Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türk Musikisi Nazariyatı Tarihi

Doç. Dr. Mehmet Tıraşcı

Türk Musikisi Nazariyatı Tarihi Gönderileri

Türk Musikisi Nazariyatı Tarihi kitaplarını, Türk Musikisi Nazariyatı Tarihi sözleri ve alıntılarını, Türk Musikisi Nazariyatı Tarihi yazarlarını, Türk Musikisi Nazariyatı Tarihi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Suphi ezgi(ö.1962)
Musiki nazariyyatında Arel’den etmekle birlikte onun sisteminde bulunmayan ekaik mücenneb aralığı olan 11/10 aralığını vererek Uşşak dizisinde kullanılan Dügâh-Segâh aralığına işaret eder
Sayfa 226Kitabı okudu
Reklam
(Nasır dede) Edvar-ı meşhûre olarak bildiğimiz on iki makamı on dörde çıkarıp âvâze, şube ve terkipler konusunda yaklaşık beş asırdır üze- rinde durulan anlayışa muhalif olarak bunların hepsinin birbirinin kolu olduğunu ve terkip ismi altında birleşebileceğini ifade etmiştir. Eskilerin bu tasnifini kabul etmemekle birlikte, onların anlayışını da saygı ile karşılayarak bir çeşit ilmî nezaket örneği sergilemiştir. Bu minvalde on dört ana makam ile 136 terkibin dizisi ve seyrini izah ederek 150 makamı eserinde zikretmiştir. Yine dikkat çeken bir husus, makamları uyumlu olmalarına göre tasnif etmesidir. Örneğin Rast makamının, Sûzi Dilârâ, Nevâ, Râhevî, Segah ve Nihavend ile uyumu tamdır. Makamların yalnız dizileri ve seyirlerini açıklamakla yetinmeyip daha önceki edvarlarda rastlayamadığımız müzeyyin diye isimlendirdiği süsleyici perdeleri ele almış, ayrıca bunları tasnif ederek bir kurala bağlamıştır. Tedkik ü Tahkik'te oldukça kısa da olsa ney sazının icrası ile ilgili bilgiler vermesi, tarihi açıdan bir metot çalışması olarak kaynak niteliği taşımaktadır
Sayfa 179Kitabı okudu
Nâsır dedenin Mûsikî nazariyyata katkıları
Mûsikî tarihinde pek çok nazari eser kaleme alındıysa da yenilik açısından hepsi aynı kıymette değildir. Anadolu okulu içerisinde XV. yüzyılda başlayan ve daha sonra durağanlaşan nazari çalışmalardan sonra Kantemir'le beraber mûsikî ilmi bir ivme kazanmaktadır. Onun anlayışını zirveye taşıyan isimlerin başında da Nâsır Dede gelir. Tahririyye'de aktardığı yeni nota sistemine ilaveten kaleme aldığı besteler başlı başına önem arz etmekle birlikte, Tedkik ü Tahkik gibi çok da büyük olmayan bir eserin içerisine kıymetli bilgiler yüklemektedir
Sayfa 178Kitabı okudu
Abdülbâkî Nâsır dede(ö.1821)
Bu yüzyılda on yedili perde sisteminin dışına çıkıldığından bahsetmiştik. Nâsır Dede ise bu on yedili ses sistemini takip eder. Fakat aynen Hızır Ağa gibi ilk oktavda verdiği on sekiz perdenin birini, ikinci oktavda ele almaz. Nâsır Dede'de bu perde günümüzdeki Nim Şehnaz'dır. Birinci oktavda Şûrî olarak zik- rettiği perde ikinci oktavda görülmez. Buna karşılık Segah ve Bûselik arasındaki nim perdenin gereksiz olduğunu ve aradaki farklılığın başka aralıklarda da bulunduğunu belirtir. Bahsi geçen bu ara perdeyi daha önce Hızır Ağa'da görmüştük. Burada dikkat çeken bir husus ise perdelerin izah edildiği çalgı olarak ney sazının tercih edilmesidir. (Tura, İnceleme ve Gerçeği Araştırma (Tedkik ú Tahkik), 2006, s. 32)
Sayfa 176Kitabı okudu
