, Karagöz açık sözlü, sade bir halk adamı­ dır; öbürü, Hacivat ise okumuş, dalkavukluğa yatkın, çıkarını bi­len bir kimsedir. Bunların yanı sıra kadın erkek yardımcı tipler « vardır; Osmanlı mahallelerinde her zaman görülen tipler. Oyunu tek bir sanatçı oynatır; bütün
Sayfa 236 - Mitos Boyut yayınları 2010Kitabı okudu
Türk tiyatrosu deyince çoğu kimsenin aklına yüz yıllık bir geç­miş geliyor: Batıya açılışımızla birlikte başlayan, Batı etkisindeki Türk tiyatrosu. Daha geniş bir düşünüşe ulaşmış olanlar, "tiyatro" sözcüğüne dar bir anlam yüklemeyenler ise meddah, karagöz, or­ taoyunu gibi eski eğlenceleri de hatırlıyorlar. Oysa bunlardan yal­ nız sonuncusu "tiyatro'ya yaklaşıyor ki o da bir on dokuzuncu yüzyıl eğlencesi. Daha önce bir Türk tiyatrosu yok muydu? Dün­ ya tiyatrosunu anlatırken çeşitli toplulukların geçirdikleri evrimle­ ri özetledik, bu evrimler arasında büyük benzerlikler bulunduğu­ nu gördük.
Sayfa 223 - Mitos Boyut yayınları 2010Kitabı okudu
Gordon Craig tiyatroyu, çeşitli sanatların bir bileşimi olarak görüyordu. Tiyatro ne yalnızca oyun, ne yalnzca oynayış, ne de­ kor, ne ışık, ne müzik, ne hareket, ne de danstır. Tiyatro bütün bunların ya da bunlardan birçoğunun bir araya gelmesiyle ortaya çıkar. Tiyatroda bu öğelerden hiçbirinin ayrıcalığı, üstünlüğü ol­ mamalıdır; bütün bu öğeler tek bir bütün içinde, tiyatro denilen sanatın içinde erimelidir. Böylece, tiyatroda tek bir sanatçımn "ti- yatro"yu yaratan sanatçımn her şeyi kendi eline alması, bütün öğeleri kendi yaratıcılığına bağlaması ülküsüne ulaşılır. Gerçekleş­mesi olanaksız bir ülkü. Öyle bir sanatçı düşünülemez çünkü. Oyunu yazacak, sahneye koyacak, dekorlarım yapacak, ışıklarını düzenleyecek, giysilerini çizecek, gerekirse müziğini besteleyecek, danslarını biçimlendirecek.
Sayfa 200 - Mitos Boyut yayınları 2010Kitabı okudu
Klasik anlayıştan ayrılıklarını belirtmek isteğiyle Shakespea- re'in, Calderon'un yapıtlarına romantik denilebilir. Ama on doku­ zuncu yüzyılın romantik oyunları bambaşka şeylerdi. Büyük harf­ le yazılan Romantizm, Almanya'da Goethe ile Schiller'in Sturm und Drang hareketi içinde verdikleri yapıtlarla başlar. Victor Hu­ go (1802-1885), Lord Byron (1788-1824) gibi sanatçılar yetiştiren, elli yıl kadar süren Romantizm şöyle tanımlanabilir: Zengin, çok süslü bir renklilik; silahlı serüvenlere duyulan yakınlık; çağdaş modaları, ilgileri beğenmemek; akla karşı sezgiyi, bilime karşı he­ yecanı değerlendirmek... Romantizm yalnız günün gerçeklerin­ den değil, klasik gerçeklerden de kaçıyordu.
Sayfa 185 - Mitos Boyut yayınları 2010Kitabı okudu
Reklam
Johann Wolfgang von Goethe Almanya'nın en büyük şairiydi. Oyun yazarlığı, tiyatro yönetmenliği alanlarında sağladığı başarı­lar şairliğinin, felsefe, doğa bilimleri üzerine geniş bilgisinin izle­rini taşır. Ayrıca, ressamlığı da vardı. Daha yirmi dört yaşındayken yazdığı Goetz von Berlichingen adlı oyunuyla Strum und Drang hareketinin öncüsü olmuştu. Ertesi yıl ünlü romanı Genç Werther'in Acılarını yazdı. Wilhelm Meister adlı yapıtıysa Alman romancılı­ ğım otuz yıl etkisi altında tuttu. Elli yıldan fazla bir süre Goethe Weimar Dükünün devlet işle­ rini yürütmesine yardım etmiş; ayrıca, yirmi altı yıl dukalığın ti­yatrosunu yönetmişti. Önceleri Sarayın içindeki küçük bir tiyatro­ da amatörlerin oynadığı oyunları düzenlemekteydi.
Sayfa 167 - Mitos Boyut yayınları 2010Kitabı okudu
Romalı yazarlar Yunan yazarlarından ayrı bir tiyatro edebiyatı kuramadıkları gibi, onlardan aldıklarını geliştirme cabası da gös­termemişlerdir. Körükörüne taklit ettikleri Yunan oyunlarma yak­ laştıkları söylenemez. İki ünlü komedi yazarı Plautus ile Terence Yunanlı yazar Menandros'in oyunlarından aşırı derecede yararla­ nırlar, konularını, kişilerini bile ondan alırlardı. Ama anlatılan Atinalılar Roma yaşayışına, düşünüşüne uygulanırdı. Öyle ki Plau- tus'un oyunlarmda memleketinin o günkü durumunu çizen zen­ ginlerle yoksulların birbirine uzaklığını belirten yerler vardır. Çağımızda pek önemli görülmeyen bu iki yazarın oyunların­ dan Shakespeare gibi, Molière gibi büyük ustaların yararlanmış oldukları da bir gerçektir.
Sayfa 55 - Mitos Boyut yayınları 2010Kitabı okudu
Mısır'ın en az 3500 yıl sürmüş bir tiyatrosu var. Belki de çok da­ ha fazla. 4500 yıl İ.Ö. 4000'den İ.S. 400'e kadar. Bu kadar uzun ya­ şamasına karşılık pek az değişikliğe uğramış bir tiyatro. Din, inanç, gelenek tiyatrosu. Judea'da ise Tevrat var. Kızgın bir güneşin altında din adamlarından, inançlı kişilerden kurulmuş bir alay ilerliyor. Kralın sarayından büyük Osiris Tapı- nağı'na doğru ağırbaşlılıkla gidiyorlar. Bir yanda duygusuz, sessiz bir sfenk, ötede Mısır'ın eski dünya içindeki büyüklüğünü, eziciliğini dile getiren bir piramit, sonrası uçsuz bucaksız çöl.
Sayfa 28 - Mitos Boyut yayınları 2010Kitabı okudu
Tiyatro, oyun sanatı, dinden de eskidir. Gece ateşin çevresinde otururken, av hayvanlarını çoğaltmak, ya da ertesi gün çıkacakları avın iyi gitmesini sağlamak amacıyla bir çeşit büyü yapmayı düşünen, kalkıp hayvanları taklit eden ilk insanın bu davranışıyla birlikte tiyatro da başlamış oluyor.
Sayfa 10 - Mitos Boyut yayınları 2010Kitabı okudu
20 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.