İlkellerin narsisizminin bir kanıtı olarak ele alırsak, insanların dünyayı anlayışlarının çeşitli gelişme evrelerini bireylerin libidosunun gelişme evreleriyle karşılaştırmaya girişebiliriz. O zaman animistik evrenin, gerek zaman gerekse içerik açısından, narsisizme denk düştüğünü görürüz; dinsel evre, baba ve anneye baş eğmenin anlattığı nesne bulma evresine denk düşer; bilimsel evreyse, zevk ilkesiyle ilişkisini keserek ve kendini gerçekliğe uyumlulaştırarak nesnesini dış dünyada arayan bireyin olgunluk durumuna tümüyle denk düşer.
...
O halde, insanlığın kurmayı başardığı ilk dünya görüşü olan animizm psikolojik bir anlayıştı. Onu kurmak için herhangi bir bilime gerek yoktu; çünkü bilim, dünyayı bilmediğimizi ve onu bilmemiz için gerekli olan araçları aramamız gerektiğini anladıktan sonra ortaya çıkar. Halbuki animizm ilkel insana doğal ve açık geliyordu; dünyayı oluşturan şeylerin tümüyle insan gibi davrandığını, kendi özel deneyimiyle anlıyordu. O halde ilkel insanın kendi ruhunun kuruluşundaki ilişkileri dış dünyaya aktarmış olması kolayca açıklanabilir.