GÜVEN KEMERKAYA TRİPOLIÇE'NIN KÜLLERİ
Herkese Merhaba
Bugün sizlere harika birkitapla geldim. Yazarımız @guven_kemerkaya_ kaleminden özenle yazılmış @cinaraltiyayinlari tarafından çıkan #tripoliçeninkülleri kitabı ile geldim
Kitabımız sade ve akıcı bir dille yazılmış okurken kendini hapseden ne ara sonuna geldik dedim. Anlatım tarzı
Dedeleri Osmanlı Devletine büyük hizmetlerde bulunan Müşfik baba kendisi de iyi eğitim almış bir İstanbul beyefendisidir.
Sahaflık mesleği de kendisine dedesinden miras olup eşini ve çocuğunu da acı bir kazada kaybetmişti.
Mete de annesi babası olmadığı için bu aydın üstat tarafından yetiştirme yurdundan alınmış ve vesayetinde
"İnsan kendini kuyuda sanır , oysa kuyu insanın içindedir. "
..
Merhaba dostlar
Öyle bir kitap okudum ki nasıl anlatacağımı bilemedim. Her sayfayı çevirdiğimde hem merak hem de acı katlanarak arttı.
Tripoliçe..
Artık Tripoliçe deyince direk gözümün önünde canlanan soykırım ve katliam var.
1821 yılında Mora isyanıyla başlayan
Bitti denilen şeyler aranılan görülmek istenen duygular kayboldu dediğimiz her şeyi yeniden sizi bulabilir.
Önce Müşfik Babayla tanışalım mı? O bir hazinenin türbedarı gibi hissediyor kendini bir İstanbul beyefendisi son derece kültürlü kendisi bir sahaf (hazine bekçisi dedim ben)
Bazen dükkanda hüzne boğuluyor Çünkü bir zamanlar yaşayan
" İçimi sığdıracağım bir şehir arıyorum. Öylesine dolu ki içim. İçimde yaşanmışlıkları bir hercü merce teslğm etsem, diyorum. Beni kimselerin tanımadığı bir sokakta ölmek istiyorum. Bu dünyada yaşamak ağırlığı yüreğime sığmıyor. Hiçbir teraziye vuramam gönül yükümü. Benim gönlüm Tripoliçe'de takılı kaldı. Çocukların ölümünü içime sığdıramıyorum. Zihnimi kemiriyor tüm endişeler. Ya geriye dönerse kızıl başlı ejderhalar? Dünyanın neresinde olursa olsun çocuklara uzanan elleri kabul edemiyorum.