Bu kız, tüm dünyada yalnızca bu kız, bana ait olmalı, benim olmalı. Ben ona sahip olduğum sürece, varsın Tanrı tüm cennetin sahibi olsun. Neyi seçtiğimi iyi biliyorum - o kadar yüce bir şeyi seçiyorum ki, o kıza sahip olduğum sürece, bu paylaşımda cennet avantajlı olamaz. Geriye ne kalıyor ki? Müslüman dindarlar cenette zayıf, cılız gölgeleri kucakladıklarında hayal kırıklığına kapılacaklar. Çünkü gönüllerin tüm sıcaklığı o kızın göğüsünde toplandı.
Eğer benim için ideal kızı anlatacak olsaydım; dünyada daima tek başına duran ve dolayısıyla kendi hâline terk edilen, özellikle de kız arkadaşları olmayan bir kızı tanımlardım.
...şimdi özgür olduğum, bir kuş kadar kadar özgür olduğum halde, neden bu kadar çok hasret çekiyorum? Sana gelirken özlüyorum; senden ayrılınca özlüyorum, senin yanında otururken bile özlüyorum. Kişi sahip olduğu şeyin hasretini çeker mi? Evet, bir sonraki anda onu kaybetme olasılığı olduğunda, çeker. Benim özlemim ebedi bir sabırsızlık. Yalnızca sonsuza kadar yaşayıp, her anında benim olduğuna kendimi inandırdıktan sonra, sana dönüp ve tüm sonsuzluk boyunca seninle yaşadıktan sonra, hatta o zaman bile bir anlığına senden ayrı kalmaya dayanacak kadar sabrım olmaz, ama yanında sakince oturma gücüm olabilir.