Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Toplumsal İletişim Dili Olarak Kimlikler

Serhat Ulağlı

Toplumsal İletişim Dili Olarak Kimlikler Sözleri ve Alıntıları

Toplumsal İletişim Dili Olarak Kimlikler sözleri ve alıntılarını, Toplumsal İletişim Dili Olarak Kimlikler kitap alıntılarını, Toplumsal İletişim Dili Olarak Kimlikler en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Çoğumuz hayatımızın bir döneminde zorunlu veya gönüllü kimlik muhasebesi yapmış, kimliğimizin toplumsal veya siyasal olarak ezildiği düşündüğümüz tarafları hakkında savunmacı bir yaklaşıma bürünmüşüzdür. Her birimiz için gündelik yaşamımızın gündemi olan veya oldurulan kimlik kavramı bu yüzden üzerinde düşünülmeyi ve tartışılmayı hak eder. Her
Sayfa 110Kitabı okudu
Ünlüler üzerine gerçekleştirilen çalışmaların sonuçlarına göre küçük düşme önemli bir yer tutmaktadır (Benoit, 1997a:180). Brazeal (2008:147) samimi bir şekilde dilenen özürlerin ünlüler için önemini ortaya koyarken; Benoit ve Anderson (1996: 75) da suçlayanı suçlamanın ünlüler için sıklıkla kullanılan bir taktik olduğunu göstermiştir. Eğlence endüstrisi içerisinde yer alan ünlüler küçük düşme başlığı altında yer alan uygulamaları kullanmaya, hukuki suçların getirileriyle ya da şirket yönetimiyle ilgilenmedikleri için, diğerlerine göre daha meyillidir (Benoit, 1997a: 180). Benoit tarafindan Hugh Grant üzerine gerçekleştirilen çalışma konuya daha derin bir bakış açısının sağlanması ve bütüncül bir analizin ortaya konulması adına faydalı olacaktır. Benoit, (1997a: 177-186) Hugh Grant’in bir fahişe ile kamusal alanda yakalanması sonucunda imajını düzeltmek adına giriştiği çabaları analiz etmiştir. Grant olayın öncesinde yeni çıkacak bir filminin tanıtımını yapabilmek adına beş adet TV programı ile anlaşmış bulunmaktaydı. Grant bunları iptal etmek yerine imajını düzeltmek için bir fırsat olarak gördü ve her birine katılım gösterdi. Grant bu programlarda ilk önce Özür diledi (küçük düşme), bu tutumu insanların onda sevdikleri şeyin güçlenmesine neden oldu (desteklemek) ve ayrıca İngiliz Medyası Özelinde medyayı suçlayan bir söylem geliştirdi. (suçlayanı suçlamak) Benoit ayrıca bu stratejileri kullanarak Grant’in başarılı bir biçimde imaj restorasyonunu gerçeldeştirdiğini de belirtmektedir.
Reklam
Gerbaudo, sosyal medyanın toplum hareketlenmelerini etkileyen üç temel özelliği olduğundan bahsetmiştir. Bunlardan ilki; kimlik ve bilinç oluşturma yeri olarak kullanılan özellikle de gençlerin genelde yakındığı sorunlarına çözüm bulabilmek amacıyla bir araya geldikleri dayanışma amaçlı düzlem olmasıdır (Dolgun Sütlüoğlu, 2014: 9). İkincisi ise; paylaşım vasıtasıyla geliştirilmiş sembollerle katılımcıların birbirlerinden haberdar olarak toplandıkları olumlu olumsuz duygularını aktardıkları ve daha iyi bir gelecek için duygu birikimlerini paylaştıkları bir alan olmasıdır. Bir diğer özellik de; toplumun rahatsız olduğu konuların eyleme dönüşmesine ve yönlendirilmesine hizmet eden bir sıçrama tahtası şeklinde çalışan, protestoların organize edilip üyelere iletilmesiyle hareketlenmeyi hızlandıran ve bunun geniş kitlelere yayılmasına vesile olan bir nevi kişisel gazete gibi çalışan bir mecra olmasıdır (Gerbaudo, 2012: 13).
