Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türk Masalları - Seçmeler

Naki Tezel

Türk Masalları - Seçmeler Sözleri ve Alıntıları

Türk Masalları - Seçmeler sözleri ve alıntılarını, Türk Masalları - Seçmeler kitap alıntılarını, Türk Masalları - Seçmeler en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Fenalık hiçbir zaman cezasız kalmaz.
Sayfa 259 - Alfa Yayınları
Reklam
Türk'teki zekâ gücünü "Keloğlan" kadar temsil eden başka bir masal kahramanı gösterilemez.
Kalktı sıçradı kürek sapına...Gözünü dikmiş çocuk hakkına...
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde. Develer tellal, pireler bakkalken. Keçiler berber, ben annemle babamın beşiklerini tıngır mıngır sallarken, annem kaptı maşayı, babam kaptı dolmayı. Kaç kaçmaz mısın, kaç kaçmaz mısın. Sen de olsan kaçmaz mısın. Gittim, gittim. Az gittim uz gittim, dere tepe düz gittim. Konarak, göçerek, arpa, buğday, lale, sümbül biçerek, altı ay bir güz gittim. Bir de arkama baktım ki ne göreyim? Bir iğne boyu yol gitmişim. Oracıkta üç dükkan gördüm. İkisi harap, birinin kepengi yok. Kepengi olmayan dükkana girdim, orada üç silah gördüm. İkisi kırık, birinin barutu yok. Barutu olmayan silahı aldım ava çıktım. Dolaştım, dolaştım, üç tavşan buldum. İkisi ölü, birinin canı yok. Canı olmayan tavşanı vurdum. Gittim, gittim gittim. Önüme üç dere çıktı. İkisi kuru, birinin suyu yok. Suyu olmayan derede tavşanı yıkadım. Orada üç tencere buldum. İkisi delik, birinin dibi yok. Dipsiz tencereye tavşanı koydum. Pişirdim, pişirdim. Dittim, dittim. Yedim, yedim. Karnım doydu, doydu. Ama hala dudaklarımın haberi yok. Günler günlerle birleşiverip aylar olmuş. Aylar aylarla birleşiverip yıl olmuş da kimse farkına varamamış.“Onlar ermiş muradına, biz çıkalım tavanarasına.”
Kabahatli olan her zaman cezasını çeker.
Sayfa 50 - Alfa Yayınları
Reklam
Günler günlerle birleşiverip aylar olmuş. Aylar aylarla birleşiverip yıl olmuş da kimse farkına varamamış.Onlar ermiş muradına, biz çıkalım tavanarasına.”
Onlar ermiş muradına ,biz çıkalım dam ardına.
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde. Develer tellal, pireler bakkalken. Keçiler berber, ben annemle babamın beşiklerini tıngır mıngır sallarken, annem kaptı maşayı, babam kaptı dolmayı. Kaç kaçmaz mısın, kaç kaçmaz mısın. Sen de olsan kaçmaz mısın. Gittim, gittim. Az gittim uz gittim, dere tepe düz gittim. Konarak, göçerek, arpa, buğday, lale, sümbül biçerek, altı ay bir güz gittim. Bir de arkama baktım ki ne göreyim? Bir iğne boyu yol gitmişim. Oracıkta üç dükkan gördüm. İkisi harap, birinin kepengi yok. Kepengi olmayan dükkana girdim, orada üç silah gördüm. İkisi kırık, birinin barutu yok. Barutu olmayan silahı aldım ava çıktım. Dolaştım, dolaştım, üç tavşan buldum. İkisi ölü, birinin canı yok. Canı olmayan tavşanı vurdum. Gittim, gittim gittim. Önüme üç dere çıktı. İkisi kuru, birinin suyu yok. Suyu olmayan derede tavşanı yıkadım. Orada üç tencere buldum. İkisi delik, birinin dibi yok. Dipsiz tencereye tavşanı koydum. Pişirdim, pişirdim. Dittim, dittim. Yedim, yedim. Karnım doydu, doydu. Ama hala dudaklarımın haberi yok.
Sayfa 224 - Alfa KitapKitabı okudu
Evvel zaman içinde... Kalbur saman içinde... Deve tellâl iken... Keçi berber iken... Katır natırken... Ben minarede biçki biçerken... Babam bana bir at aldı, durdur diye... At bana bir tekme vurdu, geri dur diye... O yalan, bu yalan... Fili yuttu bir yılan... Bu da mı yalan?"
Reklam
Masal, ilk insan topluluklarından doğmuştur. Önceleri ataların kahramanlıklarının küçük toplulukta anlatılmasıyla başlamış, kahramanlıklar ve bunlarla ilgili olaylar, ağızdan ağza geçerek, topluluğun genişlemesiyle birlikte yayılmış, aileden klana, klandan kabileye, kabileden de daha büyük birliklere ve sonunda milletler dediğimiz insan topluluğuna geçmiş, ona mal olmuştur.
Sayfa 9 - Alfa Yayınları
Masal masal matitas... kalaylandı bakır tas... çukura düştü çıkamaz... pır pır eder uçamaz. Var varanın, sür sürenin... habersiz bağa girenin, hali yaman demişler... masaldır bunun adı... söylemekle çıkar tadı... her kim dinlemezse bunu, hakkından gelsin kambur dadı... Bir varmış, bir yokmuş. Vakti zamanında...
Sayfa 340
Dokunmayız biz bu delikanlıya. O, ne güzel yapraklar, diye her birimizden birer parça alarak cebine koydu, gönlümüzü aldı. Halbuki siz, buralarda avlanırken, keklikler aramıza saklanınca, “Çalı, kökün kurusun” diyerek bizi darılttınız. Biz bu yiğide yol vereceğiz
Tok gözlü insanları herkes sever.
Sayfa 33 - Alfa Yayınları
65 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.