Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Erkekler Devlet, Kadınlar Aile Kurar

Türk Modernleşmesinin Cinsiyeti

Serpil Sancar Üşür

Türk Modernleşmesinin Cinsiyeti Gönderileri

Türk Modernleşmesinin Cinsiyeti kitaplarını, Türk Modernleşmesinin Cinsiyeti sözleri ve alıntılarını, Türk Modernleşmesinin Cinsiyeti yazarlarını, Türk Modernleşmesinin Cinsiyeti yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bacım bi sakin
Dünya tarihinde sömürgecinin kim olduğuna bakıldığında,asker, tüccar, yönetici ya da rahip olsun, hepsinin erkek olduğu görülür.
Kadınların en genel anlamda talebi işgücü piyasasında erkeklere eşit sta­tü ve ücrette bir iş bularak para kazanabilmek ve devlet karşısında erkeklerle eşit haklara sahip olarak vatandaş olarak eşit korunmaktı. Bu talepler farklı sınıflara mensup kadınlan, eşit vatandaşlık hukukuna ve oy hakkına sahip vatandaşlar olmak için siyasal partilere parlamentolara; ve sendikalara eşit koşul­larda katılmaya yöneltti. Eşit haklar talep eden kadınlar eril değerlerle kuşatılmış ailede ve işgücü piyasasında kendilerini güçlendirmeye yarayacak düşüncelere yakın durdular.
Reklam
Kuzey Atlantik coğrafyasındaki milliyetçi siyasetlere uzak ve karşıt oluşunun nedeni bu toplumlardaki kadınların temel sorununun eve kapatılmaktan kurtulma arayışıydı.
Pdf Kitap
Türk Modernleşmesinin Cinsiyeti
Türk Modernleşmesinin Cinsiyeti
pdf elinde olan iletibilir mi ödev hazırlamam lazım?
Erkeklerle siyasal alanda aynı siyasal mücadelelere katılan kadınların ulus-devlet kurulduktan sonra onun yönetimine katılmalarının sakıncalı bulunması modern siyaset anlayışında bugüne kadar etkisini sürdüren bir cinsiyetçi sakatlanma nedeni olmuştur.
Sayfa 113Kitabı okudu
"Modern Türk Kadını" kimliği eşit vatandaşlık statüsünden çok Türk milli ve modern kimliğini dünyaya gösteren bir kültür göstergesi ve kültür farklarının sınırlarını temsil eden sembolü olmaya dayandı.
Sayfa 112Kitabı okudu
Reklam
Erken modernleşme döneminin siyasal reform dönemlerinde yer almış kadınlar, kurucu erkeklerle eşit konum ve statüde devleti yöneten ve toplumsal fırsatlardan yararlanan vatandaşlar olmak yerine ulusun anaları, geleneğin ve milli kültürün taşıyıcıları olarak ve ancak erkeklerden farklı alanlarda kamusallaşma serbestîsine sahip olabildiler.
Sayfa 112Kitabı okudu
Savaşların yarattığı yoksulluk, yurtsuzluk, yetim ve kimsesiz çocuk ve dul sayısındaki artışlar, erkeklerin savaş gerekçesiyle çok sayılarda öl(dürül)mesi toplumsal dayanışma gereksinmesinin artırılmasına yol açıyor; kadınların sokağa çıkarak evin dışında hayır işleri ile uğraşmalarını meşrulaştırıyor.
1950’lerden sonra, çok partili dönemde ilkokul programlarında okutulan Yurttaşlık Bilgisi ders kitabında muhafazakârlık dozunun daha da arttığını görüyoruz. Annelik ile kadın-yurttaş ilişkisi daha da ciddi bir kopuşa dönüşüyor. Artık anne meslek sahibi olmayan bir ev kadınıdır ve evişi anneye zevk verir. Üstel, bunu ailede muhafazakâr demokrasinin cinsiyetçi inşası olarak yorumlar (Üstel, 2004; 269-270). Modern Türk ailesinin modern Türk toplumunu kurma işlevi bitmiş görünmektedir. Kadınlar eve, aile bakımına ve ev işlerine kapatılmışlardır. Onlardan beklenen toplumsal bir katılım yok gibidir.
Kadın haklarını “eşit birey olma” ve erkeklerle eşit vatandaşlık haklarına sahip olma şartı çerçevesinde savunan modernist feministler, milliyetçi cumhuriyetçiler tarafından Avrupa hayranlığı, aşırılık, toplum hizmet beklerken kendi çıkarları ile uğraşma gibi politik argümanlarla eleştirilmişler; erkek düşmanı olarak yaftalanmışlar. Milliyetçi bakış açısından “vatanın hukuku” ile “kadının hukuku” arasında her zaman bir uzlaşmazlık algılanmış ve gerektiğinde kadının hukukundan vatanın hukuku uğruna vazgeçilebileceği düşünülmüş.
Reklam
Halide Edip~ “Çaylara gitmek, modaya meraklı olmak, hatta dans etmek bir kadının memleketine ait meselelerde ciddi düşünmeyeceğini ifade etmez. Memleketin bütün yükünü aziz omuzlarında taşıyan taşra kadınının çoğunluğunun menfaat ve hakkını da şehirdeki kadınlar inceleyecek ve savunacaklardır”.
1924 Anayasası tartışmaları sırasında Afyonkarahisar milletvekili İzzet Ulvi Bey Anayasa’nın oy verme hakkını tanımlayan 10. maddesi görüşülürken “Her Türk seçme ve seçilme hakkına sahiptir” ibaresindeki Türk tanımı içinde kadınların da olup olmadığını soruyor. Anayasa Komisyonu başkanı Celal Nuri Bey de Türk deyince yalnız erkek anlaşılması gerektiğini belirtiyor (Taşkıran, 1973; 102-3).
Latife Hanım ile Mustafa Kemal’in boşanma nedeni olarak Latife Hanım’ın feminist görüşlere sahip olması ve politik etkinliklere katılması gösterilmiş. Dönemin The New York Times gazetesinde çıkan bir haberde “Modern Türkiye’nin lideri eşinden modern olduğu ve erkeklerle aynı rolü üstlenmek istediği için boşanıyor” deniyor.
Hiçbir konuda ‘gericiler’i dinlememeye azim gösteren Cumhuriyetçiler neden kadınları devlet yönetimine alma ve siyasal haklar tanımada onların düşüncelerini karşılarına almak istemiyorlar acaba?
285 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.