Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Erkekler Devlet, Kadınlar Aile Kurar

Türk Modernleşmesinin Cinsiyeti

Serpil Sancar Üşür

Türk Modernleşmesinin Cinsiyeti Gönderileri

Türk Modernleşmesinin Cinsiyeti kitaplarını, Türk Modernleşmesinin Cinsiyeti sözleri ve alıntılarını, Türk Modernleşmesinin Cinsiyeti yazarlarını, Türk Modernleşmesinin Cinsiyeti yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Batı'nın yeni keşfettiğini eski Türkler geçmişte zaten yaşamıştır. Kadını eve kapatma, politik haklarından mahrum bırakma, örtünme, ev işleriyle uğraşması, erkeğe itaatle yükümlü oluşu Arap kültürünün patriarkal özelliği olarak Anadolu'ya gelmiştir. Bu düşünceye göre erkeğe eşdeğer kadın kimliği eski Türk kültüründen kaynaklanır.
Sayfa 149 - İletişim Yayıncılık, 1. Baskı: 2012
Osmanlı-Türk moderleşmesinin adı unutulmuş önemli kadınlarından Ulviye Mevlan Osmanlı Müdafaa-i Hukuk-ı Nisvan Cemiyeti'nin kurucusudur. Bu dernek kadın haklarını bir bütün olarak savunan ve feminist perspektif ile faaliyet yürüten ilk dernektir.
Sayfa 97 - İletişim Yayıncılık, 1. Baskı: 2012
Reklam
Osmanlı kadın hareketinin kamusal dünyaya çıkış araçları: Kadın dernekleri
Osmanlı kadınlarının kendilerini topluma en iyi kanıtlayabilecekleri ve toplumsal gelişmeye katkıda bulunabileceklerini düşündükleri dernekler, yardım dernekleri olmuş. Osmanlı hanedan kadınlarının kendi adlarına hayır vakıfları kurarak hayır işleri yapmayı bir görev bildikleri tarihi mirasın da desteğiyle, soylu ve özellikle de zengin kadınların kendilerini tanıtma ve kimlik edinme dolayımı olarak kurulan yardım derneklerinin kadınlar eliyle yürütülmesi önemli bir özellik. Modernleşmeyle birlikte değişmeyip yeniden şekillenen ve orta sınıflaşarak bugüne kadar devam eden yardım dernekleri kurma ve yürütme işi bir 'kadınsı uğraş' olmuş.
Sayfa 96 - İletişim Yayıncılık, 1. Baskı: 2012
Osmanlı kadın hareketinin kamusal dünyaya çıkış araçları: Kadın dergileri
Şüküfezar, sadece kadınların çıkardığı ve sahibi kadın olan ilk dergi olarak 1886 yılında 15 günde bir yayımlanmaya başlıyor. Döneme damgasını vuran ise 1895 yılından 1906 yılına kadar haftalık olarak 580 sayı yayınlanmayı başarmış Hanımlara Mahsus Gazete. Bunların yanı sıra 1908'de haftalık olarak 7 sayı çıkmış Demet, yine 1908'de aylık olarak 12 sayı çıkan Mehasin, yine 1908'de Selanik'te çıkmaya başlayan ve 30 sayı yayınlanan Kadın ve 1911'de İstanbul'da yine aynı adla yayınlanan Kadın dergileri bu çalışmalarla tarihin karanlıklarından bize sunulan kadın dergileri. Kadınlar Dünyası dergisi ise 1913-1921 yılları arasında yayınlanan, Müdafa-i Hukuk-ı Nisvan Cemiyeti'ne mensup kadınlar tarafından desteklenen, sahibi Ulviye Mevlan olan, ilk 100 sayısı günlük, sonradan haftalık olarak yayına devam etmeyi başaran çok önemli bir dergi. Kadınlar Dünyası doğrudan kadın haklarını savunma amacı güden bir dergi olarak çok dikkat ve eleştiri çekiyor.
Sayfa 94 - İletişim Yayıncılık, 1. Baskı: 2012
