Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

2017 Kasım

Tuhaf Dergi - Sayı 8

Tuhaf Dergi

Tuhaf Dergi - Sayı 8 Gönderileri

Tuhaf Dergi - Sayı 8 kitaplarını, Tuhaf Dergi - Sayı 8 sözleri ve alıntılarını, Tuhaf Dergi - Sayı 8 yazarlarını, Tuhaf Dergi - Sayı 8 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hep aynı saatte gelsen daha iyi olur. Sözgelimi öğleden sonra saat dörtte gelecek olsan ben saat üçte mutlu olmaya başlarım. A. Saint-Exupery
Kendimden korkuyorum. Beni dolandırmış adamlardan korkmadığım kadar korkuyorum. Dayak yemekten korkmadığım kadar korkuyorum. Aniden ölmekten bile daha ziyade kendimden korkuyorum. Yapabileceklerimden, yapamayacaklarımdan ... Kendime koyduğum sınırlardan korkuyorum ve bu sınırlar, beni daha da korkak yapıyor. Sınırlardan vazgeçmeyi hayal ediyorum. Yıldızlara uzanmayı. Seninle ... Sırtlarımız acımadan. Ellerimiz kenetlenmiş, terlemekten de korkmuyoruz artık. Çıplak kalmışız işte bir kere. Yeniden, yeniden kalsak; sokaklarda kimse yok gibi çıplak dolaşsak; dünyanın her yerine ulaşsak; avaresi olsak aşkın? Sen de korkuyorsun. Yabancı olmaktan, kaybolmaktan, bir cümlede unutulmaktan ... Çoktan terk edilmişsin ve yalnızlığına tapıyorsun. Ondan güç alıyorsun. Seni zenginleştiren bu. Sen gittin diye kızgınım zenginlere. Bilmem neden ama anlamsız kızgınlıklarımı sana bağlayacağım. Bana yıldızların hikâyesini anlattığın için de kızgınım sana. Bile bile üzmeyecektin.
Sayfa 58 - Kalben (Bulutsuz Bir Geceye Özlem)Kitabı okudu
Reklam
“ Âşıktın bana." Saçlarından odanın duvarlarına doğru kuzeyli şarkılar yayılıyordu. " Peki ya sen?" diye sorunca önce bir şey söyleyecekmiş gibi yaptı ama sustu. Sonra yine karar değiştirip konuşmaya başladı: " Ben de seni seviyordum ama senin kadar değil." Vaktinden çok önce gitmiş bir baharın arkasından özlem duyar gibi bir acı hissettim içimde. Onu hatırlayamamanın değil, beni benden daha az sevdiğini öğrenmenin acısı canımı yakıyordu. O esnada "Üzülme, sandığın kadar da az değil," diye teselli etti, canımın ne kadar yandığını anlamış gibi. Anlamıştı. Dudaklarını, çiçeğin yaprakları gibi üzerime serpti. Beyaz örtünün üzerine.
Sayfa 44 - Tarık Tufan (Hafıza Kaybı)Kitabı okudu
Bu sağır dinginliğin, bu rahatsız edici vurdumduymazlığın, bu kör umursamazlığın sebebi mutsuz bir hayat sürüyor olmam mıdır?
Sayfa 44 - Tarık Tufan (Hafıza Kaybı)Kitabı okudu
Hafızam kadar karanlık bir gece geçirdim. O karanlığın içinde zihnimin soğuk ve taştan duvarlarına dokuna dokuna yol arayıp yüzünü bulmaya çalıştım. Bulamadım.
Sayfa 44 - Tarık Tufan (Hafıza Kaybı)Kitabı okudu
İnsanlara güvenmeyip, kuşkulu, kapalı, acılaşmış biri olarak yaşamaktansa, yüreğimi açıp üst üste yara almayı tercih ediyorum.
Sayfa 20 - Zülfü LivaneliKitabı okudu
Reklam
Ve ne yazık ki, yaşadığım deneyler beni değil, arkadaşımı haklı çıkarır nitelikteydi. En saygıdeğer sandığım insanların aslında saygıyı hiç hak etmediğini, küçücük şan şöhret, para hırsları ya da siyasi çıkar yüzünden sırtlana döndüğünü görmenin acısını yaşadım. Eski dostlarımın çoğundan ağır darbeler yedim. Başarı hırsından gözü dönmüş insanların, teker teker gergedanlaştığına tanık oldum. Ama yine de dostuma tam olarak hak vermedim/ vermiyorum.
Sayfa 20 - Zülfü LivaneliKitabı okudu
İnsancıklar
" O kadar büyütme," diyordu," “İnsan dediğin öyle ideallerden falan oluşmaz. Hırs, başarı arzusu, para kazanma hırsı, cinsel tutku, kıskançlık, başkalarını ezme duygusu ... İşte insan budur. Ve amacına ulaşmak için her türlü aşağılık numarayı çevirir." " Buna inanırsan yaşamam güçleşir," diye cevaplıyordum onu." Neye inanıp, neye güvenerek yaşayacağız o zaman? Bu dünyada dostluk yok mu? Sevgi, fedakârlık duygusu, merhamet, dayanışma bir hayal mi sence?"
Sayfa 20 - Zülfü LivaneliKitabı okudu
Tanpınar'ın roman kişileri sancılı yaşam deneyimlerinin ortasında bir başlarına bırakılırlar. İnsanın çevreden yalıtıldığını izleriz. Bu bir başınalık belki de bireyselleşebilmenin ilk adımı. Acı yalnızlık duygusu, giderek sağlam bir yaşamı var edecektir. Selim İleri
Saatleri Ayarlama Enstitüsü, bütün yenilik hareketlerimizin işlevsizliğini, donup kalmışlığını Oblomov'unkini anımsatan durgun, tembel, kıpırtısız bir yaşam içinde vurgular. Romanımızın en güzel sayfaları arasında bence. Selim İleri
Reklam
Sanat
“Çünkü sanat da aşk gibidir, kandırmaz, susatır. Ben seraptan seraba koşuyorum.” (Beş Şehir, s.206)
ŞARK
“Şark oturup beklemenin yeridir. Biraz sabırla her şey ayağınıza gelir.” (Huzur, s.11)
Aşk
“Ben aşktan daima kaçtım. Hiç sevmedim. Belki bir eksiğim oldu. Fakat rahatım. Aşkın kötü tarafı insanlara verdiği zevki eninde sonunda ödetmesidir. Şu veya bu şekilde ... Fakat daima ödersiniz ... Hiçbir şey olmasa, bir insanın hayatına lüzumundan fazla girersiniz ki bundan daha korkunç bir şey olamaz ..." ( Saatleri Ayarlama Enstitüsü, s.341)
Zaman
“Fakat birdenbire gecenin sessizliğini saat sesleri yıktılar. Evin hemen her tarafından zaman kendini ilan ediyordu. Beyhudedir, diyordu, bütün bu ıstıraplar, unutmalar ve hatırlamalar, ben varken hepsi beyhudedir!" ( Sahnenin Dışındakiler, s.110)
İstanbul
“İstanbul, ya hiç sevilmez; yahut çok sevilmiş bir kadın gibi sevilir; yani her haline, her hususiyetine ayrı bir çıldırarak." ( Beş Şehir, s.134)
184 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.