Medya ya da sosyal medya vasıtasıyla elde edinilen bilginin arka planı olduğu gerçeği unutulmamalıdır. Sosyal medya bilgiyi yayarken aynı zamanda içinde yorum da bulundurmaktadır.Bunu da resim, müzik, Video veya emoji kullanmak suretiyle yapmaktadır. Bu şekilde subliminal mesaj barındıran bu içerikler planlı bir biçimde kullanılmaktadır (Dağıtmaç-Özbay, 2018: 66). Ayru görüş etrafinda örgütlenen ve birleşen kitleler sosyal medya etkisiyle daha da büyüyerek kamuoyunda sosyo-politik bir güç unsuru haline gelmektedir. Bu tarz örgütlenme örneklerini Arap Baharı, Gezi Olayları, Wall Street İşgali eylemlerinde apaçık görmekteyiz. Başlangıçta ulusal çapta olmalarına rağmen, sosyal medya sayesinde evrensel kimliğe bürünen bu olaylar sosyal medyanın bu alandaki başarısını da kanıtlamıştır (Yağmur, 2015: 5 7-59). Günümüzde hem geçerli ideolojinin karşıtı yaklaşımlar hem de kişiler arası bilgi aktarımı ve bağ kurma amacıyla topluma bilginin iletilmesi teknolojik gelişime uygun araçları kullanan medya tarafindan yapılmakta ve özellikle de toplumsal hareketlerin ortaya çıkmasında çok önemli rol oynamaktadır.
Sosyal yapıların kendilerine has kuralları ve yaptırımlarının teknolojik gelişmeleri tetiklediği görülmüştür. Son iletişim teknolojisi olan internetin de bu sosyal ihtiyaçlardan etkilenmiş ve böylelikle yeni medya ve sosyal medya kavramları hayatımıza girmiştir. Genel anlamda bakıldığında bilgi iletişim teknolojilerinin özellikleri ve sosyal eylem bilhassa toplum yapısının inşası, gerçek ve sanal mekanın karşılıklı ilişkisi, dijital bölünme ve sosyal eşitsizlikler, kapalı toplumlarda globalleşmenin etkisi ve bunun global kamuoyuna yansıması gibi konuları içine alır. Facebook,Twitterve Youtube gibi sosyal ağların milyonlarca insanı bir araya getirerek yeni bir kamusal alan oluşturduğu görülmektedir. Böylelikle yeni medya yoluyla yapılan paylaşımların sonucu protestoların yaygınlaştığıni söylemek mümkündür. Sosyal medyanın örgütlenmeye, fikirlerin hızla yayılmasına ve kişilerarası hızlı ve anlık iletişimi gerçekleştirerek sosyo-politik olaylara tepkinin daha hızlı verilmesine imkan tanıdığı da aşikardır (Aykurt Şeşen, 2017: 4-9).
Beden, geçmişten günümüze toplumsal düzenin oluşturulması için sürekli olarak kullanılagelmiş bir araç/nesne olarak karşımıza çıkmıştır. Foucault (1986), Cinselliğin Tarihi kitabında, XVI yüzyıldan itibaren siyasi bir iktidarın/mekanizmanın insan bedenine disiplin tekniklerini yöneltmek ve nüfus düzenlemesi için bio-siyaset yapmak eğiliminde olduğunu vurgulamıştır. Buradan da anlaşılacağı gibi, beden manipüle edilerek toplumsal bir düzen inşa edilmek istenmiş ve bu yolla topluma hükmetmek çabası gösterilmiştir. Tarih hiçbir zaman tüm insanların eşit görüldüğü ve herkesin eşit olarak değerlendirildiği bir zaman sahnesine tanıklık etmemiştir. Güçlünün güçsüz olan veya güçsüz olarak görülmek istenenin üzerindeki gerek ideolojik gerekse toplumsal üstünlük çabasına girişmesi, Beyaz’ın Siyah üzerindeki baskısı ve kendisini ayrıcalıklı olarak kabul edip siyahi bir insanoğlu gibi değerlendirmemesi tarih boyunca karşılaşılan bir durumu bizlere göstermiştir. Günümüzde bile bu duruma, -her ne kadar bir nebze düzelmiş görünse de- tanıklık etmek zor değildir. Tarihsel bir kritik ile bakıldığında Cornel West (1982), zencilerin insan olarak görülmesiinin modern Batı’da oldukça yeni bir keşif olduğunu ifade eder. AsIında bu durumun bu şekilde görülmesinin kaynağı Siyahi bedenlerin politikleştirilmesi ve belirli bir senaryoya uydurulmasının sonucu olarak Amerikan yaşamında bir tehdit unsuru gibi görülmesinden geliyordu. (Serhat Ulağli)