Türk Yurdu dergisi ve Türk Ocağı teşkilatları etrafında toplanan Türkçü gruplar yeni Türk Kadını ve yeni Türk Ailesi'nin nasıl olması gerektiği hakkında sistemli görüşler geliştiren ve bunları hayata geçirme iktidarına sahip olmuş etkili bir siyasal grup. Türkçüler kendi bakış açılarından kadın haklarını savunurken kendilerine özgü görüşleriyle öne çıkıyorlar ve 1912'den başlayarak Türk Ocağı'nda ilk kez kadınlı erkekli birlikte toplanmaya başlıyorlar. Bu toplantılar İslamcıları kızdırıyor ve ahlaksızlık olarak nitelendiriliyor. Türkçülere göre vatan ve memleketin işleri ile ilgili olarak kadınlarla erkeklerin her yerde yan yana olabilmesi gerek. Eski Türklerde de kadınlar ve erkekler hep yan yana devlet ve memleket işlerini yönetmişler. Ziya Gökalp'e göre feminizm de zaten Türklerde doğmuş. Gökalp kadınla erkeğin nikahta, boşanmada, mirasta, mesleki ve siyasi haklarda eşit olması gereğini Türkçülüğün Esasları adlı meşhur kitabında açıkça savunuyor.
Sayfa 91 - İletişim Yayıncılık, 1. Baskı: 2012
Devlet adamı ve reformcu aydınlarından Abdullah Cevdet, İçtihat dergisinde yayınlanan "Pek Uyanık Bir Uyku" adlı makalesinde bu konuda Batıcıların temel görüşleri diyebileceğimiz görüşleri çok iyi temsil ediyor. Abdullah Cevdet'e göre Padişah'ın tek eşi olmalı, kadınlar diledikleri tarzda giyinebilmeli, kadınlar vatanın en büyük velinimeti sayılarak hürmet edilmeli, kadınlar ve kızlar erkeklerden kaçmamalı, görücü adetine son verilerek her erkeğin gözüyle görüp beğendiği kızla evlenmesi sağlanmalı, kızlar için açılacak diğer okulların yanı sıra Tıbbiye Okulu da açılmalı, Avrupa medeni kanununun kabul edilmesi ile evlenme ve boşanma hukuku değiştirilmeli, cariyelik yasaklanmalı, birden fazla kadınla evlenmek yasaklanmalı demiş (aktaran Taşkıran, 1973;62; Kurnaz, 1991;67). Tevfik Fikret de meşhur olmuş dizeleriyle benzer biçimde kadınların modernleş(tiril)mesi gereğini şöyle savunmuş (aktaran Kurnaz, 1991;67): "Elbet değil nasibi mezellet kadınlığın Elbet sefil olursa kadın alçalır beşer."
Sayfa 89 - İletişim Yayıncılık, 1. Baskı: 2012
Reklam
Osmanlı'nın reformcu erkekleri
Halil Hamit 1910 yılında 'İslamiyette Feminizm Yahut Alem-i Nisvanda Müsavat-ı Tamme (İslamiyette feminizm yahut kadınlar dünyasında tam eşitlik) isimli bir kitap yazmış ve "insanlık devrinin başlamasının kadınların idari ve siyasi işlerde erkekler gibi yer almaları ile" olacağını söylemiş; siyasal hakları kadınlar için gerekli tabii haklar içinde saymış ve Müslümanlığın kadın-erkek eşitliğine engel ve karşı olmadığını ileri sürmüş (aktaran Taşkıran, 1973; 53).
Sayfa 88 - İletişim Yayıncılık, 1. Baskı: 2012
Osmanlı'nın reformcu erkekleri
Selahattin Asım 1905'te "Türk Kadınlığının Tereddisi yahut Karılaşmak" başlıklı bir yazı yazarak kadınların gerilikten ve ezilmişlikten kurtarılması için gerekirse din kurallarının dikkate alınmadan hareket edilmesi gereğini ve hatta açıkça dinin kadınlar üzerindeki denetim ve baskılarına karşı durulması gereğini savunmuş (Taşkıran, 1991;60). Selahattin Asım, kadınların örtünmesi konusunda da eleştirel bir tavır takınarak dini baskıların kadınları yozlaştırdığını, ezdiğini vurgulayarak "kadının manevi eğitimi temin edilince tesettüre lüzum yoktur. Kadını cemiyete çekmeden manevi eğitimi vermek kabil değildir" diye yazmış. Selahattin Asım'ın Türk Kadınlığının Teaddisi yahut Karılaşmak adlı kitabında "münevver anneler", "sosyal anneler" yaratmak arzusu ile ilgili görüşlerini dişilik/karılık ile kadınlığı birbirinden ayırarak yapmaya çalışıyor (aktaran Caporal, 1982; 88-9).
Sayfa 87 - İletişim Yayıncılık, 1. Baskı: 2012
285 öğeden 181 ile 190 arasındakiler gösteriliyor.