Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Topkapı Sarayı

Reşad Ekrem Koçu

Sayfa Sayısına Göre Topkapı Sarayı Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Topkapı Sarayı sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Topkapı Sarayı kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“İstanbul’da oturup da Topkapı Sarayı Müzesi’ni gezip görmeyenler, gözlerini eşsiz bir güzellikten ve ihtişamdan mahrum ettiklerini bilmelidirler. İhmal edilecek ziyaret değildir…
"Topkapı Sarayı'nın temelini, 15. asır ortasında Fatih Sultan Mehmed atmıştı, son binayı 19. asrın ortasında Abdülmecid ilave etmiştir. Bu saray, her parçası muhtelif devirlerin ve çeşitli zevklerin eseri bir mimari mozaiktir.
Sayfa 17 - Doğan Kitap
Reklam
... Bu kanlı sahneler bakımından Bab-ı Hümayun önünde rekor, Hicri 1069, Miladi 1658-1659 yıllarında kırılmıştır. Köprülü Mehmed Paşa'nın sadaretine rastlar. Anadolu'da isyan etmiş olan Abaza Hasan Paşa ile yâranı Halep'te pusuya düşürülüp tenkil edilmiş ve o yıl içinde 10.000 kişi idam olunmuştu. ...
Sayfa 25 - Doğan Kitap
Saray odunluğu maalesef günümüze kalmamış.
Sarayın odun ambarı 16. asırda bir cinayete sahne olmuştu. 17. asır ortasında ise tarihi bir idam fermanının tatbik edildiği yer oldu. Sultan IV. Murad zamanında asrın büyük şairi, Türk hiciv edebiyatının büyük üstadı Nef'î, bu padişahın gazabına uğrayarak burada idam olundu. ... Şairin cesedi Saray-ı Hümayun'un deniz kenarındaki Balıkhane Kapısı önünden denize atıldı.
Sayfa 30 - Doğan Kitap
Yine Evliya Çelebi, alayın geçeceği yolda, halk nizamı bozacak olursa, yolun intizamını temine memur tulumbacıların, halkın üzerine türlü şaklabanlıklarla ve türlü tatlı latifelerle su dökerek, onları geri çekilmeye mecbur ettiklerini söylüyor. Sopa yerine su, alayın neşe ve şetaretini bozmamak için ne güzel inzibati tedbirdir.
Sayfa 37 - Doğan Kitap
Reklam
Başta yeniçeriler gelmek üzere, askerin Divan günü sarayda çorba içmesi itaatine alametti. Eğer çorba içilmezse, bir ihtilâl fırtınasının kopacağı, hiç olmazsa birkaç devletli başın yere yuvarlanacağı anlaşılır, başta sadrazam gelmek üzere, herkesi bir dehşet kaplardı.
Sayfa 49
“Bazen hakikaten padişahlığa layık kimseler bir komplonun kurbanı olup atılmış, nice liyakatsizler de huzur ve sükun içinde tahtlarında ölmüşlerdir…”
Bütün tebaasının malı ve canı iki dudağı arasında çıkacak emre bağlı padişahlar, askeri ihtilallerde öyle bir acze düşmüşlerdir ki, yüzlerine karşı pervasızca hitaptan ve hatta hakaretten çekinilmemiştir.
Sayfa 52 - Doğan Kitap
Padişahın sonsuz kuvvet ve salahiyetinden bahsetmiştim. Unutmamalıdır ki, yer yüzünde her zaman ve her yerde son söz daima kuvvetin ve elindeki silahındır. Bir askeri ihtilal, yeniçerilerin veya sipahilerin İstanbul'da silahlı ayaklanması, Osmanlı padişahları için daima büyük bir tehlike teşkil etmiş ve eğer tahttan indirilmesi isteniyorsa, istisnasız tahttan indirilmişlerdir.
Sayfa 52 - Doğan Kitap
Reklam
17. astın namlı sadrazamlarından Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, içki amilleri ve tüccarları ile meyhanecilerden büyük bir rüşvet alarak işret yasağına göz yummuştu. Düşmanları Padişah IV. Mehmed’e ihbar ettiler. Padişah veziri çağırttı. Saraydaki dostları da Merzifonlu'ya ne için davet edildiğini haber verdiler. Vezir, saraya gitmeden, hiçbir şeyden haberi olmayan masum kâhyasını boğdurttu ve sonra saraya gitti, padişahın gazaplı sualine, "Padişahım!.. Kâhyam olacak adam rüşvet almış... Ben cezasını verdim!" dedi.
Sayfa 60 - Doğan Kitap
Padişah Genç Osman'ı Yedikule Zindanı'nda boğup öldürenler, Yeniçeri Ocağı'nın 65. Orta'sındandılar. İhtilalden sonra bu orta lağvedilmişti. Bu vakadan ocağın lağvına kadar geçen asırlar boyunca, her ulufe tevziinde 65. Orta'nın sırası gelince, adı üç defa okunur, ses verilmez, üçüncü okunuşunda yeniçeri başçavuşu, “Yoktur!..” diye seslenir, bunun üzerine İkinci Avlu'yu doldurmuş olan yeniçeriler bir ağızdan, "Yok olsun!.." diye bağırırlardı.
“Dördüncü Murat’ın cülusunda asker cülus bahşişi ve terfi istemeyeceğine söz verdiği halde bir müddet sonra bahşiş ve terfi diye yine ayak diremişti. Hazine tamtakır olduğundan sarayın altın ve gümüş eşyası eritilip para kesilmiş ve askere bahşiş ile terfileri verilmişti…”
“ Türk’ün bütün samimiyet ve şecaatiyle ve ilmiyle, irfanıyla, sanatıyla İslam dünyasına yaptığı büyük hizmetleri maalesef Müslüman Arap alemi takdir edemedi. Hoş biz de takdir beklemedik…”
“Kösem, gökyüzünde elmas gibi parlayan yıldızlara benzer, aslında cehennemi bir ateş külçesidir…”
Sayfa 180Kitabı okudu
18 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.