İkinci Abdülhamid dönemi “istibdad” tartışmalarında sıklıkla dile getirilen Sultanın kuşkucu, baskıcı ve yasakçı yönetim anlayışının, psikiyatrinin gelişimine ket vurduğu, bimarhanenin ıslahının bu yüzden gerçekleştirilemediği iddia edilebilir; fakat unutulmaması gereken nokta, bu düşüncelerin tamamının İkinci Meşrutiyet sonrası ortamında yazıldığı bir kısmının da Cumhuriyet sonrasında kaleme alındığı; yani önemli ölçüde siyasi konjonktürün ürünü olarak hâlihazırdaki siyasal düşünceyi bu anlamda “ilerici” ve meşru kılan özellikleri barındırdığı göz ardı edilmemelidir.
Çocuklarının kaybolması neticesinde aklını yitiren kadına balmumundan yapılmış küçük çocuk heykelcikleri, aşırı zengin olma hülyasıyla aklını yitirenlere kalay ve kurşundan mamul madeni paralar verilir.