Mevlevilik, sonraları din bilgisi olmayan cahillerin eline düştüğünden, ney'i çalgı sanarak, ney, dümbelek gibi şeyler çalmaya, dönmeye başlamışlar. İbadete İslâm dininin yasak ettiği çirkin şeyler karıştırmışlardır. İslâmiyet'in beğenmediği böyle şeyleri Hz. Mevlana'nın yapması mümkün değildir. Ney çalmak, oynamak, zıplamak şöyle dursun, Celaleddîn-i Rûmî hazretleri yüksek sesle zikir bile yapmadı. Nitekim Mesnevî'sinde:
"Pes zi can kūn, vasl-ı Canan-râ taleb Bí leb-ũ gầm migủ nằm- rab "
buyurmaktadır. Yani "O hâlde, sevgiliye kavuşmağı, can-u gönülden iste. Dudağını ve damağını oynatmadan, Rabbinin ismini kalbinden söyle" demektedir.
"Ahmaklar baş oldular da akıllılar başlarını kilime çektiler."
"Ey kilime bürünen ,ey ürküp kaçan ,kilimden çık! Kilime baş çekme ,yüzünü örtme...Çünkü âlem şaşkın bir beden ,sense bu âleme akılsın!"
"Ulular nice mescidler yaptılar...fakat hiçbirinin adı Mescid-i Aksâ değildi.
O mescidin fazileti ,toprağından ,taşından değildi ...yapıcısında hırs ve savaş yoktu da ondan."