Türk Arap İlişkileri ve Arap Milliyetçiliğinin Doğuşu
Zeine N. ZeineTürk Arap İlişkileri ve Arap Milliyetçiliğinin Doğuşu Sözleri ve Alıntıları
Türk Arap İlişkileri ve Arap Milliyetçiliğinin Doğuşu sözleri ve alıntılarını, Türk Arap İlişkileri ve Arap Milliyetçiliğinin Doğuşu kitap alıntılarını, Türk Arap İlişkileri ve Arap Milliyetçiliğinin Doğuşu en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Arap Müslümanları “yabancı” Müslümanlara, onları “inançsızlıktan kurtarmak suretiyle,” büyük bir lütufta bulunduklarına inanıyorlardı.
Sayfa 174Kitabı okudu
Rusya korkusu
Hiçbir şey Türk kafasındaki Rusya korkusunun yerini alamaz. Kuzeyden gelecek tehlike hissi Türk düşüncesinde her şeyden daha ağır basar.
Sayfa 144 - Churchill, The World Crisis,Kitabı okudu
Muhammed Abduh
Müslümanların ilk planda “hastalığının” kendi dinlerinin cahili olmaları, ikinci olarak da, Müslüman idarecilerin despotizmi olduğuna inanmaktadır.”
Sayfa 87Kitabı okudu
Dış destek olmadan isyan olmaz
Suriyelilerin Türklere karşı birleşik bir isyancı hareketi dış yardımlar olmaksızın yapmaya muktedir olduklarına pek ihtimal vermiyorum. Suriye’de varlığını sürdüren çok sayıda mezhep ve ırk buna engel teşkil edecektir. Ayrıca, görece daha özgür ve hoşnut yaşayan Lübnanlı sakinler, Suriyelilerin bir isyanına katılmaya isteksiz olacaklardır. Büyük Britanya, Dış İlişkiler Dairesi, 195/1368, Rapor No. 3, Gizli, Beyrut, 17 Ocak 1881.
Sayfa 83Kitabı okudu
Hâlihazırda Türklerin, Arapların “geri kalmışlığının” ve 400 yıl boyunca kültürel gecikmelerinin ana sorumlusu olduğu yolundaki popüler görüşü destekleyecek hiçbir tarihi kanıt yoktur.
Sayfa 28Kitabı okudu
Osmanlı idaresi Arap dünyası ve İslam’ı hemen hemen 400 yıl boyunca yabancı tecavüzlerden korumuştur ve genellikle Abdülhamid’in despotik yönetiminin son yılları ve Jön Türkler’in kısa Turancı şovenizm dönemi dışarıda bırakılacak olursa, Arap vilayetlerine geniş bir yerel özerklik tanımıştır.
Sayfa 21Kitabı okudu
“Türkleştirmek”
Araplar Türklerin yönetiminde, özellikle son dakikada Arapları “Türkleştirmek” dışında Türkler hiçbir girişimde bulunmadığından, “ulusçuluk”larını asla kaybetmemiş ya da “unutmamışlardır”.
Sayfa 175Kitabı okudu
Mekke Şerifi Hüseyin
Tüm tarihsel hakkaniyetle şu kaydedilmelidir ki, Osmanlı İmparatorluğu’nun Arap vilayetlerindeki Araplar ve Arap liderlerin tümü birden Mekke Şerifi Hüseyin tarafından yönetilmeyi istemiyordu.
Sayfa 160Kitabı okudu
Hasta Adam intihar etti
Osmanlı İmparatorluğu 5 Kasımda I. Dünya Savaşı’na girdiğinde kendi ölüm fermanını imzalamış oldu. Hasta adam nihayet intihar etmişti.
Sayfa 142Kitabı okudu
Arap uyanışı
Böylelikle, üzerinde çok durulan tabir “Arap uyanışı” esasen Türk rejiminin istismar, yozlaşma ve despotizmine karşı bir uyanış ve onu ıslah etme yönünde bir arzuydu, yani kötü yönetime bir son vermek, Araplar için Türklerle eşit haklar talep etmek ve daha çok siyasal özgürlük ve sivil hürriyet elde etmek anlamına geliyordu.
Sayfa 86Kitabı okudu
... Türk diye çağırmak bir hakaretti.
“Türk” kelimesinin şimdiki kullanımı Osmanlı İmparatorluğu’nun sonuna doğru ortaya çıkmıştır. Esasen, Anadolu köylülerini kastederek ’ kullanılıyordu (Arapçadaki “fellah” kelimesine tekabül ediyor.). Bir İstanbul beyefendisini Türk diye çağırmak bir hakaretti. O Osmanlı İmparatorluğu’nun bir tabiiydi.
Sayfa 15Kitabı okudu
“kusursuz sayıyı kusursuz kılan”
“Süleyman, Osmanlı hanedanının onuncu sultanıydı; hicretin onuncu asrını başlattı; bu ve başka ondalık sıfatlardan ötürü yurttaşları tarafından ‘Kusursuz Sayıyı Kusursuz Kılan” diye anılır oldu.” Creasy, History of the Ottoman Turks, s. 160.
Sayfa 13Kitabı okudu
Urube
Müslüman Araplarla Hristiyan Arapların tek ortak paydası Arapçılık yahut Urûbe idi. Urûbe şeklindeki savaş narası Arapların ulusçu duygularını uyandıracak ve Türk yönetiminden son derece hoşnutsuz olan Müslüman ve Hristiyan Arapları etrafında toplayacaktı.
Sayfa 76Kitabı okudu
Türkler Arapça öğrenmediler
Türkçe, yönetimin ve hükümetin resmî dili olup, Türklerin çoğu hiç Arapça öğrenmemiş olsa da, yalnızca sayısız Arapça sözcük dillerine girecek bir yol bulmakla kalmamış, İstanbul ve diğer Türk şehirlerinin camilerinde Kuran’dan dualar ve okumalar daima Arapça olmuştur.
Sayfa 21Kitabı okudu
Sadece Osmanlılar Türk değildi...
“Osmanlı İmparatorluğu ulusal bir devletin tam zıddı olarak başlamıştır. Yerleşen herhangi bir halkın adıyla değil, fakat kuran kişinin adıyla anılır. Osman ve aşiretinin Türk olduğu doğrudur; lâkin Anadolu’daki bir düzine Türk devletinden yalnızca biriydiler ve Türk komşuları en zor rakip ve düşmanlarıydı...
Sayfa 46Kitabı okudu