Serperde yani ana perde olarak tarif edilen Dügâh’tan yedi makam, dört âvâze, bir şûbe ve on sekiz perde doğar ifadesi ile devam edilmesi yukarıda makam ismi ile sayılan on beş ana makamın aslında on beş ana perde olduğunu akla getirmektedir. Nitekim burada Dügâh makam değil perde olarak zikrediliyor. Bu anlayışla diğer perdelerden doğan makam, âvâze, şûbe ve terkipler bir daire içerisinde iç içe aktarılır. (Uslu, Mehmed Hafid Efendi ve Mûsikî, 2001, s. 42) Daire içerisinde dizilerin birbiri ile irtibatlandırılarak gösterilmesi sistemci okula ait bir ifade şeklidir. Dolayısıyla ed-Dürer'de gördüğümüz bu daireler aynı mantıkla oluşturulmamıştır. Bu dairelerde, icradaki önemli perdelerin birbiri ile ilişkilendirilmesi sonucu bir anlayışın ortaya çıktığı akla gelebilir.
Sayfa 173Kitabı okudu
Reklam
SEYYİD MEHMED EMİN(XVIII.Yüzyılın sonu)
Dikkat çeken başka bir husus ise Derviş Mehmed Emin'in tam sesler arasında verdiği iki nim perdeye bazı ekler de yapmasıdır. Örneğin, Nevâ ve Hüseyni arasında bulunan Hisâr ve Bayati perdelerini zikretmekle birlikte ŞÛRÎ isminde bir perde daha verip bunun Hüzzam perdesi olduğunu ifade eder. Ayrica eserde Segah ve Çargah arasında bulunan Buselik perdesine ek olarak Segâh ile Bûselik arasında bir perdeden daha bahseder. Sâzkâr diye adlandırdığı bu perde, XVIII. yüzyılda yazıldığı tahmin edilen bir mûsikî risâlesinde ve Kemanî Hızır Ağa'da bulunmakla birlikte, bunu ilk defa isimlendiren Derviş Mehmed Emin olmuştur. (Doğrusöz, Músiki Risäleleri (Ankara Milli Kütüphane 131 Numaralı Yazma), 2012, s. 56)
Sayfa 170Kitabı okudu
Ali Ufkî bey (ö.1675)
Bunlar arasında önemli olanı 1650 dolaylarında kaleme alınan Mecmua-i Sâz ü Söz'dür. Bu kitap, XVI. ve XVII. yüzyıllara ait beş yüzden fazla söz ve saz eserini ihtiva etmektedir. Ayrıca Türk hatta Islam dünyasında bilinen ilk nota koleksiyonudur. (Behar, Ali Ufki ve Mezmurlar, 1990, s. 37) Eser içerisinde 160 peşrev, 104 türki, 84 murabba, 47 varsağı, 44 saz semâî, 41 semâi, 18 tesbih, 15 ilahi, 10 raksiyye, 4 şarkı, 2 tekerleme örneği bulunmaktadır. (Cevher,1995,s.50-52)
Sayfa 151Kitabı okudu
Seydi
Seydi, eserinde mûsiki düşüncesine etki eden kişiler içerisinde Farabi ve Safiyyüddin'in ismini zikreder. Bunların haricinde kimligini bilmediğimiz bazı kimseleri de konu edinir. Pythagoras göklerin bilgisine erişmesi hakkında anlatılan meşhur hiki XV. yüzyıl edvârlarında Hz. İdris gibi peygamberlere atfedilse de el-Matla'da bu hikâyede zikredilen kişi Ömer bin Bahr Câhız olarak kaydedilmiştir. Ayrıca yıldızların yapısı, burçlar, aralıklar ve şarkıların ruha tesirini konu edinmesi sebebiyle Pythagoras- çı görüşlerin mûsikî anlayışında yer edindiğini söyleyebiliriz. Seydi, nazari konular hakkında kaynak olarak mûsikî tarihinde ismine daha önce rastlamadığımız Şeyh Dik Ebu'n-Nik isimli bi rini zikreder. (Arisoy, 1988, s. 11-15)
Sayfa 146Kitabı okudu
Hızır bin Abdullah(ö.1451)2.Mahmud devrinden
Ses sistemi Safiyyüddin'e dayanmakla birlikte Hızır bin Abdullah perde isimlerini temel dizi olarak kabul ettiği Rast dizisinde gösterir. Uşşak yerine temel dizi olarak Rast'ın zikredilmesi bu dönemden sonra yaygın- laşacaktır. Esasen dizinin içeriğinde bir değişiklik yoktur. Değişen sadece dizinin ismidir. Bunlar eserde şöyle sıralanır: Yegâh, Dügah, Segah, Çârgâh, Pençgáh, Şeşgah (Dügâh-1 Sâni), Heftgåh (Segåh-1 Sâni) ve Heştgáh (Yegâh mukabili). Bir oktavdaki perde aralığı aynı şekilde on yedidir. (Çelik, 2001, s. 10-11)
Sayfa 140Kitabı okudu
33 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.