Toplu Oyunları 1 kitaplarını, Toplu Oyunları 1 sözleri ve alıntılarını, Toplu Oyunları 1 yazarlarını, Toplu Oyunları 1 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bin çift öküzün ancak sürebileceği kurak bir tarla gibiyim ben. Sen ise bana kuyudan küçük bir bardak su veriyorsun. Benim acım tensel acıdan çok öte bir şey.
Kafasıyla istemek bir şey vücuduyla istemek başka bir şey , lanet olsun şu vücuda! Bana yanıt vermiyor. Yazılmış bir kere, dalgalarla boğuşacak değilim şu kırık kanadımla.
Kaderime boyun eğmemek için bu dört duvar arasına kapanmaya razı oldum. Ağzım açılmasın diye başımın bir bezle bağlandığı ve ellerimin tabutun içinde sımsıkı düğümlendiği zaman kaderime razı olurum ancak.
İncir ağaçları, ne uzun ömürlüdür! Evler, ne uzun süre ayakta kalırlar! Sadece biz kadınlar, şu kaderin hışmına uğramış kadınlar, kendimizi her şey için paralarız.
Mübarek olsun buğday sapları, çünkü evlatlarım onların altında yatıyorlar; mübarek olsun yağmurlar; çünkü ölmüşlerin yüzünü ıslatıyor. Bizi birlikte sonsuz istirahata götüren tanrıma şükürler olsun.
Gece yarısı uyurum artık, bıçak ve tüfek korkusu olmadan huzurlu uyurum. Diğer analar pencerelerden sarkacaklar, yüzlerini kırbaç gibi yağmur döverken onlar çocuklarının yüzünü görmek için uğraşacaklar. Ama ben uğraşmayacağım. Fildişinden soğuk bir güvercin yapacağım düşlerimde ve o güvercin buz kesmiş kamelyaları mezarlığa götürecek.
Bu evde ağıt istemiyorum. Sizlerin yaşlarınız gözlerinizden gelen yaşlar, benimkilerse hele bir yalnız kalayım, ayak tabanlzrımdan, taa temelimen gelen gözyaşları olacak, kandan daha yakıcı bir sıcaklığı olacak.
Sen evine dön sen.
Evinde yalnız ama mağrur.
Kocamak ve ağlamak için.
Ama kapı kapalı ardında.
O hiç yok. Ne ölü ne sağ.
Camları çivileriz.
Yağmurlar ve geceler
acı otlar üstüne yağsınlar
Ölüyor artık gece taşların sırtında.
Karanlık bir köşeye gidelim
orada sonsuza dek seveyim seni,
Artık ne insanlar umurumda ne de bize attıkları zehir.
...Senden
ne yatak isterim ne yemek,
ama günün bir dakikası yok ki
seninle birlikte olmayı istemeyeyim,
çünkü beni sürüklüyorsun peşinden
ve ben de gidiyorum,
ve bana git diyorsun
ben ise seni izlerim, havada
yelin uçurduğu ot gibi.
Gümüş iğnelerin kanımı morarttı,
düş içime kanıma doldurdu
kötü otları.
Suç bende değil,
suç toprakta,
göğüslerinden ve saçının örgüsünden
yayılan hele şu koku var ya.